34,5427$% 0.18
36,0109€% -0.63
43,3343£% -0.53
2.992,16%1,03
2.696,36%0,93
9.549,89%1,94
Patronlar Dünyası’nın haberine göre; 27 yaşındaki binicilik öğretmeni Semanur Arslan, 20 Ekim tarihinde Çankaya ilçesindeki Konutkent Mahallesi’nde bulunan bir gökdelende arkadaşlarının evine misafirliğe gitti. Ancak bu ziyaret, beklenmedik bir trajediyle sonuçlandı. Gece saatlerinde 43. kattan düşerek hayatını kaybetti. İlerleyen saatlerde yerde bir kadın cesedi gören vatandaşlar, durumu hemen polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine ulaşan güvenlik güçlerinin yaptığı ilk incelemede, ölen kişinin Semanur Arslan olduğu ve 43. kattan düştüğü belirlendi.
“Sürekli Ağlıyordu”
Ankara Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olayla ilgili olarak evde bulunan Ferhat D. (43) ve Ezgi Ö. (31) isimli şahısları gözaltına aldı. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan Ferhat D., Arslan’ı tanımadığını ve olay sırasında başka bir odada bulunduklarını, dışarı çıktıklarında ise Arslan’ı göremediklerini belirtti. Ezgi Ö. ise, Arslan’ın erkek arkadaşıyla yaşadığı sorunlar nedeniyle sürekli ağladığını iddia etti.
“Cam Çerçevesindeki Detay”
Sabah’tan Ömer Çetin’in haberine göre, Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin derinlemesine gerçekleştirdiği soruşturmada, İstanbul’dan gelen Ezgi Ö. ve Semanur Arslan’ın, Ferhat D. ile bir eğlence mekanında vakit geçirdikten sonra 1+1 olan bir rezidansa geçtikleri tespit edildi. Genç kadınların rezidansta toplamda 36 saat kaldıkları ve yalnızca temel ihtiyaçlar için Ferhat D.’nin dışarı çıktığı belirlendi. Olay yeri inceleme ekipleri, Semanur Arslan’ın odadaki pencere çerçevesine çıkarak bir süre oturduğu ve ardından aşağıya atladığına dair bulgulara ulaştı; çerçevenin, Arslan’ın oturduğu kısımdaki tozların silindiği gözlemlendi.
İntihar Mektubu Bulundu: “Mahşerde Görüşürüz”
Genç kadının şifreli telefonunda yapılan incelemede bir intihar mektubu bulundu. Arslan tarafından yazıldığı düşünülen mektupta, “Bu son olsun. Dünyanıza beni sığdıramadınız. Herkes suçlu, benim canım herkese yük olsun. Kimseyi affetmiyorum. Beni sevin diye hep kendimden verdim. Gerçek bir sevgi, aile ve dostluk için hep kendim çabaladım. Kimse yaptıklarımı hak etmedi, ben ise bunların hiçbirini hak etmedim. Herkesi kendi vicdanıyla baş başa bırakıyorum. Buna sebep olan herkese bir ömür boyu vicdan azabı bırakıyorum. Mahşerde görüşürüz” ifadeleri yer aldı. Ölen genç kadının ailesi, olayın intihar süsü verilmiş bir cinayet olduğunu öne sürdü. Aile, olayın bir an önce çözülmesini ve sorumluların en ağır cezayla yargılanmasını talep etti.
Kızının Kayboluşu ve Endişeli Bekleyiş
Anne Elif Karaca, olay günü kızının eve geldiğini ve yanında Ezgi Ö.’nün de bulunduğunu belirtti. Elif Karaca, “Onlar evde 10 dakika kaldılar. ‘Kapadokya’ya gideceğiz, onun arabası var, onunla gideceğim annecim, yarın da döneceğim’ dedi. Sonrasında sürekli aradım, ama kızıma ulaşamadım. Pazar günü akşam haberi geldi. Notlarında hayallerinden bahsetmiş. ‘Annem beni koşulsuz seviyor’ demiş. Yavrum tabii ki anneler koşulsuz sever. Ben çocuğumu istiyorum, ben yavrumu istiyorum” ifadesini kullandı. O gün akşam kızının evdeyken taksi çağırdığı bilgisini öğrendiğini aktaran Karaca, olay sonrası evdekilerin ifadelerine dikkat çekti. Ferhat D., ifadesinde, “Kız arkadaşım Ezgi Ö. ile tartıştılar. Sonra Ezgi Ö. odaya gitti, kapıyı kapattı. Ben de onu teselli etmek için yanına gittim, kapıyı kapattım. O sırada kızın taksi çağırdığını duydum. Sonra ses kesilince taksiyle gittiğini düşündük. Odadan çıktık. Çıktığımızda eşyaları salondaydı. Otoparka inip aradık” şeklinde konuştu. Elif Karaca ise “Çıplak ayakla benim kızım nereye gider? Kızım otoparka niye insin? Kızımın arabası yok ki taksi çağırsın eve dönmek için” diyerek şüphelerini dile getirdi.
“Kızımın Dönmesine İzin Vermediler”
Elif Karaca, kızı Semanur’un hayat dolu bir insan olduğunu anlattı. “Bana, ‘Sana çok güzel bir hayat kuracağım. Sana çok güzel bir gelecek vereceğim’ derdi. Notlarda da hayallerini çok güzel açıklamış. Ne olduğunu bilmiyorum. Bildiğim tek şey, ben ölüyorum. Ben kızımı istiyorum” dedi. Semanur’un 8 yıldır profesyonel binicilik eğitmeni olduğunu, iki kez attan düşerek yaralandığını ve bundan korktuğunu ifade eden anne, “Ona ‘Anneciğim, ne olursun, bir gün attan düşersin, bir şey olur’ diyordum. Keşke attan düşseydi. Son geldiğinde hızlıca çıktılar, bana ‘Anneciğim yarın döneceğim’ dedi. Ama dönemedi. Benim kızımın dönmesine izin vermediler. Kızım hayat doluydu, asla intihar etmedi” şeklinde konuştu.
Kaynak: Patronların Dünyası
Denizli’de Motosikletçilerin Orman Yangınına Destekleri