34,5490$% 0.19
36,0155€% -0.62
43,3429£% -0.53
3.005,79%1,49
2.706,67%1,32
9.549,89%1,94
22 Kasım 2024 Cuma
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferah Cömert Önder ve Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ay, Houston Methodist Araştırma Enstitüsü’nden Prof. Dr. Bülent Özpolat, Bahçeşehir Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serdar Durdağı ve Dr. Öğr. Üyesi Pınar Siyah, 2014 yılından bu yana sürdürdükleri projeye devam ediyorlar. Bu araştırmalar, üçlü negatif meme kanseri, pankreas, akciğer, deri ve yumurtalık kanserlerinde etkili olan “Ökaryotik (hücre) Uzama Faktörü 2 Kinaz (enzim tipi)” (eEF2K) hedefli inhibitör ilaçların geliştirilmesini hedefliyor.
Kanser İlaçlarında Dışa Bağımlılığı Azaltma Hedefi
Araştırmanın temel amaçlarından biri, kemoterapi sırasında kullanılan ilaçların yan etkilerini en aza indirmek ve bunun yanı sıra Türkiye’nin kanser ilaçlarına olan dışa bağımlılığını azaltarak önemli bir ekonomik girdi sağlamak. Çalışmanın toksikoloji ve faz aşamalarına geçmesi ve başarıyla tamamlanması durumunda, bu hedefe ulaşılması bekleniyor.
Uzmanlardan 10 Yıllık Çalışma Süreci
Doç. Dr. Ferah Cömert Önder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üçlü negatif meme kanseri, pankreas, akciğer, deri ve yumurtalık kanserlerinde etkili ilaç adaylarının geliştirilmesi amacıyla son 10 yıldır çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. Şu ana kadar moleküler modelleme tabanlı birçok molekül tasarladıklarını ifade eden Önder, “Kanser tedavisi için hedefe yönelik yüzlerce molekül tasarlayarak, en etkili olanları belirlemek için önce bilgisayar ortamında çalışmalar yaptık. Ardından, laboratuvar ortamında bu moleküllerin küçük ölçekli organik sentezlerini gerçekleştirdik. Şimdi de laboratuvar ortamında etkili bulduğumuz molekülleri hayvan deneylerine geçirmeye başladık.” şeklinde bilgi verdi.
Önder, Prof. Dr. Özpolat’ın eEF2K ile ilgili çalışmalarına 10 yılı aşkın bir süre önce ABD’deki Houston MD Anderson Kanser Merkezinde başladığını ve bu araştırmaların Houston Methodist Araştırma Enstitüsünde devam ettiğini aktardı. Özpolat’ın yaptığı araştırmalarda, eEF2K’nin düzensizliğinin üçlü negatif meme kanseri, pankreas, akciğer, deri ve yumurtalık kanserlerinde kanser hücresinin çoğalmasını, yayılmasını ve tümör büyümesini desteklediğini tespit ettiğini bildirdi.
Kanser Hücrelerine Özel Hedefleme
Önder, 2014 yılında bu hedefe yönelik projelerini yazmaya başladıklarını ve Prof. Dr. Mehmet Ay’ın yürütücülüğünde TÜBİTAK-1003 projesiyle destek aldıklarını kaydetti. Bu projede eEF2K amaçlı çeşitli küçük molekül inhibitörlerini geliştirmeye geçtiklerini belirten Önder, “Bu çalışmada yeni iskeletli moleküllerle güçlü ve etkili olabilecek eEF2K moleküllerini belirledik. Amacımız, kemoterapi sırasında kullanılan ilaçların yan etkilerine karşı hedefe yönelik tedavi geliştirerek, yalnızca kanser hücrelerine ulaşacak moleküller elde etmektir.” dedi.
Önder ayrıca, “Yeni moleküllerimizin eEF2K inhibitörü olarak etkinlik sağlama potansiyeli var. İşlevsel yan gruplarıyla bu molekülleri daha da güçlendirerek eEF2K inhibitörü olabileceklerini ve sonraki aşamalarda tümör gelişimini inhibe edebileceklerini öngörüyoruz. Şu anki çalışmalarımızı başarıyla tamamladık ve milli ilacımızı bulma yolunda ilerliyoruz.” diye ekledi.
Ekonomik Etki ve İlaç İthalatına Son
Önder, Türkiye’de kanser ilaçlarının çoğunluğunun ithal edildiğini ve bu durumun yıllık yaklaşık 5 milyar dolara mal olduğunu vurgulayarak, “Üçlü negatif meme kanseri hücre hattını kullanarak geliştirdiğimiz moleküllerin etkin olduğunu belirledik. Eğer bu ilaç aday moleküllerinin sadece yüzde 1’lik bir pazar payına ulaşabilirse, ülkemiz için milyonlarca dolar kazanç sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.
Finansal Destek Arayışları
Doç. Dr. Ferah Cömert Önder, birçok molekülün toksisite aşamalarını geçemediğini belirterek, ilaç tasarım ve geliştirme sürecinin 15 yıl gibi uzun bir zaman aldığını ifade etti. “Toksisite testleri dahil, ileri aşamalar için daha yüksek maliyet gerektiren çalışmalarda fon bulmaya yönelik çabalarımız devam ediyor. Özellikle toksikoloji çalışmaları için bütçe desteği ve gereken kuruluşlardan fonlar almak istiyoruz.” dedi.
Önder, yurt dışında Prof. Dr. Bülent Özpolat’ın farelerde in vivo çalışmalar gerçekleştirdiğini ve Türkiye’den milli ilaç çıkarmak, ilaç inhibitör adayı geliştirmek istediklerini vurguladı. “Toksikoloji çalışmaları yüksek maliyetli ve tavşan, maymun gibi çeşitli hayvanlarda da ileri toksikoloji çalışmalarını yürütmek için destek arayışındayız.” şeklinde konuştu.
Ensonhaber.com’un haberine göre, Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü’ne başvuran bir yaşlı kadın, 1,5 milyon lirasının dolandırıldığını bildirerek şikayette bulundu. Bu ihbarın ardından Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı hemen bir soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında, Asayiş Şube Müdürlüğü’nde dolandırıcılık olaylarıyla mücadele etmek amacıyla özel bir ekip kuruldu.
Kendilerini Savcı ve Polis Olarak Tanıttılar
Yapılan incelemeler sonucunda, şüphelilerin dolandırıcılık taktiklerinin oldukça sofistike olduğu ortaya çıktı. Bu kişiler, kendilerini savcı ve polis olarak tanıtarak mağdurları kandırmayı başardılar. Yapılan detaylı araştırmalar, bu yöntemle 30 kişinin dolandırıldığını gösterdi.
İki aylık teknik ve fiziki takip sonucunda, dolandırıcılık şebekesine yönelik ‘Çınarlara Vefa’ adı verilen bir operasyon gerçekleştirildi. Operasyon, İstanbul, Artvin ve Ankara’da belirlenen adreslere düzenlendi ve toplamda 8 şüpheli yakalandı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda, çok sayıda banka hesap kartı ve cep telefonu ele geçirildi.
Yakalanan şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Tunceli’deki bu olay, dolandırıcılıkla mücadeledeki kararlılığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı (DHA)
Daha fazla bilgi için: Ensonhaber
İHA’nın haberine göre, Muğla’nın Menteşe ilçesinde bulunan Gülağzı kavşağında, 26 NZ 892 plakalı Fiat Tofaş marka otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu bir alt yola düşerek ters döndü. Kazanın ardından araç, adeta kağıt gibi ezilmiş bir halde bulundu.
Kaza sonrası, 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbar üzerine bölgeye hızla sağlık ekipleri ve güvenlik güçleri sevk edildi. Olay yerine ulaşan ekipler, yaralıların durumu ile ilgili hızlı bir müdahale gerçekleştirdi.
Yaralılar Hastaneye Kaldırıldı
Olay anında araçta bulunan biri çocuk olmak üzere toplam 5 kişi arasında, 3 yaralı sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. Yaralıların tedavi süreçleri devam ederken, kazanın nedenleri hakkında detaylı bir inceleme başlatıldı.
Yetkililer, kaza ile ilgili gerekli çalışmaların sürmekte olduğunu belirtirken, sürücülerin dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Bu tür kazaların önlenmesi için trafik kurallarına uyulmasının önemi bir kez daha vurgulandı.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA)
Daha Fazla Bilgi İçin: Ensonhaber
Özel Haber Genel Sağlık Sigortası (GSS), 01 Ocak 2012 tarihinden itibaren Türkiye’de zorunlu olarak uygulanmaya başlandı. Bu sistem, sosyal güvencesi bulunmayan vatandaşların sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesini sağlamak amacıyla hayata geçirildi. İşsiz kalan veya normal prim ödeyemeyen bireyler, yalnızca çok düşük bir ödeme yaparak sağlık hizmetlerinden faydalanma fırsatına sahip oldular.
GSS İÇİN AYDA 600 TL ALINIYOR
2024 yılı için GSS primi 600 TL olarak belirlenmiştir. Ancak, gelir testi yaptırarak ödeme gücü olmadığı tespit edilen vatandaşlar bu primi ödemekten muaf tutulmaktadır. Gelir testi sonucunda, aylık gelirinin asgari ücretin üçte birini aşmadığı belirlenen kişilerin GSS primleri devlet tarafından karşılanmaktadır.
GSS PRİM BORCU OLANLAR SAĞLIK HİZMETİ ALABİLİYOR
Cumhurbaşkanı kararı doğrultusunda, GSS prim borcu olanların sağlık hizmetlerinden yararlanma süresi 31 Aralık 2024 tarihine kadar uzatılmıştır. Ancak, bu tarihin yaklaşmasıyla birlikte GSS prim borçları nedeniyle sağlık hizmetlerinden faydalanamayan vatandaşların sayısının artabileceği endişesi gündeme gelmiştir.
AFTAN YARARLANMAK İÇİN GELİR TESTİ YAPTIRMA ÖNERİSİ
Ekonomist Dr. Selçuk Gülten, GSS’deki mevcut durumu değerlendirirken, “31 Aralık 2024 tarihinin yaklaşmasıyla birlikte, milyonlarca vatandaşımızın GSS prim borçları nedeniyle sağlık hizmetlerinden yararlanamaması ihtimali ortaya çıkmıştır. Çalışmalar devam etmekte olup, GSS borçlarının bir defalık affedilmesi veya GSS borcu olanların sağlıktan yararlanma süresinin bir yıl uzatılması yönünde çözümler üretilmeye çalışılmaktadır. Ancak, gelir testi yaptırmamış vatandaşların bu işlemi bir an önce yapmaları kendi yararlarına olacaktır.” şeklinde düşüncelerini ifade etmiştir.
GELİR TESTİ
Eski adıyla yeşil kart sahibi olarak bilinen ve ödeme yapma imkanı olmayan vatandaşlar da GSS kapsamına alınmıştır. Yeşil kartlılar ile Türkiye’de ikamet eden ve hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan bireylerin, kaymakamlıklarda yer alan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’na başvurarak aile içi gelir testi yaptırmaları gerekmektedir. Gelir testi sonucuna göre prim ödeme imkanı olmayanların GSS ödemesi yapılmayacaktır. Gelir tespitinde aile bireylerinin harcamaları, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan elde edilen toplam gelir dikkate alınmamaktadır.
GSS BORCU SORGULAMA
Ekonomist Dr. Selçuk Gülten, GSS ile ilgili yeni bir karar alınmadan önce borç sorgulaması yapılmasını önererek, “E-Devlet üzerinden ‘GSS Sorgulama’ sayfasına ulaşarak borcunuzu öğrenebilirsiniz. Ancak, eğer gelir testi yaptırmadıysanız, en üst dereceden GSS prim borcunuz hesaplanmış olabilir. Bu yüzden, ödeme yapmadan önce gelir testinizi yaptırmanız önemlidir.” şeklinde konuşmuştur.
Kaynak: Ensonhaber
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, Tarım ve Orman Bakanlığı, halk sağlığını hiçe sayan gıda üreticilerini ifşa etmek amacıyla hazırladığı taklit ve tağşiş listesine yeni eklemeler yaptı. İstanbul’da ünlü bir markanın adıyla satış yapan bir firmanın kıymalı böreğinin içeriği, son derece dikkat çekici bir şekilde ortaya çıktı. Bu firmanın ürünlerinde, beklenmedik bir şekilde kanatlı et ve tavuk sakatatı (taşlık) bulunduğu tespit edildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın denetim ekipleri, İstanbul’daki “Meşhur Sarıyer Börekçisi” ismini kullanan Menaz Un Mamulleri’nde kapsamlı bir inceleme gerçekleştirdi. Bu inceleme sonucunda, kıymalı börek harcından kıyma yerine başka maddelerin çıktığı belirlendi. Yapılan analizlerde, böreklere kıyma olarak tavuk eti ve tavuk taşlığı konulduğu açıklandı.
Denetimlerde, börek harcında kanatlı et ve sakatat (taşlık) tespit edildi. Bu durum, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın güvenilir gıda sitesinde kamuoyuna duyuruldu. Ayrıca, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın taklit ve tağşiş listesine yalnızca bu börek firması değil, dört farklı firma daha dahil edildi. Bu firmalardan birinde pul biberde yabancı maddeler tespit edilirken, üç zeytinyağı firmasının da ürünlerinde tohum yağı kullandığı belirlendi.
Kaynak: Patronların Dünyası