34,6090$% 0.14
36,2021€% -0.32
43,4302£% -0.18
2.903,73%-0,47
2.622,13%-0,13
9.659,96%1,15
26 Kasım 2024 Salı
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, tuzun aşırı kullanımının birçok sağlık sorununa yol açabileceğini vurguladı. Normalden fazla kullanılan her gram tuzun vücutta çeşitli olumsuz etkilere neden olabileceğini belirten Üstündağ, “Aşırı tuz alımı, vücutta fazladan su tutulmasına yol açar. Bu durum, damar kaslarının kasılma eğilimini artırarak kan basıncını yükseltir. Yüksek kan basıncı, böbrekler gibi hayati organlar üzerinde ciddi zararlar verebilir. Tuz yalnızca böbrekleri etkilemekle kalmaz; aynı zamanda kalp büyümesine, kalp krizi riskinin artmasına ve inme gibi ağır durumlara sebep olabilir.”
Üstündağ, sağlıklı bir böbreğin günde ortalama 5 gram tuzu atma kapasitesine sahip olduğunu ifade etti. Tuzun dikkatli bir şekilde kullanılması gerektiğinin altını çizen Üstündağ, “Günde 5 gram sofra tuzu alımının üzerindeki miktarlar, özellikle de tuz atmayı zorlaştırıcı genetik yapıya sahip bireylerde, tuzun vücutta birikmesine sebep olur. Bu da, suyun atılmasını engelleyerek damar duvarlarının kasılmasıyla hipertansiyon ve damar hasarlarına yol açar.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Üstündağ, Türkiye’de günlük tuz tüketiminin önemli ölçüde yüksek olduğunu belirtti. Günde 5 gramdan fazla tuz tüketilmesinin önerilmediğini söyleyen Üstündağ, şunları ekledi: “Dünya uygarlığını bugüne taşıyan asgari tuz tüketimi 1,5 gramdır. Böbreklerimiz 5 gramına kadar tuz atabiliyor; ancak bu miktarın üzerinde bir tüketim söz konusu. Türkiye’de günlük kişi başına tuz tüketimi ortalama 15 gram civarındadır. Böbreğin kapasitesi 5 gram olmasına rağmen, günlük 15 gram tuz tüketilmesi endişe vericidir.”
Üstündağ, tuzun geçmişte yiyecekleri koruma ve yaz yiyeceklerini kışa saklama aracı olarak kullanıldığını, ancak günümüzde yiyeceklerin saklanması için çok daha çeşitli yöntemler bulunduğunu belirtti. Yine de, kültürel alışkanlıkların devam ettiğini vurguladı. “Bir gün içinde 10 birim tuz tüketiyorsak, bunun %10’u sofrada kullandığımız tuz, %15’i yemekleri pişirirken eklediğimiz tuz, geri kalan miktarı ise ekmek, peynir, salça, salam ve sucuk gibi işlenmiş gıdaların içindeki tuzdur.”
Tuzu azaltmanın, onu tamamen ortadan kaldırmakla mümkün olmadığını belirten Üstündağ, “Topyekun bir seferberlik yapılmalı. İlkokul çağından itibaren çocukların tuzun zararları hakkında bilinçlendirilmesi, bu konuda eğitimlerin verilmesi ve tuzu fazla içeren gıdaların vergilerinin artırılması faydalı olacaktır.” şeklinde önerilerini sundu.
Kaynak: Patronların Dünyası