34,5923$% 0.14
36,2948€% 0.78
43,4955£% 0.36
2.981,64%-0,78
2.684,54%-0,78
9.634,50%0,89
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, geçen yıl Eylül ayında açıklanan 2024-2026 Orta Vadeli Program’daki (OVP) en kritik iki hedef olan enflasyon ve döviz kuru tahminlerinde yaşanan sapmalar, iş dünyasına ciddi zararlar yazdırdı. Maliyet hesaplamalarını ve fiyatlandırmalarını OVP’deki yüzde 33’lük enflasyon ve 36,8 TL’lik ortalama dolar kuru hedeflerine göre yapan reel sektör, “OVP’deki hesaplar çarşıya uymayınca” ilave maliyetlerle yüzleşmek zorunda kaldı.
Geçen yıl açıklanan OVP’de 2024 yılı için öngörülen ortalama dolar kuru 36,8 TL olarak belirlenmişti. Ancak, bu yıl geride kalan 11 aylık dönem itibarıyla ortalama dolar kuru 32,5 TL seviyesinde gerçekleşti. Şu anki durumda öngörü ve gerçekleşme farkı yaklaşık yüzde 12 civarında. Aynı şekilde, OVP’de 2024 yılı için öngörülen enflasyon hedefi yüzde 33 iken, mevcut durumda yıllık enflasyonun yüzde 44-45 civarında olması bekleniyor. Bu durum da yaklaşık 12-13 puanlık bir sapmaya işaret ediyor. Yani, enflasyon yukarı doğru 12-13 puan uzaklaşırken, döviz kuru, yüzde 33’lük enflasyona göre belirlenen değerin yaklaşık yüzde 13 altında kaldı.
ÇELİK: ÜRETEN ÜLKE KİMLİĞİMİZDEN UZAKLAŞIYORUZ
Ekonomim’den Merve Yiğitcan’a açıklama yapan iş dünyası temsilcileri, bu durumun özellikle ihracatçı sektörler ve bu sektörlere hizmet verenler için ciddi zorluklar oluşturduğunu belirtirken, OVP’deki sapmanın en büyük maliyetinin rekabetçilik kaybı olduğunu vurguluyor. Otomotiv İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, OVP’deki sapmanın iş dünyasına ekstra maliyetler getirdiğine dikkat çekti. Çelik, “Beklentimiz OVP’de konulan hedeflere geç de olsa ulaşmaktır. Aksi takdirde üreten ve ihracat ile büyüyen ekonomi ülkesi kimliğimizden uzaklaşmaktan kurtulamayacağız” ifadelerini kullandı.
FAYAT: İNANDIK AMA ZARAR ETTİK
TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayi Meclisi Başkanı Şeref Fayat, hedeflerdeki sapmayı değerlendirirken, “Devletin verisine inandık, ama zarar ettik” dedi. Bütün hesaplamalarını OVP’deki kur tahminine göre yaptıklarını vurgulayan Fayat, “Biz müşterilerimize fiyat verirken genellikle 5-6 ay sonra yükleyeceğimiz veya parasını tahsil edeceğimiz bir ürünün fiyatını veririz. Bu nedenle OVP’deki ekonomi yönetiminin verdiği hedefler doğrultusunda ileriye dönük fiyatlar belirledik. Ancak bugün geldiğimizde bırakın OVP’deki 37 TL ortalamayı, büyük ihtimalle yılı 32 TL’lerde bitireceğiz. Hedef ile gerçekleşen arasında ciddi bir fark var. Bizim mevcut maliyetlerle fiyat tutturamamamız, işlerimizi kaybetmemiz, yatırımları durdurmamız ve hatta yatırımcıların başka ülkelere gitmesi, işte bu yüzde 15-20 daha değerli TL’den kaynaklanıyor. Yani biz inandık ama zarar ettik. Özellikle son çeyrekte de zarar derinleşti” dedi. İhracatçıların OVP kaynaklı zararlarının telafisi için desteklenmesi gerektiğini savunan Fayat, ihracatçılara verilen yüzde 2 döviz dönüşüm desteğinin en az yüzde 5’e çıkarılması gerektiğini vurguladı.
İÇTEN: TUTMAYAN HEDEFLER İTHALATI DA ARTIRIYOR
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, OVP’deki enflasyon ve özellikle kur tahminlerinin tutmamasının ayakkabı ihracatçısının ciddi anlamda zarar etmesine yol açtığını ifade etti. İçten, “Biz sezonluk iş yapıyoruz. Ocak ayında ürünleri gösteriyor ve bir sonraki senenin kışlık ürünlerini Eylül ayında teslim ediyoruz. Yani 6 ay öncesinden fiyatlama yapmamız gerekiyor. Burada da OVP’ye güvenerek oradaki kur tahminine göre bir hesaplama yapıyoruz. Bu sene o hedeflerin tutmaması dolayısıyla üreticiler verdiği fiyatlarda zarar etti. Bunun yanı sıra kur hedefinin tutmaması, üretimi pahalı hale getirirken, ithalatta da artışa neden oluyor. İthal ürün ucuz hale geliyor. İthalatta bu anlamda patlama yaşıyoruz. Bu nedenle iki yönlü bir zararımız var” dedi. 300-400 milyon dolar dış ticaret fazlası veren sektör, 400-500 milyon dolar dış ticaret açığı verir duruma geldiğini belirten İçten, “Beklentimiz mevcut kur politikasının devam ettiği sürece, en azından ithal ayakkabıya karşı ayakkabı sektörünün korunması ve ayakkabı hammadde ile ara mamulündeki vergilerin yeniden gözden geçirilerek üretim maliyetimizin düşürülmesidir” şeklinde konuştu.
ÖNDER: SABRETMEZSEK ÖDEDİĞİMİZ BU BEDELLER ÇÖP OLABİLİR
Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Kurucu Başkanı ve Qlux IDEAS Genel Müdürü Burak Önder, hem yurtiçinde hem de küresel ölçekte zor günlerden geçildiğini belirtirken, bu dönemde ekonomi yönetiminin işinin kolay olmadığını vurguladı. OVP’de arzulanan hedeflere ulaşılamadığını belirten Önder, “Gömleğin ilk düğmesi olan enflasyonda hedeflerimizi yukarı yönlü revize ettik. Beklenen faiz indirimlerini yapamadık” dedi. Bu süreçte toplumun tüm kesimlerinin ekonomi yönetimin arkasında olması gerektiğini ifade eden Önder, “Zira önümüzde asgari ücret, emekli maaşları ve ihracatçının döviz kuru beklentisi gibi hassas süreçler var. Bu zamana kadar toplumun tüm kesimleri bedel ödedi. Sabretmezsek ödediğimiz bu bedeller çöpe gidebilir” dedi. Türkiye’nin üretim ve ihracat kültürünü kaybetmemesi gerektiğine dikkat çeken Önder, “Dünyadaki rakiplerimize göre sanayi ve ihracata geç başladık. Üretmeyi ve ihraç etmeyi yeni yeni öğrenirken bu yetenekleri kaybetmek, ülkemiz ve geleceğimiz için istenmeyen bir durum olur. Üretimin ve ihracatın ivme kaybetmemesi gerekiyor. Sınırlı kaynaklarımız var, bunu biliyoruz. Bu sınırlı kaynakların yatırıma ve ihracata aktarılması kritik önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
EROĞLU: GÜVENİLİR ÇIPA OLMAKTAN ÇIKTI
TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi Başkanı Yavuz Eroğlu, OVP’de hedeflenen enflasyon tahmininin üzerinde, döviz kuru ortalamasının da altında kalındığına dikkat çekerek, bu noktada OVP’nin öngörülebilirlik açısından güvenilir bir çıpa olmaktan çıktığını söyledi. Bu durum, iş dünyasında “Neye göre bütçe, neye göre hesap yapılacağı” konusunda soru işaretleri oluşturdu. Eroğlu, “Bu hedeflerdeki sapmanın en büyük sonucu rekabetçiliğin kaybolması oldu. Çünkü verilen çıpaya göre rekabetçiliği belirleyecek şartlar oluşturulmuştu. Bunların hiçbiri tutmadı. Şu anki enflasyonla mücadele sürecinden dolayı finansmana erişim neredeyse imkansız hale geldi. Bir yandan rekabetçiliğin kaybolması, diğer yandan finansmanla ilgili sorunların artması sanayicilere ciddi zorluklar yaşatıyor. Bu noktada yapılması gereken, rekabetçiliği artıracak yönde sanayiyi desteklemek olmalı. Özellikle sanayi maliyetlerini dengede tutacak şekilde bir politika izlenmelidir” diye konuştu.
Kaynak: Patronlar Dünyası
Alman Karavan Sektöründe İflas Şoku: Auto und Freizeit Nord