34,7171$% 0.2
36,6844€% 0.09
44,1334£% 0.05
2.940,50%0,21
2.637,80%0,01
9.640,08%0,00
28 Kasım 2024 Perşembe
Ensonhaber.com’un haberine göre; DHA Ankara’da bir elektrik üretim şirketinde 19 yıldır mekanik işçi olarak görev yapan Erol E. (53), çalışma süresi boyunca gösterdiği özverili çabaya rağmen terfi edilmemesi üzerine iş yerinde yaşadığı adaletsizliklere karşı sesini yükseltmek istedi. Bu amaçla, şirket yöneticilerine bir e-posta gönderdi. Erol E., “Tebbet Suresi’nde adı geçen Ebu Leheb misali yuh olup gitmenizden korkarım.” şeklinde ifadeler içeren e-postası sonrasında, tazminatsız bir şekilde işten çıkarıldı.
Erol E., iş akdinin haksız bir şekilde feshedildiğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi talebiyle Nazilli 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Yerel mahkeme, e-postanın eleştiri sınırlarını aştığına, ifadenin çirkin ve hakaret içerdiğine kanaat getirerek iş akdinin feshinin haklı olduğuna hükmetti. Bu nedenle, kıdem ve ihbar tazminatı talebini de reddetti. Erol E., mahkemenin kararını İstinaf Mahkemesi’ne taşıdı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9’uncu Hukuk Dairesi de yerel mahkemenin kararını onadı.
Kararın ardından Erol E., Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Dosyayı inceleyen AYM, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vererek, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Nazilli 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine hükmetti. Ayrıca, başvurucuya 30 bin TL manevi tazminat ödenmesine de karar verdi.
‘Eleştiri Mahiyetinde İfadeler Olduğu Açık’
Mahkemenin kararında, başvurucunun işverene gönderdiği e-postadaki ifadelerin kurumsal eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Şöyle denildi:
‘Amacı Hakaret Değil’
Kararda ayrıca, başvurucunun söz konusu ifadeleri alenen değil, yalnızca ilgili kişilere e-posta yoluyla aktardığı ve bu durumun infial etkisini azalttığı belirtildi. “Başvurucu, sıralı amirlerine yaşadığı sorunları iletmesine karşın sonuç alamadığı için haklı fesih nedeni olarak kabul edilen ifadeleri içeren e-postayı gönderdiğini ifade etmektedir. İşverenin başvurucunun kullandığı sözleri kaba ve rahatsız edici bulduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, başvurucunun değer yargısı niteliği taşıyan bu ifadeleri kullanmasındaki temel amacın işverenlere yönelik bir hakaret değil, uğradığı haksızlıklar hususunda farkındalık yaratmak olduğu ve başvurucunun bunları kurum işleyişini nitelemek için kullandığı anlaşılmaktadır.”
Kararda, derece mahkemelerinin ‘Fesih son çare olmalıdır’ ilkesini göz ardı ettiği de vurgulanarak, “Son çare olduğu gösterilmeden feshin haklı nedene dayandığı kabulüyle temel hak ve özgürlüklerini kullanan işçilerin sözleşmelerinin feshedilmesi ve buna bağlı olarak tazminattan yoksun bırakılmaları, söz konusu işçiler ve diğerleri üzerinde caydırıcı bir etkiye neden olacaktır.” ifadeleri kullanıldı.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı (DHA)
Detaylar için: Ensonhaber