34,5226$% 0.09
36,1690€% -0.19
43,5594£% -0.1
2.971,23%0,33
2.677,93%0,24
9.367,77%3,72
Ensonhaber.com’un haberine göre; Anadolu Ajansı, Cumhuriyetimizin bugün 101. yaşını kutluyor. Geride kalan 101 yılda sanayi ve teknoloji alanında önemli değişimler yaşandı. Cumhuriyet’in ilk yılları, birçok alanda olduğu gibi sanayi alanında da imkansızlıklar ve yetersizlikler barındırıyordu.
Milli Sanayi İçin Girişimlerde Bulunuldu
Buna rağmen, yerli üretim anlayışıyla milli sanayinin gelişimi adına çeşitli girişimlerde bulunuldu. Yeni sanayi dallarının kurulması, rekabetçi bir sanayinin oluşması, yabancılara yönelik kapitülasyonların kaldırılması ve sanayinin teşvik edilmesi yönünde önemli gelişmeler kaydedildi. 1927 yılında çıkarılan Teşvik-i Sanayi Kanunu ile milli yatırımlar desteklendi.
“Beş Yıllık Sanayi Planı” doğrultusunda, ham maddesi yurt içinde yer alan demir, kağıt ve pamuk alanları desteklenirken, savunma sanayi alanında da girişimlerde bulunuldu.
Uçak Fabrikası Açıldı
Örneğin, Ankara’da bakım-onarım atölyesi açıldı. Haliç’te, tamamen yerli sermayeden oluşan Türkiye’nin ilk özel sektör savunma sanayi fabrikası kuruldu. Türk Hava Kurumu tarafından Ankara’da bir uçak fabrikası da açıldı. Ancak, 1923 tarihinden itibaren başlayan milli atılımlar, İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla ve güçlü bir siyasi iradenin olmaması nedeniyle duraklama dönemine girdi. Bu süreçte birçok teşebbüs başarısızlıkla sonuçlandı. 1941’de kurulan THK Uçak Fabrikası, 9 yıllık faaliyetinin ardından iflas etti.
Milli Üretim Yapanlar Cezasız Kalmadı
Vecihi Hürkuş’un ürettiği uçağa sertifika verilmezken, uçuşları izinsiz olduğu için cezalandırıldı. Bir pilotaj hatası sonucu meydana gelen kaza gerekçe gösterilerek uçak siparişleri iptal edilen Nuri Demirağ ile uçak bombası üretirken soba üreticisi haline gelmek zorunda kalan Şakir Zümre’nin durumu da farksızdı.
Savunma Sanayisi Dönemi
1960 yılında başlayan planlı kalkınma dönemiyle sanayileşmeye verilen önem arttı ve OSB’lerin kurulması ile Anadolu’ya yayılması hedeflendi. İlk OSB 1962’de Bursa’da kuruldu. Türkiye’de 2002 yılında 192 OSB varken, bugün bu sayı 389’a ulaşmıştır. 1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle Türkiye’ye karşı uygulanan ambargo, ulusal savunma sanayisinin öneminin yeniden kavranmasına yol açtı. Bu alanda geçirilen hazırlık süreci sonrasında, 1985’te Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının temellerini atan Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (SaGeB) kuruldu.
1985-2004 dönemi, Türk savunma sanayisi açısından endüstrinin kuruluş dönemi olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde altyapı yatırımlarının ardından, yetişmiş insan gücü ve teknoloji açığını kapatmak amacıyla Türk savunma sanayisi şirketleri, alt yüklenici olarak montajla başlayıp lisans altı üretim ve çok uluslu projelere ortaklık gibi yöntemlerle kısa sürede büyük gelişme kaydetti.
Önemli Fabrikalar Kuruldu
Türkiye, bu gelişimi sağlamak için dünyanın en büyük savunma sanayi ithalatçılarından biri olma durumunu avantaja çevirerek, ithalat yapacağı şirketlere “yerli katkı mecburiyeti” getirdi. Bu durum, gelişen Türk savunma sanayisi için devamlılık sağlayan bir iş hacmi ve teknoloji transferi sağladı. Daha sonra Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) oluşturuldu. Vakfın bünyesinde kurulan ASELSAN, HAVELSAN, TUSAŞ (TAİ-TEİ), İŞBİR, ASPİLSAN ve 1988 yılında kurulacak olan ROKETSAN, Türk savunma sanayisinin sürükleyici gücü haline geldi.
ABD merkezli dünyanın en prestijli savunma sanayi listesi kabul edilen “Defense News Top 100″de Türk şirketi sayısı 4’e yükseldi. Bu şirketler arasında ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN ve Askeri Fabrika ve Tersane İşletme AŞ (ASFAT) bulunmaktadır.
Dünyanın İHA ve SİHA Merkezi
Savunma sanayisinde dünyanın öncü ülkeleri arasında yer alan Türkiye, çağın savaş paradigmalarını değiştiren İHA ve SİHA’larını birçok ülkeye ihraç eder hale geldi. Donanmasını TCG Anadolu ile güçlendiren Türkiye, Hürkuş’u, Atak’ı, Anka’yı geliştirirken, Bayraktar TB2, Akıncı, Kızılelma ve Kaan ile dost ve müttefik ülkelerine güven sağlamaya devam ediyor. Türkiye’nin 60 yıllık rüyası olan yerli ve milli otomobili Togg da milletin hizmetine sunulurken, aracın tüm dünya ülkelerine ihraç edilmesi planlanıyor.
Milli Teknoloji Hamlesi Dönemi
Teknolojik yetkinliklerini üst seviyelere çıkarmak ve “Tam Bağımsız Türkiye” hedefi açısından hayati önem taşıyan bu süreçte, başarılı bir kalkınmanın anahtarının kritik teknoloji ve ürünleri milli imkanlarla tasarlamak, geliştirmek ve üretim kabiliyetlerini en yüksek seviyeye taşımaktan geçtiği fark edildi. Geride bırakılan 20 yılda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde birçok alanda büyük atılımlar gerçekleştirilirken, kritik teknolojilerde “Tam Bağımsız Türkiye” anlayışıyla, “Milli Teknoloji Hamlesi” vizyonu ortaya konuldu.
“Milli Teknoloji Hamlesi” ile ileri teknoloji ürünlerinin yerli imkanlarla üretimi, Türkiye’nin kalkınma yolculuğunda bir sıçrama oluşturmak, sanayi ve teknoloji alanlarının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması ve topyekün bir seferberlik ruhuyla milli özgüvenin harekete geçirilmesi hedeflendi. Ayrıca, ülkenin küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığı temin edecek ve kritik teknolojilerde atılım yapacak politikaların bir bütün olarak uygulanmasına karar verildi. Savunma sanayisinde kaydedilen başarının, sanayinin diğer sektörlerine de rol model olacak nitelikte yayılması, dijitalleşen dünyada, pazar olan değil, yüksek teknoloji ve katma değer üreten öncü Türkiye için “2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi” hazırlandı.
Uzay Yolculuğu Başladı
TEKNOFEST, Milli Teknoloji Hamlesi, Sanayi ve Teknoloji Stratejisi ile Deneyap atölyeleri sayesinde daha fazla görünür hale gelen Türk sanayisinin üretim ve gelişim süreci, yeni bir eşiğe ulaştı. TEKNOFEST organizasyonlarıyla savunma sanayisindeki atılımlar, vatandaşlara ve dünya kamuoyuna tanıtılmaya başlandı. “Bir çocuk gelsin bir uçağa dokunsun” sloganıyla çıkılan bu yolda, savunma ve uzay sanayisinin ihtiyacını karşılayacak nitelikli insan gücünün oluşturulması sağlandı.
Araştıran, geliştiren ve üreten gençlik için 81 şehirdeki 125 Deneyap teknoloji atölyesinde, 11 yaşından itibaren özel yetenekli gençler tespit edilerek bilim ve teknoloji ile buluşturuluyor.
İleri Teknolojiyle Buluşuldu
İnsansı yapay zeka, gelişmiş sesli sistemler, uç yapay zeka, dijital gerçeklik, 5G, otonom araçlar, akıllı ev ve şehirler, yeni teknolojik dönüşümün önemli parçaları olarak öne çıkıyor. Uzay alanında da önemli ülkelerden biri olma hedefiyle çalışan Türkiye, “uzaydaki gözü” olan ilk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydusu İMECE ile uzaydan görüntü alma ihtiyacını gidermeye başladı. Çağın gereklerine uygun hareket etmeye çalışan ülke, paradigma değişimlerini yakalarken, Türkiye’nin küresel bir üretim üssü haline dönüşme hedefiyle ilerleyişini sürdürüyor.
Milli Uzay Programı kapsamında, ilk Türk uzay yolcusunu 2024 yılında uzaya göndermeye hazırlanan Türkiye, Ay Misyonu çerçevesinde Ay’a kendi geliştirdiği ve ürettiği uzay aracıyla erişmeyi hedefliyor.
İhracatta Da Rekorlar Geldi
Yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatıyla Türkiye’nin kalkınmasının lokomotifi olan Türk sanayisi, geçen yıl gerçekleştirilen 245,6 milyar dolarlık rekor ihracatının yüzde 95’ini imalat sanayisi alanında gerçekleştirmiştir. Bununla birlikte, savunma ve havacılık ihracatı 2002’de sadece 248 milyon dolarken, 2022’de 4,5 milyar dolar düzeyine erişti. 2023’te ise Türkiye’nin savunma ve havacılık ihracatının 5,5 milyar doları aşması bekleniyor. İnşa edilen AR-GE ve inovasyon ekosistemiyle Türkiye, bugün beyaz eşya, ticari araç, güneş paneli ve çimento üretiminde Avrupa’da 1’inci sırada bulunmaktadır.
Gelecek Teknoloji Üretim Planları
Türkiye, 100 yılın sonunda, karada Arktik dahil ayak basmadık yer bırakmazken, uzayda da faaliyet gösteren ülkeler arasına girdi. Otomotiv başta olmak üzere, coğrafi konumu itibarıyla çeşitli stratejik sektörlerin üretiminin yapıldığı bir ülke haline gelen Türkiye, bu alandaki çeşitliliğini artırmak üzere ülkelerle işbirliğini geliştirmeye devam ediyor. Türkiye’yi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı politikalarla geliştirip kalkındırma sürecinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, kritik teknolojilerde bağımsızlık, ileri teknoloji ihracatını hedeflenen düzeylere çıkarabilmek, katma değerli üretimi daha yaygın hale getirebilmek ve mutlaka nitelikli istihdam politikalarını hayata geçirmek üzere çalışmalarını sürdürüyor.
Gelecek dönemde, 5G teknolojilerinden uçan akıllı mobilite sistemlerine, yüksek hızlı trenden bataryaya, güneş enerjisinden rüzgar türbinlerine, biyoteknolojik ilaçlardan akıllı tıbbi cihazlara, endüstriyel robotlardan teknolojik gıdaya, finansal teknolojilerden yeni nesil uydu teknolojilerine kadar birçok alanda büyük atılımlar gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)
Kaynak: Ensonhaber
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Riyad’da Uluslararası Yatırım Konferansı’na Katıldı