Manavgat’ta bir süre önce kaybolan Ayhan Ağgedik’in durumu, açılan yeni bir soruşturma ile yeniden gündeme geldi. Yapılan araştırmalar sonucunda, Ağgedik’in eşinin akrabaları tarafından öldürüldüğü iddiaları ortaya atıldı. Bu trajik olay, bölgedeki halkı derinden sarstı.
2013 yılında kaybolan Ayhan Ağgedik’in cesedi, yıllar sonra boş bir arazide gömülü olarak bulundu. O tarihten itibaren, belediye tarafından defnedilen Ağgedik’in mezarı, şimdi yeniden aranıyor. Bu durum, olayın aydınlatılması açısından büyük önem taşıyor.
Olayın ayrıntıları:
Ağgedik’in kaybolduğu dönemdeki şüpheli ilişkiler yeniden gözden geçiriliyor.
Olayla ilgili olarak daha önce yapılan soruşturmalar tekrar ele alınıyor.
Belediyenin, kaybolan kişinin mezarını bulma çabaları sürüyor.
Bu olay, Manavgat’taki kaybolma vakalarının aydınlatılması açısından bir dönüm noktası olabilir. Kaynak:Ensonhaber
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından, Türkiye genelinde başlatılan yeniden inşa çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Bu süreçte, özellikle Hatay iline yönelik yapılan çalışmalar dikkat çekiyor. Hatay Uzun Çarşı’sının yeniden ayağa kaldırılması için yürütülen projelerin detayları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından paylaşıldı.
“Hatay’ı Yeniden Medeniyetin Merkezi Yapacağız”
Bakan Kurum, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Hatay’da ticaretin kalbinin attığı Uzun Çarşı’yı ayağa kaldırıyoruz. Bu kadim şehri öyle bir inşa ve ihya edeceğiz ki Hatay’ımızı yeniden tarihin, kültürün, medeniyetin merkezi yapacağız.” ifadelerine yer verdi. Ayrıca, bölgedeki çalışmalara ilişkin çeşitli görüntüler de paylaşıldı.
Murat Kurum’un Deprem Bölgesine Ziyaretleri
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Murat Kurum’un göreve başlamasının ardından yalnızca 4 aylık bir süre içerisinde 21 kez deprem bölgesini ziyaret ettiği vurgulandı. Bu ziyaretlerin amacı, bölgedeki gelişmeleri yerinde takip etmek ve ihtiyaçları belirlemek olarak ifade edildi.
Antakya Mimarisine Uygun Yeni İş Yerleri
Hatay’daki yeniden inşa çalışmaları hakkında daha fazla bilgi veren açıklamada, tarihi Uzun Çarşı’nın ihalesinin 4 Ekim’de gerçekleştirildiği belirtildi. TOKİ’nin yürüttüğü proje kapsamında Uzun Çarşı’nın ilk etabında, 6 bin 441 metrekarelik alanda, 3 ada içerisinde Antakya mimarisine uygun olarak 131 dükkan ve iş yeri inşa edilecektir. Ayrıca, bölgede sondaj çalışmaları da başlamıştır. İş yerleri, zemin artı 1 katı geçmeyecek şekilde tasarlanacaktır.
İnşaat Çalışmaları 11 Etapta Sürüyor
Sit alanı olarak tescillenen Kemalpaşa Caddesi’nde, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından 20 bin metrekarelik alanda 11 etap halinde inşaatlar sürdürülmektedir.
Bu 11 etap içerisinde, 7 etapta 426 dükkanın inşasına başlanmıştır.
Kurtuluş Caddesi’nde ise TOKİ tarafından 4 ada içerisinde 11 bin 254 metrekare alanda, 54 dükkan ve 47 konut inşa edilecektir.
Bu çalışmalar, Hatay’ın ekonomik ve sosyal yaşamını canlandırmayı hedefliyor. Deprem sonrası yeniden yapılanma süreci, sadece fiziksel yapıların onarımı değil, aynı zamanda bölgedeki toplumsal bağların güçlendirilmesi adına da büyük bir önem taşımaktadır.
İHA’nın haberine göre, Edirne’de Emniyet Müdürlüğü ekipleri, düzensiz göçmenlerin tespit edilmesi ve yakalanması amacıyla kapsamlı bir operasyon gerçekleştirdi. Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezi ekipleri ile koordineli olarak yapılan bu şok operasyonda, önceden belirlenen adresler arasında yer alan apartlar, pansiyonlar, oteller ve metruk binalarda detaylı kontroller yapıldı.
13 Düzensiz Göçmen Yakalandı
Gerçekleştirilen operasyon sonucunda, bir evde yakalanan 13 düzensiz göçmen, polis ekiplerinden kaçma şansı bulamadı. Yabancı uyruklu şahısların pasaport, kimlik ve ikamet izni belgeleri titizlikle incelendi. Ayrıca, mobil göç aracında parmak izi sorgulaması da yapılarak, yakalanan kişilerin kimlikleri net bir şekilde tespit edildi.
Yakalanan düzensiz göçmenler, gerekli işlemlerin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne teslim edildi. Bu tür operasyonların, düzensiz göçmenlerin kontrol altına alınması ve yasa dışı göçle mücadelenin güçlendirilmesi açısından büyük öneme sahip olduğu vurgulandı.
Ensonhaber.com’un haberine göre; Diyarbakır’dan Van’a yerleşen Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1. sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, 25 Eylül tarihinde yurtta yaşamaya başladı. Ancak, 27 Eylül’de yurttan ayrıldı ve bir daha geri dönmedi. Arkadaşları, Rojin’e telefonla ulaşamayınca 28 Eylül’de saat 12.00 sıralarında durumu polise bildirdi. Ekipler, Rojin Kabaiş’in 27 Eylül’de saat 18.30 civarında Van Gölü sahiline çakıl taşı toplamaya gideceğini söylediğini ve bu aktiviteye birlikte katılmayı teklif eden arkadaşının olumsuz yanıt verdiğini tespit etti.
Otopsi İşlemi 7 Saat Sürdü
Arama çalışmalarının 18. gününde, Rojin Kabaiş’ın cansız bedeni, YYÜ sahilinden yaklaşık 24 kilometre uzaklıktaki Tuşba ilçesine bağlı kırsal Mollakasım Mahallesi’nde, bahçe sulamaya gelen bir vatandaş tarafından bulundu. Rojin’in cenazesi, Adli Tıp Kurumu’nda yaklaşık 7 saat süren otopsi işlemlerinin ardından memleketi Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki Yeniköy Asri Mezarlığı’na defnedildi. Otopsi sırasında Kabaiş’ten alınan 100’e yakın numune, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi ve incelemenin sonuçları Van Adli Tıp Kurumu’na iletildi.
Otopsideki Tespitler ve Açıklamalar
Van Barosu Kadın Hakları Merkezi, Rojin Kabaiş ile ilgili Adli Tıp Kurumu’ndan gelen otopsi raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, Rojin Kabaiş’in ölüm nedeninin “suda boğulma” olarak belirlendiği ifade edildi.
Rojin Kabaiş’in Babasından Dikkat Çeken Açıklamalar
Üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili gelişmeleri takip etmek üzere Van’a gelen baba Nizamettin Kabaiş, ziyareti kapsamında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Kızının ölümüyle ilgili sürekli avukatıyla iletişimde olduğunu dile getiren baba Kabaiş, şunları söyledi:
“Ben İstanbul’daydım. Avukatla her gün irtibatta olup konuları takip ettik.”
“Van Baro Başkanı Sinan Özaraz ile görüştük ve başsavcılığa başvurduk.”
“Otopsi raporu geldiği için Van’a gitmiştik. Otopsinin çoğu maddelerini inceleyip itiraz ettik.”
Sosyal Medyada Yayılan İddialara Tepki
Baba Kabaiş, kızının otopsi raporunda ‘suda boğulma’ ifadesinin yer almadığını belirterek sosyal medyada yayılan iddialara tepki gösterdi. Dosyanın gizlilik kararının devam ettiğini vurgulayan Kabaiş, sözlerine şöyle devam etti:
“Ben ve kardeşim İstanbul’dan geldik. Diyarbakır’dan da ailem geldi. İki gündür Van’dayız.”
“Dosyayı takip ettik, ancak yeni bir açıklama yapılmadı.”
“Avukatımız, başsavcıya özel olarak sordu ve başsavcı, ‘Medyaya verilmiş, ancak ben yansıtmadım’ dedi.”
Kayıtlara göre, başsavcı sadece dosyanın geldiğini belirtmiş, sosyal medyada yayılan suda boğulma ifadesinin ise doğru olmadığını açıklamıştır.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, geçtiğimiz günlerde bir mesaj yayımlayarak, Artvin Yusufeli Barajı ve HES’in 2. yaşını kutladı. Bakan Yumaklı, bu önemli projeyi tanımlarken, “Mühendislik harikası Artvin Yusufeli Barajı ve HES 2 yaşında. Gururla inşa ettik, geleceğe armağan ettik.” ifadelerini kullandı.
Yusufeli Barajı, Türkiye’nin en büyük baraj projelerinden biri olma özelliği taşıyor. Bu baraj, hem enerji üretimi hem de su yönetimi açısından büyük bir öneme sahip. İki yıl boyunca sürdürülen çalışmalar sonucunda, bölgenin ekonomik kalkınmasına da önemli katkılarda bulunması bekleniyor.
Projenin detayları ve gelecekteki etkileri hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynağı inceleyebilirsiniz:
06:23
06:23
News
