İHA’nın haberine göre, Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesinde yaşanan talihsiz bir olayda, ahırın girişinde bağlı olduğu zincirden kurtulan bir kangal melezi cinsi köpek, Gümüşhacıköy İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde görevli Veteriner Hekim Mehmet Kanat’a saldırdı. Bu beklenmedik saldırı sonucunda Kanat, ayaklarından ve sol elinden yaralandı.
Yaralanmasının ardından Kanat, kuduz riskine karşı en etkili antiseptik olan sabunlu suyla yarasını dezenfekte etti. HASTANEYE BAŞVURDU Sonrasında, mesai arkadaşıyla birlikte Gümüşhacıköy Devlet Hastanesi’ne gitmeye karar verdi. Burada, sargıya alınan eline toplamda 4 dikiş atılarak yaraları pansuman edildi. Evli ve 2 çocuk babası olan Kanat’a, 3 gün iş göremezlik raporu verildi.
3 DOZ AŞI OLACAK Tedbir amacıyla Kanat’a kuduz aşısı vurulması planlandı ve toplamda 3 doz daha aşı olacağı bildirildi. “ÇOK ŞÜKÜR ATLATTIM” 55 yaşındaki Kanat, 30 yılı aşkın bir süredir sürdürdüğü meslek hayatında daha önce de birkaç kez benzer saldırılara uğradığını belirtti. Kanat, yaşadığı korkutucu anı şöyle aktardı: “Önce ayaklarımdan, ardından da elimden ısırdı. Hayvan sahibi köpeğin yanındaydı ve bağlıyken bir anda kurtuldu. Avuç içime 4 dikiş atıldı. Saldırıyı çok şükür bu kadarıyla atlattım.”
Amasya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, köpek saldırısına uğrayan personeli için sosyal medya üzerinden ‘geçmiş olsun’ mesajı paylaştı. Bu olay, veteriner hekimlerin karşılaştığı zorlukları ve hayvan sahibi sorumluluklarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Ensonhaber.com’un haberine göre; Sinop’un Boyabat ilçesinde bulunan tarihi bina, Sinop Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne tahsis edildi. Bu tarihi yapı, gençlerin ve üniversite öğrencilerinin kullanımına sunulmak üzere restore edilecek.
Yeniden Düzenlenecek
Uzun zamandır atıl durumda kalan bina, “Boyabat Genç Ofis” adı altında yeniden düzenlenerek, gençlerin sosyal, kültürel ve eğitimsel faaliyetler gerçekleştirebileceği bir alan haline getirilecek. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, bu projeyle hem tarihi yapıyı değerlendirmeyi hem de gençler için faydalı bir sosyal alan oluşturmayı hedefliyor. Proje için ihale süreci de başlatılmış durumda.
Gençler Sosyalleşecek
Proje tamamlandığında, restore edilen tarihi bina, gençlerin çeşitli etkinlikler düzenleyebileceği, eğitim alabileceği ve sosyalleşebileceği modern ve ferah bir merkez olarak hizmet verecek. Böylece, gençler için hem eğlenceli hem de öğretici bir ortam sağlanmış olacak.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA) Daha fazla bilgi için: Ensonhaber
İHA’nın haberine göre, 72 yaşındaki emekli öğretmen Hakkı Albayrak, görev yaptığı yerlerden ve gezdiği bölgelerden topladığı tohumları Samsun’a getirerek, evinin bahçesinde büyütmeye başladı. Yıllar içerisinde sadece Karadeniz Bölgesi’nde yetişen doğal ürünler sunan Albayrak, bahçesini 20 yıl içinde tropikal bir cennete dönüştürdü.
Çin fasulyesinden Kızılderili muzuna, Hindistan ağaç kavunundan Meksika avokadosuna kadar tam 200 çeşit ürün yetiştiren Hakkı Albayrak, bu meyveleri pazara sunarak hem kendine hem de çevresine katkıda bulunuyor.
Avokado Hasadı
Son olarak bahçesinde yetiştirdiği avokado ve sechium edule (güz salatalığı) meyvelerinin hasadını gerçekleştiren Albayrak, avokadoların erken çiçek dökmesi nedeniyle meyve sayısının azaldığını ifade etti:
“Bugün avokadoların hasadını yaptım. Bunlar erkenci avokadolar. Diğerleri ise ocak ayına doğru toplanır. Benim avokadolarım Brüksel tipi ve tohumdan yetiştirilmiştir. Aşı gerektirmiyor ve dişi ile erkek çiçekler aynı ağaçta bulunduğundan birbirini döllüyor. Bu avokadolar, piyasadakilerden çok daha lezzetli. İlaç kullanılmadığı için organik olarak dikkat çekiyor. Ayrıca, bunların çekirdeği de diğerlerine göre oldukça küçüktür. Çekirdeğini diktiğinizde, bu şekilde ağaç olabiliyorlar. Avokadolarımın 500 gram kadar olanları mevcut. Bu yıl 200 adet avokado hasadı bekliyorum. Türkiye genelinde çok çiçek döktüğünden hasat miktarı azaldı. Önceki yıl ise dondan dolayı hasat daha da düşmüştü. Bu yıl da 2 bin avokado bekliyordum ama çiçek dökme nedeniyle randıman azaldı. Dökülen avokadoları da israf etmedim; ezmesini, reçelini ve turşusunu yaparak diğer avokado üreticilerine örnek oldum. Özellikle turşusu çok güzel oldu, tadı da kestaneyi andırıyor.”
Yılın 12 Ayı Meyve Hasadı
Oluşturduğu tropikal bahçeden yılın 12 ayı boyunca meyve almanın keyfini süren Albayrak, sözlerine şöyle devam etti:
“Şu anda güz yemişi, avokado ve sechium edule (güz salatalığı) meyvelerinin hasat zamanı. Sechium edule, Türkiye genelinde birçok farklı isimle anılıyor. Örneğin, Girit, Kıbrıs ve Rodos kabağı olarak adlandırılmakta. Dikenli kabak olarak da bilinse de, bunlar aslında dikenli değil. Salatalık da kabakgiller familyasındandır. 2000 yılında Avustralya’dan getirilen bu sechium eduleye ‘sebze armudu’ demiştik ama bu ad tutmamıştı. O yüzden, salatalık için de kullanıldığından ‘güz salatalığı’ adını verdik. Bunlara ek olarak mandalina, portakal ve kamkat gibi meyvelerin de hasat zamanı. Yılın 12 ayında bahçemden meyve alıyorum.”
Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA) Daha fazla bilgi için: Ensonhaber
İHA’nın haberine göre, Hatay’ın Antakya ilçesinde 32 yaşındaki kepçe operatörü Mehmet Topal, hasarlı binaların yıkımını gerçekleştiren bir yıkım ekibinde görev yapıyor. İl dışından Hatay’a gelen meslektaşlarına, şehrin meşhur lezzetlerinden olan tescilli künefeyi tanıtmak isteyen Topal, künefeyi ekskavatörün kovasının üzerinde takla attırarak hazırladı.
Mehmet Topal’ın sosyal medya platformlarında paylaşılan bu eğlenceli anları, hem izleyenlerin dikkatini çekti hem de arkadaşlarına moral oldu. Topal, yaşadığı bu deneyimi şöyle aktardı:
“Unutulmaz Bir An Olmuştu”
“Künefeyi her daim yapan ve seven biriyim. O gün de iş arkadaşlarıma bu lezzeti sunmak istedim. Başka şehirden gelen arkadaşlarıma orijinal Hatay künefesi yedirmek için mutfağa girdik. Künefeyi iş yerinde hazırladık ve arkadaşlarımıza közde künefe sunduk. Künefeyi ekskavatörün üstünde çevirmeyi düşünme fikri kuzenimden geldi. Eğlenceli bir şeyler yapalım dedik. Bu enkaz yığınlarının arasında biraz neşe katmak istedik. Künefeyi ekskavatörün üzerindeyken çevirmeyi başardık. O kadar künefe yaptım ve çevirdim ki, bu gerçekten unutulmaz bir an oldu. Eğer künefeyi atamasaydım, rezil olurdum ama çok şükür şimdiye kadar atamadığımız olmadı. Güzel bir etkinlik oldu; ekskavatör üzerinde farklı bir şey denemek de keyifliydi.”
“Bize Renk Kattı”
Kuzeninin bu eğlenceli davranışının ortama neşe kattığını belirten Muhammed Topal, “Bu defa farklı bir şeyler yapalım ve ortama bir parça neşe katalım dedik. Bunu ekskavatörün üzerinde denedik ve gerçekten güzel oldu. Künefeyi parçalamadan çevirmeyi başardık. Bu bize renk kattı ve ortama güzel bir enerji oluşturdu. Hatay’ımızın meşhur künefesinin tadı da gerçekten harikaydı,” ifadelerini kullandı.
Bu eğlenceli anlar, Hatay’ın kültürel zenginliklerini ve samimi dostlukları bir araya getirirken, aynı zamanda zor zamanlarda bile gülümsemeyi unutmamanın önemini vurguladı.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA) Detaylar için: Ensonhaber
İHA Giresun’da 37 yıl boyunca öğretmenlik yapmış ve 2003 yılında emekli olmuş 73 yaşındaki Mustafa Sarısaray, emeklilik yıllarına rağmen her gün okula gitmeye devam ediyor. Eğitim alanındaki tutkusunu hiç kaybetmeyen Sarısaray, engelli torunu Kerem Can’a ve okula devam eden yabancı uyruklu öğrencilere destek olmaktan büyük mutluluk duyuyor.
Engelli Torununa Destek Oluyor
Mustafa Sarısaray, 2010 yılında doğan ve doğumdan itibaren yürüme engelli olan torunu Kerem Can’ı anaokulundan bu yana 9 yıldır okula götürüp getiriyor. Bu süreçte torununun hayatında önemli bir rol üstlendiğini ifade eden Sarısaray, şunları aktarıyor:
“Kerem Can doğduktan sonra sağlığıyla ilgili zorluklar yaşamaya başladı. Yürüme yetisinde yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle engellendi. Ancak ona ‘Ben torunumun ayaklarıyım’ diyerek destek oluyorum.”
“Her sabah Kerem Can’ı uyandırıp okula götürüyorum. Okul saati bitene kadar onunla birlikte bekliyorum. Gün içinde beslenmesi ve diğer özel ihtiyaçlarıyla ilgileniyorum. Okul bittikten sonra da onu alıp eve getiriyorum.”
Öğrencilere Gönüllü Destek
Sarısaray, torununun eğitimine katkıda bulunmanın yanı sıra, okulda beklerken diğer öğrencilere de yardımcı olmaktan geri durmuyor. Bu konuda şu ifadeleri kullanıyor:
“Okulda okuma yazma bilmeyen yabancı uyruklu öğrenciler var. Onlara okul kantininde ve kütüphanesinde yardımcı oluyorum. Bu şekilde birçok öğrencinin hayatına dokunduğuma inanıyorum.”
“Ayrıca kimi öğrencilerin liselere ve sınavlara hazırlanmalarına da destek oluyorum. Eğitimin sadece dört duvarla sınırlı olmadığını düşünüyorum; eğitim, hayatın içinden olmayı gerektiriyor.”
Mustafa Sarısaray, torununun bulunduğu okulda tüm öğrencilerin eğitimine katkı sağlamaya devam ederek, geleceğin teminatı olan genç nesillere ışık tutuyor. Bu çabaları, onun eğitim aşkını ve yardımseverliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
17:48
17:48
News
