AB Komisyonu 2024 Türkiye Raporu: İşbirliği ve Zorluklar

AB Komisyonu'ndan 2024 Türkiye Raporu

Patronlar Dünyası'nın haberine göre; Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türkiye, Sırbistan, Arnavutluk, Karadağ, Kuzey Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Ukrayna ve Moldova’ya ilişkin son değerlendirmelerini içeren 2024 Genişleme Paketi’ni duyurdu. Bu rapor, AB Komisyonunun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından Brüksel’de düzenlenen basın toplantısında kamuoyuna açıklandı. Raporda, "Türkiye, AB için kilit bir ortak ve aday ülkedir." ifadesiyle giriş yapıldı. Türkiye ile iş birliğine dayalı ve karşılıklı fayda sağlayan bir ilişkinin geliştirilmesinin, AB’nin stratejik çıkarlarına uygun olduğu vurgulandı.

Kıbrıs Sorununda Çözüm Arayışı

Rapor, AB’nin Türkiye ile işbirliğini artırmak için Kıbrıs sorununda çözüme yönelik ilerlemeye önem atfettiğini belirtti. 23 Kasım 2023 tarihli ortak bildiri ve AB Konseyi önerileri doğrultusunda, hem AB hem de Türkiye’nin karşılıklı çıkar alanlarında yeni adımlar attığı hatırlatıldı. "AB, belirlenmiş şartlara tabi olarak, aşamalı, orantılı ve geri döndürülebilir bir şekilde Türkiye ile yapıcı bir angajman kurmaktadır. Ortak çıkar alanlarında üst düzey görüşmeler devam etmektedir." denildi.

Katılım Müzakereleri ve Endişeler

Katılım müzakerelerinin 2018'den bu yana durma noktasında olduğu ifade edilirken, demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve temel haklarla ilgili ciddi endişeler dile getirildi. Türkiye ile AB arasında 18 Mart 2016’da yapılan mutabakatın sonuç vermeye devam ettiği ve göç konusunda işbirliğinin temel çerçeve olmayı sürdürdüğü kaydedildi. Türkiye’nin, Suriye ve diğer ülkelerden gelen 3,6 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapma konusundaki olağanüstü çabaları takdir edildi; ayrıca AB’nin 2011 yılından bu yana mültecilere desteklemek için 10 milyar avro kaynak sağladığı belirtildi.

Ekonomik Durum ve Yapısal Zorluklar

Raporda, "Türkiye işleyen bir piyasa ekonomisi konusunda oldukça ileri bir noktadadır ve raporlama döneminde bazı ilerlemeler kaydetmiştir." ifadesi yer aldı. Daha sıkı bir para politikası duruşuna geçişin hoş karşılandığı, bunun dış dengesizlikleri azaltmaya yardımcı olduğu ve iç talebi makulleştirdiği belirtildi. Halen yüksek olmakla birlikte enflasyon ve enflasyonist baskıların azaldığı bildirildi. İstihdamın arttığı, ancak işgücü piyasasının hala büyük yapısal zorluklarla karşı karşıya olduğu vurgulandı. Bütçe açığının kısmen deprem sonrası yapılanma harcamaları nedeniyle arttığı hatırlatılırken, "Bankacılık sektörü değişen politika ortamına nispeten sorunsuz bir şekilde uyum sağladı." denildi.

Yatırım Faaliyetleri ve Ticaret Engelleri

Raporda, iş ortamını iyileştirmek için adımlar atıldığı ancak şeffaflık ve öngörülebilirliğin hala endişe kaynağı olmaya devam ettiği kaydedildi. Türkiye’nin AB içindeki rekabet baskısı ve piyasa güçleriyle başa çıkma kapasitesi açısından iyi düzeyde olduğuna işaret edildi. Türkiye’nin gelişmiş hizmet sektörü, güçlü imalat ve tarım sektörleri ile çeşitlendirildiği belirtilerek, 2023'te yatırım faaliyetinin önemli ölçüde arttığı, dijitalleşme ve ekonominin yeşil dönüşümünde adımlar atıldığı anımsatıldı. Türkiye’nin Gümrük Birliği için iyi bir hazırlık seviyesini sürdürdüğü, bazı ticaret engellerini ele aldığı ve bazı ithalat ve ihracat kısıtlamalarını kısmen kaldırdığı ifade edildi. Ayrıca, Rusya'ya yönelik AB yaptırımları konusunda iş birliğinin devam ettiği ve bazı olumlu sonuçlar alındığı bildirildi.

Demokrasi ve İnsan Hakları Eleştirileri

İnsan hakları ve temel haklarla ilgili Türkiye'ye yönelik eleştirilerde bulunuldu. "Türk yasal çerçevesi, insan haklarına ve temel haklara saygı konusunda genel güvenceler içeriyor ancak mevzuatın ve uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarıyla uyumlu hale getirilmesi gerekiyor." denildi. Mart 2024'te düzenlenen yerel seçimlerin "iyi organize edildiği ve halkın iradesine saygı gösterildiği" belirtilirken, AB-Türkiye arasındaki entegrasyon sürecinden sorumlu kurumların işlevsel olduğu ifade edildi.

Organize Suçlarla Mücadele ve Terörle Mücadele

Türkiye'nin organize suçlarla mücadeleye ilişkin yasal çerçevesini AB müktesebatıyla uyumlu hale getirmeye devam ettiği belirtildi. Türk kolluk kuvvetlerinin operasyonları sayesinde geçen yıl yasaklı maddelerin ele geçirilmesinde artış yaşandığına dikkat çekildi. Ayrıca, Türkiye'nin Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) "gri listesinden" çıkarıldığı hatırlatıldı. AB tarafından da terör örgütü olarak listelenen PKK'nın saldırıları nedeniyle sınır bölgelerinin güvenlik riskiyle karşı karşıya kaldığı ifade edildi. Türkiye'nin "çeşitli terörist gruplardan gelen tehditlerle karşı karşıya kalmaya devam ettiği" belirtildi; terör örgütleri PKK, DEAŞ ve FETÖ'nün yurt içinde tasfiye edilmesine öncelik verildi.

Göç ve Sığınma Politikası

Türkiye'nin dünyadaki "en büyük mülteci nüfuslarından birine ev sahipliği yaptığının" altı çizildi. Resmi kaynaklara göre 2023'te bir önceki yıla göre daha az sayıda Suriyeliye Türk vatandaşlığı verildiği ve gönüllü geri dönüşlerin hızlandığı ifade edildi. AB-Türkiye Göç Mutabakatı'nın işbirliğinin ana çerçevesi olmaya devam ettiği belirtilerek, düzensiz göçle mücadelede işbirliğinin "verimli ve sonuç getirici" olduğu ifade edildi. Vize serbestisi diyaloğuna da değinilerek, "Vize serbestisi yol haritası kapsamında öne çıkan hiçbir kriter yerine getirilmedi. Türkiye'nin hala mevzuatını vize politikasına ilişkin AB müktesebatıyla daha fazla uyumlu hale getirmesi gerekmektedir." denildi.

Türkiye’nin Stratejik Özerkliği

Rapor, "Türkiye, dış politika alanında aktif ve önemli bir aktördür, bu da AB-Türkiye ilişkileri açısından önemli bir unsurdur." ifadesini içeriyor. Türkiye'nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası (OGSP) kapsamında, AB kriz yönetimi misyonlarına ve operasyonlarına aktif olarak katılmaya ve katkıda bulunmaya devam ettiğine dikkat çekildi. Ancak AB ile Türkiye arasındaki Rusya ve Hamas’a yönelik tutum ve politikalarında farklılıklar bulunduğu belirtildi. Türkiye’nin dış politikada "360 derecelik stratejik bakış açısını" sürdürdüğü vurgulandı; diplomatik, ekonomik, güvenlik ve savunma alanlarında kapsamlı bir vizyon benimseyerek ortaklıklarını çeşitlendirdiği ifade edildi.

ABD, İsrail ve Filistin ile İlişkiler

Türkiye'nin ABD için "hem önemli hem de zorlu bir ortak olmaya devam ettiği" görüşü paylaşıldı. "ABD-Türkiye Stratejik Mekanizması da dahil olmak üzere bir dizi üst düzey toplantı gerçekleştirilmiş ve terörle mücadele konusunda üst düzey istişareler yeniden başlatılmıştır." denildi. Türkiye-İsrail ilişkilerinin 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların ardından "belirgin şekilde bozulduğu" ifade edildi. Mayıs 2024'te İsrail ile ticaret ilişkilerinin sona erdiği hatırlatıldı. Türkiye'nin Filistinlilere önemli ölçüde insani yardım sağladığı ve Orta Doğu Barış Süreci konusunda AB'nin tutumuyla uyum içinde olduğu belirtildi.

Libya, Orta Asya ve Yunanistan ile İlişkiler

Türkiye'nin Libya'da "önemli ve aktif bir rol üstlenmeye devam ettiği" ifade edildi. Türkiye'nin Orta Asya'daki varlığını "giderek güçlendirdiği ve jeopolitik iddiaya sahip olduğu" değerlendirildi. Bölge ülkeleriyle iş birliğinin geliştirilmesine önem verildiği ve Türk Devletleri Teşkilatı'nın daha güçlü bir siyasi rol oynaması için çaba gösterildiği belirtildi. Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin 2023'ten bu yana iyileştiği, hava sahası ihlalleri ve Doğu Akdeniz'de izinsiz sondaj faaliyetlerinin kayda geçmediği vurgulandı. Kıbrıs sorunuyla ilgili Türkiye'nin Rum kesimini tanımayı reddetmeyi sürdürdüğü ve iki devletli çözümü savunduğu ifade edilerek bunun AB politikasıyla uyumsuz olduğu savunuldu. Doğu Akdeniz bölgesinde AB-Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesine önem verildiği kaydedildi.

Kaynak: Patronların Dünyası