34,4787$% 0.04
36,2357€% -0.34
43,5476£% -0.19
2.955,64%0,71
2.664,86%0,61
9.367,77%3,72
21 Kasım 2024 Perşembe
Ensonhaber.com’un haberine göre, İstanbul’da 15 yıl önce meydana gelen bir cinayet, hala gündemden düşmüş değil. Lise öğrencisi Münevver Karabulut, 3 Mart 2009 tarihinde Cem Garipoğlu tarafından vahşice öldürüldü. Münevver’in cesedi, bir çöp toplayıcısı tarafından çöp konteynerinde parçalanmış halde bulundu. Bu olayın ardından, 197 gün boyunca kaçan Cem Garipoğlu, sonunda teslim oldu ve cezaevinde intihar ettiği iddia edildi.
Ancak Münevver Karabulut’un ailesi, Cem Garipoğlu’nun gerçekten öldüğüne inanmadıklarını ifade ederek, mezarının açılmasını talep etti. Talep üzerine mezar açıldı ve yapılan DNA testleri, Garipoğlu ile eşleşti.
Soruşturmaya Dair Yeni Detaylar
Münevver Karabulut’un ailesinin yaptığı itirazlar sürekli olarak reddedilirken, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, bu tartışmalara son noktayı koydu. Başsavcılık, mezardaki kişinin Cem Garipoğlu’nun olduğunun kesinleşmesi sonucunda, soruşturmaya takipsizlik kararı verdi.
DNA Testi Sonuçları
Garipoğlu’nun mezarından alınan kemik parçalarıyla ilgili Adli Tıp incelemesi tamamlandı. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda gerçekleştirilen DNA incelemesi sonucunda, mezardan alınan kemiklerin Cem Garipoğlu’nun anne ve babasıyla doğrudan uyumlu olduğunu açıkladı. Başsavcılık ayrıca, Garipoğlu’nun mezarında 3 Ekim günü feth-i kabir işleminin gerçekleştirildiğini de hatırlattı.
İlgili Haber: Cem Garipoğlu’nun mezarından çıkan poşetin incelemesi tamamlandı.
Kaynak: Ensonhaber
Ensonhaber.com’un haberine göre; yarın İstanbul Kongre Merkezi’nde uluslararası düzeyde önemli bir enerji forumu gerçekleştirilecek. İstanbul Energy Forum, “Ortak Gelecek, Ortak Hedefler” ana temasıyla düzenlenecek. Forum, gün boyunca enerji sektöründeki kritik konuları ele alacak ve katılımcılara zengin bir içerik sunacak.
Bu kapsamda, enerji sektöründe bölgesel hedeflerin belirlenmesi, doğalgaz arz güvenliğinde Türkiye’nin stratejik rolü ve enerji dönüşümünün finansmanı gibi önemli başlıkların yanı sıra, sektördeki uluslararası gündemlerle ilgili çeşitli konular da tartışılacak. Forumda, farklı ülkelerden enerji bakanları, yerli ve yabancı sivil toplum kuruluşları, uluslararası kuruluş temsilcileri, akademisyenler, medya mensupları ve iş dünyasının önde gelen isimleri bir araya gelecek. Katılımcılar, küresel düzeyde diyalog kurma fırsatını yakalayacaklar.
Yarınki Oturumun Konuşmacıları
Forumun ana oturum konuşmaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz tarafından gerçekleştirilecek.
“Dirençli Bir Gelecek İçin Zorluklar ve Fırsatlar” Oturumu
Bakan Alparslan Bayraktar moderatörlüğündeki “Dirençli Bir Gelecek için Zorluklar ve Fırsatlar” başlıklı Bakanlar Oturumu’nda, aşağıdaki isimler konuşmacı olarak yer alacak:
Diğer Oturumlar
Forumda ayrıca, “Gaz Güvenliğinin Yeni Dinamikleri: Bölgesel Perspektifler” başlıklı BOTAŞ özel oturumu, “Akıllı Enerji Dönüşümünde Yeni Teknolojiler ve Yakıtlar için Beklentiler” ve “Enerji Dönüşümünün Finansmanı: Beklentiler ve Öncelikler” gibi oturumlar da gerçekleştirilecek.
Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)
Daha fazla bilgi için: Ensonhaber
Ensonhaber.com’un haberine göre, Güneş’in Kızları dizisinde sergilediği performansla dikkatleri üzerine çeken Burcu Özberk, ekranlardan uzak olsa da sosyal medya paylaşımlarıyla gündem olmaya devam ediyor. Son projesinde beklenen başarıyı elde edemeyince dizisi final yapan başarılı oyuncu, yaz ayını yurt dışında geçirerek bol bol tatil yaptı.
“Keyif Alacağım Bir İş İstiyorum”
Burcu Özberk, Nişantaşı’nda görüntülendi. SnobMagazin’in haberine göre, bir süredir ekranlardan uzak kalan Özberk, “Şu an için iş arıyorum. Beni heyecanlandıran bir proje bulamadım. Ne yapacağıma karar veremedim. Kural değil ama içime sinen bir iş olmalı; çünkü oynarken gerçekten keyif alacağım bir şey arıyorum.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Burcu Özberk’in yeni projelerle ilgili merakla beklenen açıklamaları, hayranları tarafından ilgiyle takip ediliyor. Oyuncunun, gelecekteki kariyer adımları için duyduğu heyecan, onu daha fazla projeye yönlendirebilir.
Kaynak: Ensonhaber
İHA’nın haberine göre, Çorum’un Alaca ilçesinde yaşayan 76 yaşındaki Salih Dokuz, 7 yaşında çırak olarak başladığı kalaycılık mesleğini tam 69 yıldır büyük bir özveriyle sürdürmektedir. İlçedeki son kalay ustalarından biri olan Dokuz, dükkanında yıllardır sönmeyen ateşin başında bakır ürünleri kalaylamakta.
Her Gün Dükkanını Açıyor
Yaşına aldırış etmeden her gün dükkanını açarak müşterilerine hizmet veren Dokuz, mesleği sayesinde üç çocuğunu büyütüp evlendirdiğini ifade ediyor. 7 yaşında başladığı bu mesleği, ilk günkü aşkla sürdürdüğünü belirten Dokuz, kalaycılığa ilginin giderek azaldığını ve çırak yetiştirememeleri nedeniyle bu mesleğin geleceğinin belirsiz olduğunu vurguluyor.
“Bu Meslek Sayesinde 3 Tane Çocuğumu Yetiştirdim”
Ağabeyi sayesinde mesleğe adım attığını dile getiren Dokuz, “Küçükken hem çıraklık yaptım hem de okula gittim. 1968’e kadar ustam olan ağabeyimin yanında çalıştım. 1968 yılında askere gittim, terhisimden sonra kalfalık dönemim başladı. 10 sene sonra da usta oldum. O günden bugüne kadar devam etmekteyim. Beni yetiştiren ağabeyime teşekkür ediyorum. Bu meslek sayesinde 3 tane çocuğumu yetiştirdim, evlendirdim. Çocuklarımdan biri şimdi Almanya’da, diğer ikisi de hastanelerde çalışıyor” şeklinde konuştu.
“Mesleğimizin Değeri Kalmadı, Sonu Geldi”
Mesleğin geçmişte büyük bir rağbet gördüğünü, ancak günümüzde herkesin çelik ve porselen gibi ürünlere yöneldiğini belirten Dokuz, şöyle devam etti: “Eskiden kalaycılık mesleği oldukça popülerdi, çok güzel para kazanıyorduk. Bazı zamanlar eve büyük miktarda para götürdüğüm zamanlar oluyordu. Ancak maalesef şimdi mesleğimiz bitme noktasına geldi. İlçemizde sadece iki kalaycı kaldık. Daha önce bu sokaklarda birçok kalaycı vardı. Şimdi mesleğimizin değeri kalmadı, sonu geldi. Bizden sonra bu mesleği öğrenen kimse yok. Gençler şimdi alüminyum, çelenk, porselen gibi ürünleri tercih ediyor. Kalayın sağlıklı bir malzeme olduğunu anlatmaya çalışıyoruz ama değeri pek bilinmiyor. Artık insanlar hazır ürünler kullanmayı tercih ediyor. Kalay yaptırmak istemiyorlar. Biz öldükten sonra bu meslek de bitecek. Yetişen çırak yok. Şu anda gelen gençler sadece paraya bakıyorlar.”
Gençlere tavsiyelerde bulunan Dokuz, farklı meslekler yapsalar bile bir sanat dalında ya da zanaatta kendilerini geliştirmeleri gerektiğini vurguladı. Kalaycılığın geçmişten günümüze taşıdığı değerin önemine dikkat çekti.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA)
Kaynak: Ensonhaber
Ensonhaber.com’un haberine göre, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri, 11 şehrin yerle bir olmasına neden olarak, 53 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine ve sayısız hayalin yarım kalmasına yol açtı. Bu trajik olayın ardından, yıkıntıların arasından kurtarılanların acıları, hala taptaze bir şekilde kalplerimizde yankılanıyor.
Bu derin acının en çarpıcı örneklerinden biri, özel bir eğitim merkezinin sahibi ve öğretmeni olan Metin Acıpayam’dır. Kişisel gelişim uzmanı ve bir eğitim gönüllüsü olarak tanınan Acıpayam, o korkunç felaket gecesinde 117 öğrencisinden 92’sini kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyor.
Acıpayam, bu genç fidanlardan 22’sinin kimliğini teşhis etmek gibi tarifsiz bir yükün altına girdi. Depremde sadece öğrencilerini değil, aynı zamanda hayallerini ve yaşam amacını da kaybeden Acıpayam, büyük bir sarsıntı geçirmesine rağmen ayakta kalmayı seçti. Her yıl öğrencilerinden aldığı minik hediyeler ve gülen yüzlerle dolu olan bu özel gün, artık onun için bir hüzün gününe dönüşmüş durumda.
Metin Acıpayam, “Geçen yılki 24 Kasım’da Kapıçam’da öğrencilerimizin mezarları başında bir araya geldik. Bu yıl da yine 24 Kasım’da sizlere çok teşekkür ederiz, buradayız. Acılarımız asla bitmedi, hala o acıları yaşıyoruz ve yaşamaya da devam edeceğiz diye düşünüyorum.” sözleriyle içindeki derin acıyı dile getiriyor. 117 öğrencimizden 92’sini kaybettik. Ne yazık ki, 5-15 yaş arasındaki çocuklarımızdan biri, depremden bir hafta kadar önce ölüm şiirleri yazmak istediğini söylemişti. Ve gerçekten de bir şiir yazmıştı. ‘Sen belki de edebiyatımızın ikinci Cahit Sıtkı’sı olacaksın, ölüm şairi olacaksın’ demiştim.
Acıpayam, “Tam bir hafta sonra mesajlarına baktığımda o çocuğumuzun ölüm şiiri ile birlikte ölümü bizzat tattığını gördüm. O gece bana deprem başladığında mesaj atan öğrencilerim vardı. Onların mesajlarını defaatle okudum. Bir öğrencimiz ‘Hocam iyi misiniz, deprem oluyor’ diye ilk anda beni hatırlamış.” diyerek yaşadığı duyguları ifade ediyor. Ayrıca, “Ali isimli bir öğrencimiz futbolcu olmak istiyordu ve maalesef bir bacağını kaybetti. Hayatta ama en büyük hayaline ulaşması böylelikle sona ermiş oldu. Türlü türlü acılar var, türlü türlü dramlar…” şeklinde ekliyor.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA)
Kaynak: Ensonhaber