34,5914$% 0.13
36,2840€% 0.76
43,4958£% 0.37
2.987,55%-0,58
2.686,03%-0,72
9.644,46%0,99
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, yüksek faizin ekonominin üretim tarafında yarattığı fren etkisi, son dönemde faiz indirimi sürecinin başlaması yönünde beklentileri artırdı. Ancak, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), kasım ayı toplantısında politika faizini %50 seviyesinde sabit tutma kararı aldı. Böylece, banka üst üste sekiz aydır faiz oranını bu düzeyde korumuş oldu. Merkez Bankası, politika faizinin düzeyine ilişkin bir sonraki toplantısını 26 Aralık’ta gerçekleştirecek.
Dünya’dan Naki Bakır’ın aktardığına göre, aralık ayındaki toplantıda faiz indirimi kararı çıkması durumunda bunun piyasalar üzerindeki etkileri, ekonomi çevrelerinde tartışma konusu oluyor. Program döneminde aşırı yükselen faizler nedeniyle risksiz cazibeye sahip TL faize yönelen yatırımcıların, aralık itibarıyla düzenli olarak faiz indirimi sürecinin başlaması durumunda yeni yatırım araçları arayışına girebileceği öngörülüyor. Bu bağlamda, son bir yılda revaçta olan TL cinsi finansal araçların cazibesinin azalmasının ardından yatırımcıların döviz varlıklarına yönelmesi muhtemel bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Döviz talebindeki olası artış, son dönemde reel olarak düşen döviz kurlarının tekrar yükselişe geçmesi anlamına gelebilir. Faiz indirimi sürecinde, değer saklama aracı olarak altına yatırımın artması, ayrıca Borsa’ya yönelimin de artacağı, dolayısıyla BIST’te bir yükseliş trendi yaşanabileceği öngörülüyor. Faizin azalması ve kredi faizlerinin düşmesi, mevduattan çözülen fonların gayrimenkul sektörüne yönelmesi ile bu alanda bir canlanma yaşanabileceği düşünülüyor.
Önceki ekonomi yönetimi döneminde uygulanan “baskılı faiz” politikası ile Merkez Bankası’nın politika faizi %19’dan %8,5’e kadar düşürülmüştü. Yeni yönetim ise, parasal sıkılaştırmaya dayalı bir ekonomik program başlatarak bu duruma son verdi. Merkez Bankası, ilk faiz artırımını 23 Haziran’da %15 ile gerçekleştirdi ve izleyen dokuz aylık süreçte sürekli artışla mart ayında %50 seviyesine ulaştı. Parasal sıkılaştırma döneminde aşırı yükselen faizlerin etkisiyle piyasadaki fonlar ağırlıklı olarak TL mevduata kayarken, dövize olan talep azaldı ve kurlar nominal artışları enflasyonun altında kalarak reel olarak geriledi.
Bir süredir yüksek faizin ekonominin üretim ayağında yarattığı fren etkisi nedeniyle faiz indirimi sürecinin başlaması beklenirken, Merkez Bankası PPK’nın en son kasım ayındaki toplantısında politika faizini sabit tutma kararı alması dikkat çekti. Karar metninde, “Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir” denildi. Ayrıca, “Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği” vurgulandı.
Karar metninde yer alan “maliye politikasının katkısı” ifadesi, 3 Aralık’ta açıklanacak kasım ayı enflasyonunun düşük gelmesi durumunda aralıkta “faiz indirimi sinyali” olarak yorumlandı. Ancak ekonomi ve iş çevreleri, aralık ayında indirim olasılığı konusunda ikiye bölünmüş durumda. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, %50 faiz oranıyla yatırım, üretim ve istihdamın artırılmasının zor olduğunu belirtirken, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, erken bir faiz indiriminin mevcut başarıyı zedeleyebileceği uyarısında bulundu. Genel görüş, enflasyon beklentileri istenen düzeylere gelmeden faiz indiriminin mevcut mücadeleyi boşa çıkarabileceği yönünde.
Kaynak: Patronların Dünyası
OVP Sapmaları Sanayicilere Ekstra Maliyet Yükledi