34,6021$% -0.11
36,6216€% 0.05
43,8629£% -0.14
2.943,70%0,24
2.645,79%0,34
9.598,58%-0,43
28 Kasım 2024 Perşembe
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, son bir buçuk aydır piyasaları tedirgin eden sahte 50 dolarlık banknotların ardından şimdi de sahte 100 dolarlık banknotlarla ilgili alarm durumu yaşanıyor. Para piyasalarında artan sahte dolarların yarattığı panik, bankaları da harekete geçirdi. Üç farklı bankanın bu hafta personeline gönderdiği uyarı e-posta metnine ulaşıldı. Uyarı yazısında, sahte 100 dolarlık banknotlar aracılığıyla gerçekleştirilen dolandırıcılık eylemlerinde belirgin bir artış olduğu ifade edildi. Yazıda şu ifadelere yer verildi:
“Kısa bir süre önce piyasada dolaşan sahte 50 dolarlık banknot işlemlerinde dikkatli olunması gerektiğine dair bir e-posta iletilmişti. Ancak son dönemlerde sahte 100 dolarlık banknotlar ile yapılan dolandırıcılıkta da ciddi bir artış gözlemlenmiştir. Bu nedenle, şubelerimizde fiziki 100 dolarlık banknot işlemlerine karşı daha dikkatli olunması ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır.”
Yetkili Müesseseler Derneği’nin Başkanı Mustafa Ünver, sahte 50 dolarlık banknotların piyasada çok sayıda bulunduğunu, ancak sahte 100 dolarlık banknotların sayısının daha az olduğunu belirtirken, bu durumun artık değiştiğini vurguladı. Ünver, sahte 100 dolarlık banknotlara yönelik gelen ihbarların arttığını ifade etti ve bu ihbarların, başta İstanbul olmak üzere Antalya, Ankara, Gaziantep, Şanlıurfa ve Bursa gibi ticaretin yoğun olduğu illerden geldiğini açıkladı.
“Bankalar, yetkili müesseselerden bu banknotları almamaya başlayınca, müesseseler de müşterilerden bu banknotları kabul etmemeye başladı.” diyen Ünver, tüm para sayma makinelerinin güncellenmesi gerektiğini; bu sürecin ise en az 10 gün daha sürebileceğini belirtti.
Sahte 50 dolarlık banknotlarda olduğu gibi, sahte 100 dolarlık banknotlar da, yazılım güncellemesi yapılmayan para sayma makinelerini geçebiliyor. Ünver, döviz bürolarında çalışan personelin, sahte 100 dolarlık banknotları nasıl tespit ettiğine dair şu bilgileri paylaştı:
“Tedavüldeki orijinal 100 dolarlık banknotlar 1996-2006 yılları arasında basıldı; en son 2011’de yeni baskıları yapıldı. Bu kadar uzun süre kullanıma tabi olan banknotların bu kadar ‘yeni’ görünmesi mümkün değildir.”
Hürriyet gazetesinden Gamze Bal’ın aktardığına göre, 50 ve 100 dolarda yaşanan sahtecilik, yazılımı güncellenmemiş para sayma makinelerine sahip bazı bankalarda ve İstanbul Kapalıçarşı’da döviz trafiğini durdurdu. Bazı bankalar, makinelerini güncelledikleri için alımlara devam ederken, diğer bazı bankalar ise tedbir amacıyla 50 ve 100 dolarlık banknotları yetkili müesseselerden dahi almadı. Bu durum, döviz bürolarının vatandaşların getirdiği 50 ve 100 dolarlık banknotları kabul etmemesine neden oldu. İstanbul Kapalıçarşı’da da aynı şekilde, 50 ve 100 dolarlık banknotların kabul edilmediği gözlemlendi; çarşıdaki kuyumcular, bu banknotlarla gelerek altın almak isteyen müşterileri geri çevirdi.
50 ve 100 dolarlık banknotlardaki sahtecilik, son haftalarda Kapalıçarşı’yı da alarma geçirdi. 1970’ten beri Kapalıçarşı’da sarraflık yapan bir esnaf, yaşadığı bir olayı şu şekilde aktardı:
“Elime geçen sahte bir 100 dolar banknotu gördüm; orijinal kâğıda basılmış ancak sahteydi. Farkı şu: ABD’nin bastığı 100 dolarlarda çok hafif bir yeşil renk var, ancak sahte olanlarda bu yeşil renk yok. Bunlar, aslında kâğıdın kendi rengi gibi görünüyor ama içinde demir parçacıkları barındırıyor. Para sayma makineleri de bu parçaları algılayarak orijinal olarak geçiriyor. En son bunu Saddam döneminde yaşamıştık.”
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ‘ABD doları güvenlik özellikleri’ başlıklı metninde, orijinal 100 dolarlık banknotların özelliklerine ilişkin şu bilgiler yer almakta:
Kaynak: Patronlar Dünyası
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, Milli Piyango’nun geleneksel yılbaşı çekilişi için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Bu yıl oldukça dikkat çekici bir şekilde, toplam 600 milyon TL’lik rekor büyük ikramiye, önceki yıllarda olduğu gibi dağıtım garantisi ile sahiplerini bulacak. Toplamda dağıtılacak ikramiye tutarı ise 3 milyar 499 milyon 50 bin lira olarak belirlendi.
İzmir, İstanbul, Antalya ve Mersin Milli Piyango Bayileri Esnaf Odası başkanları, Demirören Medya Merkezi’ndeki çekiliş stüdyosu olan Şans Merkezi’ni ziyaret ederek yılbaşı satışları ve sektörün beklentileri hakkında açıklamalarda bulundular. Başkanlar, vatandaşlara biletlerini son güne bırakmadan erken almayı tavsiye ettiler.
‘ÇEKİLİŞ SÜRECİNDE GÜVENLİK ÜST DÜZEY’
İstanbul Milli Piyango Bayileri Esnaf Odası Başkanı Ahmet Yazıcı, yılbaşı çekilişine olan ilginin yüksek olmasından memnuniyet duyduklarını ifade ederek, “Bu yılki 600 milyon TL’lik büyük ikramiye, hem bayilerimizi hem de müşterilerimizi oldukça heyecanlandırıyor. Geçen yıl olduğu gibi, büyük ikramiyenin tamamı dağıtılacak. Çekiliş sürecinde güvenlik önlemlerinin üst düzeyde olduğunu biliyoruz ve bunu gönül rahatlığıyla müşterilerimize iletebiliyoruz” dedi.
Büyük ikramiyenin dağıtım garantisiyle verileceği konusunda değerlendirmelerde bulunan Yazıcı, “Dağıtım garantisi, vatandaşlarımız için büyük bir güven sağlıyor. Büyük ikramiye çıkana kadar çekiliş devam edecek ve kazanan bilet satılmışsa, çeyrek veya yarım olduğuna bakılmaksızın ikramiye sahibine ulaştırılacak. Toplam 3.5 milyar TL’lik ikramiye dağıtımı, oyunseverler için tarihi bir fırsat sunuyor. Herkesin şansını denemesini öneriyoruz” şeklinde konuştu.
ÇEKİLİŞ 31 ARALIK’TA CANLI YAYINLANACAK
Milli Piyango yılbaşı çekilişi, 31 Aralık 2024 gecesi televizyondan canlı olarak yayınlanacak. Çekiliş sonuçları ve amorti bilgileri, www.millipiyangoonline.com adresinden kolaylıkla öğrenilebilecek. Bu yılki çekilişin en dikkat çekici özelliklerinden biri, büyük ikramiyenin tamamının dağıtım garantili olması. Belirlenen kurallar çerçevesinde, bilet payına bakılmaksızın büyük ikramiye, isabet ettiği satılan biletler arasında eşit olarak paylaştırılacak.
Milli Piyango yılbaşı çekilişi, büyük ikramiye satılan bilete çıkana kadar devam edecek. 600 milyon TL’lik büyük ikramiye ve toplamda 3.5 milyar TL’lik ödül, Milli Piyango tarihinin en yüksek rakamları arasında yer alıyor. Milli Piyango bayilerinden vatandaşlara yapılan çağrı ise biletlerini son günlere bırakmadan erkenden satın almaları yönünde. Milli Piyango bayileri ve online satış platformları, yılbaşını umutla karşılamak isteyen oyunseverler için hazır bir şekilde bekliyor.
Kaynak: Patronların Dünyası
Ünlü oyuncu Demet Özdemir, son dönemde rol aldığı diziler sayesinde sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da tanınan bir isim haline geldi. Geçtiğimiz saatlerde Dubai’de düzenlenen DIAFA (Dubai International Arab Festival Awards) Ödül Töreni’nde sahne alan Özdemir, ‘En İyi Uluslararası Kadın Oyuncu’ ödülüne layık görüldü.
Özdemir, geceye kırmızı bir gelinliği andıran etkileyici bir elbiseyle katılarak tüm bakışları üzerine çekmeyi başardı. Göz alıcı tasarımı ve zarafetiyle dikkatleri üzerine toplayan oyuncu, davetteki en çarpıcı isimlerden biri oldu.
Özenle Hazırlandı
Katıldığı etkinliklerde şıklığıyla adından söz ettiren Demet Özdemir, bu defa da sosyal medya paylaşımlarıyla gündem olmaktan kaçınmadı. Geceye hazırlanırken gösterdiği özen, takipçileri tarafından büyük beğeni topladı. Özdemir’in Instagram’da 16 milyon takipçisi bulunuyor ve son pozları adeta beğeni yağmuruna tutuldu.
Özdemir’in başarıları ve stil seçimleri, hayranları tarafından sık sık takdir ediliyor. Dubai’deki bu özel gece de, onun uluslararası arenadaki yerini pekiştiren bir etkinlik oldu.
Kaynak: Ensonhaber
Patronlar Dünyası’nın haberine göre; Kuzeyde Rusya-Ukrayna savaşı ve güneyde İsrail’in Filistin’e yönelik ablukasıyla başlayan Orta Doğu savaşları, dünyada büyük bir drama yol açmaya devam ediyor. Bu savaşların ekonomik hayata etkileri de oldukça belirgin. Söz konusu bölgelerde ticaret hacminde ciddi düşüşler yaşanırken, orduların artan giyim ve teçhizat ihtiyacı, askeri tekstil ürünlerine olan talebi artırıyor. Yaklaşık 50 milyar dolarlık bir iş hacmi yaratan Türk tekstil sanayi, daralan küresel pazara rağmen ihracatında pazarını korumak için çeşitli stratejiler geliştiriyor. Türk tekstil sektörü, sahip olduğu kabiliyetle savunma sanayii için de yenilikçi çözümler sunuyor. Yerli teknolojiyle üretilen radarlara yakalanmayan gizlenme kumaşlarından, kurşun geçirmez kumaşlara kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olan sektör, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personeli üniformasından tank çadırlarına kadar birçok alanda yerli üretimle destek veriyor. Ayrıca, ABD, Ukrayna, Katar gibi birçok ülkenin ordularına da ürün gönderiyor.
Ağırlıklı nano-teknolojik grupta üretilen bu kumaşlar, teknik tekstil kategorisinde yer almakta ve Türkiye’nin yaklaşık 2,5 milyar dolarlık teknik tekstil ihracatı bulunuyor. Küresel teknik tekstil ihracatının ise yaklaşık 124 milyar dolar seviyesinde olduğu tahmin ediliyor.
BERTEKS, TSK İÇİN PARAŞÜT KUMAŞI ÜRETİYOR
Berteks Tekstil, TSK ile imzaladığı “Stratejik İş Birliği Anlaşması” çerçevesinde paraşüt kumaşları geliştirmeye odaklanmış durumda. Firma, farklı kullanımlar için tasarlanmış paraşüt kumaşlarının yanı sıra, elektromanyetik kalkanlama kumaşları, alev almayan ve ses emen kumaşlar gibi geniş bir ürün yelpazesini de tanıtmaktadır. Hem ev tekstili hem de teknik tekstil alanında yenilikçi ürünler sunan Berteks, iplikten kumaşa tüm üretim süreçlerini bünyesinde barındırıyor.
Berteks Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Berk Noyan, taşıt tekstillerinden paraşüt kumaşlarına, akustik, termal ve yanmaz kumaşlara kadar birçok inovatif ürün ürettiklerini belirterek, “TSK ile imzaladığımız ‘Stratejik İş Birliği Anlaşması’ kapsamında paraşüt kumaşları geliştirmeye devam ediyoruz. Daha rekabetçi olabilmek adına inovasyon ve Ar-Ge’ye ağırlık veriyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan onaylı 19. Yerinde Ar-Ge merkezimizde yürüttüğümüz çalışmalarla birçok yeni ürün geliştirdik” dedi.
Noyan, ayrıca: “Özellikle imzaladığımız SİA anlaşmasının bu anlamda bizim için iyi bir başlangıç noktası olduğunu düşünüyoruz. Yaklaşımımız, standart ürünler geliştirip müşteri beklemek değil. Daha önce yapılmamış ya da ithal edilen ürünleri proje ortaklarımızla birlikte geliştirip Türk savunma sanayisine destek olmak istiyoruz. Kompozit alanında kullanılan tekstil malzemeleri de ilgi alanımızda. Bu alanda da çalışmalar yürütüyoruz.”
UKRAYNA VE KATAR ORDULARININ ASKERİ ÜNİFORMA VE KAMUFLAJLARI BATMAN’DA ÜRETİLİYOR
Özman Tekstil, son dönemde yatırımlarını savunma sanayi alanına kaydırarak askeri kıyafetler ve üniformalar gibi her türlü teçhizat üretimi yapmaktadır. Son altı yıldır, savaşların getirdiği yeni tedarik koşullarıyla bu alana odaklanan firmanın merkezi İstanbul’dur. Diyarbakır’da 25 bin metrekare alanda tam entegre bir tesisi bulunan Özman, bu tesiste iplikten örgüye, dokumadan boyahaneye, son olarak da konfeksiyona kadar entegre üretim yapmaktadır.
Diyarbakır fabrikasında kendi enerjisini de üreten Özman’ın Batman’da da bir fabrikası bulunmaktadır. TSK’nın onaylı tedarikçisi olan Özman, Jandarma Genel Komutanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na hem kumaş hem kıyafet hem de eldiven, bere gibi yan ürünleri tedarik ettiğini belirten Özman Tekstil’in yetkilisi Büşra Özman, “Firma, askeri içlikten kamuflaj kıyafeti, askeri çanta gibi hem iç hem de dış giyim ürünleri sağlıyor. Yurt dışında da Ukrayna ve Katar ordularıyla işbirliği yapıyoruz. Üretiminin yüzde 60’ını askeriyeye, yüzde 40’ını da sivil müşterilerine yapıyor. Firmanın aylık üretim kapasitesi ise 250 bin adet.”
Savaşların getirdiği talepler doğrultusunda ihracatın arttığını vurgulayan Özman, sadece askeri değil, polis üniformalarına da talebin yükseldiğini belirtmiştir.
ARTAR, LİSANSLI ÜRETİMLE MARKA DEĞERİ YARATIYOR
Merter’de 30 yıldır faaliyet gösteren Artar Tekstil, Hürkuş, Anka3 gibi Türk savunma sanayisinin önemli markalarının lisanslı üretimini gerçekleştirmektedir. Türk ordusuna askeri kıyafetler üreten şirket, özellikle lisanslı ürünleriyle dikkat çekiyor. Artar Tekstil’in şirket ortağı Sıddık Artar, “Yerli ve milli savunma sanayi markalarımızın daha da güçlenmesine katkı sunuyoruz” diyerek, “Yerli ve milli olan ürünlerimizin hem tanıtımına hem halkımızın onları severek giymesine yardımcı oluyoruz. Ürünleri markalaştırarak lisanslı bir şekilde halkın giyimine sunuyoruz” şeklinde ekledi.
Son bir yıldır TUSAŞ için lisanslı üretime başladıklarını aktaran Artar, “Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı için, Savunma Sanayi Başkanlığı için kıyafetler üretiyoruz. Yani biz savunma sanayinin yan kolu, destekleyici bir argüman olarak varız. Kullandığımız kumaşların kalitesi markayı temsil ediyor. Yetişkin grubuna hitap ediyoruz. Gençlerin ilgisi çok yoğun. Mesela uçak motoru markasıyla tişört üretiyoruz ve gençler bunu severek alıyor.”
Ürün grubunda tişört, sweet, mont gibi ürünler bulunurken, ürünlerin perakende satış fiyatı 500 TL ile 2 bin TL arasında değişmektedir. Artar, “Birinci gayemiz çok para kazanalım değil, önce bu ürünleri halkımıza tanıtalım, sonra mutlaka arkası gelecektir.” dedi. Üretiminin yüzde 25-30’unu bu alana ayıran firma, dünyanın birçok ülkesine de ihracat yapmaktadır.
Kaynak: Patronların Dünyası
Ensonhaber.com’un haberine göre, ünlüler dünyasından uzak bir yaşam sürmeyi tercih eden üç güzel oyuncu, Fahriye Evcen, Aslı Enver ve Sinem Kobal, sosyal medyada gündem oluşturan bir poz paylaştı.
2017’DEKİ POZUN YENİDEN YANSIMASI
Bu üçlü, en son 2017 yılında bir araya gelmişti. O tarihte, Fahriye Evcen’in Burak Özçivit ile hayatını birleştirdiği kına gecesinde bir araya gelmişlerdi. Yıllar sonra tekrar bir etkinlikte bir araya gelen bu güzel oyuncular, yeniden yan yana poz vererek takipçilerini mest etti.
Paylaştıkları bu özel an, kısa sürede büyük bir beğeni topladı ve sosyal medya kullanıcıları tarafından ilgiyle karşılandı. Üç arkadaşın samimi pozları, hayranlarından tam not aldı.
Kaynak: Ensonhaber