34,6618$% 0.03
36,3339€% -0.15
43,5722£% -0.06
2.939,08%0,27
2.637,92%0,25
9.636,12%-0,25
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından hazırlanan içtihat metninden elde edilen bilgilere göre, Diyarbakır’da yaşayan bir kadın, 2016 yılında evlendiği ve 3 çocuğunun babası olan eşi hakkında önemli bir dava süreci başlattı. Kadın, eşinin başka bir kadınla yaşadığını, çocukların ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek 2019 yılında mahkemeye tedbir nafakası talebiyle başvurdu.
Dilekçesinde, kendisinin ev kadını olduğunu ve dolayısıyla gelirinin olmadığını ifade eden kadın, tır şoförlüğü yapan eşinin o dönemde aylık 3.000 ila 4.000 lira arasında bir gelir elde ettiğini aktardı. Kadın, kendisi için 500 lira, çocukları için ise toplamda 1200 lira tedbir nafakası ödenmesini talep etti. Ancak, davalı eş bu iddiaları reddederek, kirada oturduğunu ve asgari ücret seviyesinde gelir elde ettiğini, bu nedenle evin ve çocukların ihtiyaçlarını zaten karşıladığını belirtti. Nafakanın ekonomik durumu dikkate alarak belirlenmesini istedi.
Davalı Koca Boşanma Talep Etti
Dava süreci devam ederken, taraflar arasında çıkan bir tartışma sonucunda kadın, eşi tarafından darbedilince karşılık olarak tırmaladı. Her iki taraf da kasten yaralama suçlamasıyla mahkemeye başvururken, koca ayrıca boşanma davası açtı. Kocanın avukatı, mahkemeye sunduğu dilekçede, müvekkilinin eşinin evlilik öncesi ilişkilerinden kaynaklanan sorunlar çıkardığını, kıskançlık krizlerine girdiğini ve kendisine hakaret ettiğini iddia etti. Dilekçede, tarafların boşanmaları gerektiği ve davalı kadının Suriye vatandaşı olması nedeniyle çocukların velayetinin babaya verilmesi talep edildi.
Mahkeme Boşanma İsteğini Reddetti
Kadın ise avukatı aracılığıyla sunduğu cevap dilekçesinde, eşinin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, telefonuna “Nezir” adıyla kaydettiği bir kadınla kendisini aldattığını ve onunla birlikte yaşadığını belirtti. Çocukları nedeniyle boşanmayı istemediğini ifade etti. Aile mahkemesi, erkeğin başka bir kadınla yaşadığı gerekçesiyle kadının nafaka talebini kısmen kabul etti. Kadına 500 lira, çocuklara ise 300’er lira tedbir nafakası ödemesine karar verildi. Ancak mahkeme, boşanma davasını reddetti. Kararda, erkeğin başka bir kadınla yaşadığının öğrenilmesi üzerine taraflar arasındaki tartışmanın şiddetlendiği, erkeğin kadını darbettiği, kadının da eşini tırnaklarıyla yaraladığı belirtildi. Bu durumda, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ise kusurlu bir davranış sergilediği ispat edilemedi.
İstinaf Mahkemesi Boşanmaya Hükmetti
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını inceledikten sonra tarafların nafaka yönünden itirazlarını reddetti ve kararı onadı. Boşanma davasında ise tarafların kasten yaralama suçundan aldıkları ceza hükmünün açıklanmasının geri bırakıldığını, olayda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğunu belirtti ve çiftin boşanmasına karar verdi.
Yargıtay Kararı Bozdu, İstinaf Kararına Direndi
Yargıtay Hukuk Dairesi, davanın temyiz incelemesi sırasında, istinafın kadını da kusurlu gördüğünü belirtti. Ancak mevcut durum ve fiziksel yapılar dikkate alındığında, kadının erkeğin daha ağır şiddetine tepki verdiği ifade edildi. Bu nedenle kadına kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı vurgulandı. Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtildi ve istinaf mahkemesinin çiftin boşanmasına yönelik kararının bozulmasına karar verildi. Dosya tekrar istinafa gönderildi ve kadının eyleminin tepki sınırlarını aştığı gerekçesiyle boşanma kararında direndi.
Yargıtay, Tırnakla Yaralamayı “Savunma İçgüdüsü” Olarak Değerlendirdi
Yargıtay Hukuk Dairesi, dosyayı yeniden inceleyerek oy birliğiyle boşanma kararının bozulmasına hükmetti. Kararda, resmi nikahlı eşini ve 3 çocuğunu terk eden kocanın sadakat yükümlülüğüne aykırı eylemleri nedeniyle çıkan tartışmada eşi darbettiği, kadının ise “tırnakla yaralama” eylemini gerçekleştirdiği hatırlatıldı. Bu eylem dolayısıyla boşanmaya karar verilmesinin isabetli olmadığı ifade edildi. Savunma içgüdüsüyle hareket eden kadının eyleminin kendini savunma ve tepki niteliğinde olduğu belirtildi. Boşanmayı gerektiren kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı sonucuna varıldı ve bu nedenle boşanma kararında direnilmesinin doğru olmadığı ifade edildi. Çiftin boşanması yönünde verilen bozma kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından içtihat metni haline getirildi.
Kaynak: Patronların Dünyası
Öğretmenler Günü’nde Trenlerde Yüzde 50 İndirim Fırsatı