34,5774$% 0.13
36,1573€% -0.24
43,5693£% -0.1
2.985,51%0,81
2.684,36%0,48
9.367,77%3,72
22 Kasım 2024 Cuma
Patronlar Dünyası’nın haberine göre; Bakan Kacır, 10. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nin açılışında, insanlık tarihinin her döneminde sürdürülebilir gıdaya erişimin, medeniyetlerin inşasında ve gelişiminde kritik bir rol oynadığını belirtti. Aynı zamanda, sürdürülemez üretim yöntemlerinin uygarlıkların çöküşüne neden olabileceğine dikkat çekti. “KAYNAKLAR SINIRSIZ DEĞİLDİR”
Kacır, bu durumun, “kaynakların sınırsız olmadığı” gerçeğini önemli bir ders olarak bizlere bıraktığını vurgulayarak, “Gıda arzı ve güvenliği konusunun, geçmişte olduğu gibi bugün de ülkelerin gündeminde kritik bir yer tuttuğuna şahit oluyoruz.” ifadesini kullandı. İklim krizleri, salgınlar, küresel göçler ve bölgesel savaşların, gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın tüm ülkeler için tarım ve gıdayı ikamesi mümkün olmayan sektörler haline getirdiğini belirten Kacır, “Biz de tarım ve gıda sanayi politikalarımızı bu anlayışla şekillendiriyor, sektörün gereksinimlerine uygun güncellemeleri hayata geçiriyoruz. Uzun vadeli bu adımlarla tarım ve sanayi sektörlerimiz arasındaki bağları güçlendiriyoruz. Çiftçilerimiz, girişimcilerimiz ve emekçilerimiz için ülkemizin yüksek tarım potansiyelini ekonomik değere dönüştürme çabası içindeyiz.” dedi.
Sağlanan çok yönlü desteklerle gıda güvenliği alanında önemli bir rol üstlenen gıda sanayisinin, ülkenin kalkınma yolculuğunda en önde gelen sektörlerden biri olmasını sağladıklarını belirten Kacır, şu ifadeleri kullandı: “2002’den bu güne kadar gıda ürünleri imalatına yönelik 8 bin 589 yatırıma teşvik belgesi düzenledik. Bu yatırımlar sayesinde 708 milyar lira yatırımın ve 252 bin nitelikli istihdamın önünü açtık. Gıda sanayimizin üretimini çevreci, sürdürülebilir ve altyapısı tamamlanmış yatırım alanlarında gerçekleştiriyoruz. Şu an 11’i ‘gıda ihtisas organize sanayi bölgesi’ olmak üzere toplam 203 organize sanayi bölgemizde (OSB) girişimcilerimiz gıda ürünleri imalatını sürdürüyor. Bu işletmeler 187 bin kişiye istihdam sağlıyor. Gıda sanayimiz yalnızca iç talebi karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda son yıllarda ihracatta kaydedilen başarılar ile de öne çıkıyor. Geçtiğimiz yıl 18,9 milyar dolar ihracat gerçekleştiren sektörümüzün, önümüzdeki dönemde yeni başarı hikayeleri yazacağına inanıyorum.”
Kacır, “Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda, gıda sektöründe AR-GE odaklı üretimi önceliklendirerek sektörümüzün yenilikçi ve rekabetçi üretim altyapısını adım adım daha ileriye taşımayı hedefliyoruz.” dedi. Gıda sektörünün teknoloji ve inovasyon odaklı dönüşümüne öncülük eden 61 AR-GE merkezine ve teknoparklar bünyesinde bulunan 174 teknoloji girişimine destek sağladıklarını aktaran Kacır, “Türkiye’nin tarım ve gıda sektöründe ihtisaslaşmış ilk teknoparkı olan Mersin Agropark’ı kurduk. Gıda ve tarım teknolojilerinde ülkemizden daha fazla sayıda teknoloji girişiminin filizlenmesini arzu ediyoruz.” şeklinde konuştu.
Kacır, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) destekli en büyük gıda AR-GE ve inovasyon projesi olan Gıda Sanayisinin Bölgesel Rekabet Edebilirliğinin Artırılması için Araştırma ve Yenilik Tesislerinin Kurulması (INNOFOOD) kapsamında gıda ve içecek sektöründe yer alan tüm paydaşları kapsayacak, iletişim ağı ve kümelenme platformu olan Türkiye Gıda İnovasyon Platformu’nu (TÜGİP) kurduklarını belirtti. Ayrıca, “Gıda İnovasyon Merkezimizi, gıda ve içecek sektörünün çözüm ortağı olarak Gebze’de TÜBİTAK MAM yerleşkesinde faaliyete geçirdik. Gaziantep’te pilot ölçekli fıstık üretim tesisi, Şanlıurfa ve Giresun’da gıda test ve analiz laboratuvarlarını bu proje kapsamında devreye aldık. Kalkınma Ajanslarımız aracılığıyla gıda sektörüne yönelik yürütülen 773 projeye 2,6 milyar lira destek sağlayarak gıda tedarikimizin sürdürülebilirliğini güçlendirdik.”
Kacır, “Anadoludakiler” projesi ile topraklarımızın bereketini, mutfak kültürümüzün birikimini ve çeşitliliğini hak ettiği değere ulaştıracaklarını ifade ederek, “Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı” ile gelecek nesillerin yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya erişimini sağlayacak projeleri destekleyeceğiz. Yerel değerler ve yöresel ürünlerin, üretildikleri bölgelerle özdeşleşerek o yerin simgesi haline gelmesini hedefliyoruz. 1658 tescilli coğrafi işaretli ürünle büyük bir hazineye sahibiz. Önümüzdeki dönemdeki önceliklerimiz arasında, Avrupa Birliği’nde tescillenen coğrafi işaretli ürünlerimizin, ülkemiz üreticileri ve sanayicileri için daha yüksek katma değer oluşturmasını sağlamak yer alıyor. Bunun için kalite zincirini uçtan uca takip edeceğimiz bir mekanizmayı birlikte kurmalıyız.”
Kacır, bugün insan tüketimi için üretilen gıdanın beşte birinin israf edildiğini ve dünyada her 9 kişiden birinin halen açlıkla mücadele ettiğini belirterek, “Yapılan araştırmalar gıda kaybı ve israfının toplam maliyetinin küresel ekonomi için 1 trilyon dolara ulaştığını ortaya koyuyor. Bu adaletsiz tabloyu değiştirmek adına seferberlik ruhuyla hareket ederek ‘Gıdada Sıfır Kayıp’ hedefimiz doğrultusunda gerek ülkemiz sınırları içinde gerekse de uluslararası arenada inisiyatif almaya devam edeceğiz.” dedi.
Kacır, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında öncü bir rol üstlenen gıda sektörünün, yenilikçiliği destekleyen ve gıda israfını önlemeye yönelik her adımını gelecek dönemde de desteklemeyi sürdüreceklerini vurgulayarak, “Gıda sanayi girdileri olan gıda katkı maddeleri, yardımcı maddeler ve ambalajda yerli üretim kapasitemizi artırmak, dışa bağımlılığı azaltmak, tedarik zincirinde lisanslı depoculuğu desteklemek, hedef odaklı tarım ve gıda AR-GE yenilik programları oluşturmak, tarım ve gıda sektöründe geleceğin gıdalarına geçiş sürecine katkı sağlamak ve yenilikçi gıda ürünlerinin geliştirilmesine yönelik AR-GE çalışmalarında bulunmak üzere endüstriyel ölçekte prototipleme amaçlı ortak kullanıma açık ÜR-GE merkezlerinin oluşturulmasını tetikleyecek araştırma altyapıları kurmak için çalışmalara devam etmeliyiz.”
“GIDADA SIFIR ATIK, SIFIR İSRAF”
Gıda zayiatlarının azaltılması, birincil üretimde oluşan kayıpların minimize edilmesi, üretim kapasitesinin kullanılmamasına bağlı kayıpların azaltılması ve depolama ile lojistik aşamalarındaki kayıpların önlenmesi amacıyla ‘gıdada sıfır atık, sıfır israf’ hedefiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Kaynak: Patronların Dünyası