34,6484$% 0.26
36,4376€% 0.36
43,6154£% 0.29
2.925,32%0,27
2.628,96%0,11
9.606,60%-0,55
26 Kasım 2024 Salı
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, altın ithalatında geçen yıldan bu yana uygulanan kota, kaçakçılıkla ilgili ciddi tahribatlar yaratmaya başladı. Sektör temsilcileri, son on yılın ortalama altın ithalatının 194 ton olduğunu belirterek, bu yılki 50 tonluk farkın kaçak altın ticaretine işaret ettiğini ifade ediyor. Uluslararası piyasalarda kilogram başına bazen 5 bin doları aşan fiyat farkının ve müsadere usulünün uygulanmamasının, kaçak girişleri tetiklediğini vurgulayan sektör temsilcileri, “diğer sektörlerde kaçakçılık yapanların” bu alana yöneldiğine dikkat çekiyor.
10 AYDA “10 YILLIK” KAÇAK ALTIN YAKALANDI
2023 yılı itibarıyla belirlenen aylık kota miktarı, işlenmemiş altın ithalatının uzun dönem aylık ortalaması olan 8 tonun 1,5 katı olarak 12 ton olarak belirlenmişti. Bu kota uygulamasının gerekçesi ise altın ithalatındaki artışın cari dengeye olumsuz etkileri olarak gösterildi. Borsa İstanbul verilerine göre, altın ithalatı 2022 yılında 264 ton, 2023 yılında ise 318 ton olarak kaydedildi. Ancak ilerleyen dönemlerde, uluslararası piyasa ile kilogramda 5 bin dolara varan fiyat farkları, kaçak altının cazibesini artırdı ve ülkeye girişi hızlandırdı.
Ekonomim’den Yener Karaeniz’in haberine göre, Ticaret Bakanlığı verilerine göre bu yılın Ocak-Ekim döneminde 2 milyar 523 milyon TL değerinde kaçak altın yakalandı. Bu değer 2015-2023 yılları arasında toplam 1 milyar 465 milyon TL’ydi. Artışta, yakalamalarda müsadere usulünün uygulanmaması önemli bir etken olarak öne çıkıyor. Müsadere, suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin veya suça konu olan eşyaların devlet tarafından el konulmasını ifade ediyor. Ancak bu yakalamalarda yalnızca 3-25 bin TL arasında idari para cezası uygulanıyor. Cezaların caydırıcı olmaması, yurtdışından “kâr paylaşımı” yoluyla kaçak altın getirilmesini teşvik ediyor.
“KAÇAK ALTININ AYAR SORUNU MALİYETLERİ DE YANSIYOR”
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, sektörün 30 yıllık ithalat verilerine göre yıllık altın hammadde kullanım ortalamasının 167 ton civarında olduğunu belirterek, “Eylül sonu itibarıyla yapılan ithalat tutarı 88 ton, 30 yıllık Eylül sonu ortalaması ise 132 ton. Aradaki fark 44 ton. Sektörümüz, tüm zorluklara rağmen çalışmaya ve üretmeye devam ediyor. Peki, aradaki 44 tonluk fark nereden geliyor? Bu sorunun cevabını size bırakıyoruz” dedi.
Atayık, iç piyasada altın arzının azalmasının uluslararası piyasalarda büyük fiyat farkları oluşmasına neden olduğunu kaydetti. Bu farkın iç talebin zirve yaptığı dönemlerde kilogramda 4-5 bin dolara kadar çıktığını vurguladı. “Kota uygulaması, bir yandan üretici ve ihracatçıların rakiplerinden yüksek fiyatla hammadde temin etmesine neden olurken, diğer yandan kaçak girişlere de zemin hazırlıyor. Her gün ekranlara yansıyan ‘kaçak altın yakalandı’ haberlerini üzülerek izliyoruz” şeklinde konuştu.
Ayrıca, kaçak altında menşe ve ayarın belirsiz olması nedeniyle düşük ayarlı altınların dolaşım riskinin arttığını belirten Atayık, “Kalitesiz rafine edilmiş takozların yeniden dökülmesi gerekiyor. Bu da üretim sürecinde yüzde 60-70 oranında geri dönüşüm gerektirdiği için maliyet artışına yol açıyor. Sektörümüzün gelişmesini sekteye uğratan kota kısıtlamasının bir an önce kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi.
KİMİN NE KADAR ALTIN GETİRDİĞİ AÇIKLANSIN
Uluslararası piyasa ile kilogram fiyat farkının 3 bin 700 dolar seviyesinde olduğunu dile getiren Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, “Sene sonuna doğru ithalat sınırlı kalabilir ve fiyat farkı 4 bin 500 dolara kadar çıkabilir” yorumunu yaptı. Yıldırımtürk, müsadere usulünün uygulanıp uygulanmadığı konusunda bilgi verilmemesinin de önemli bir sorun olduğunu vurguladı. “Aylık 12 ton altın ithalatı yapıyorsun ama kime ne kadar veriyorsun? Kim ne kadar alıyor? Bazısı az getirirken bazıları neden çok getiriyor? Kimin ne kadar getirdiği açılsın. Liste yayınlansın” şeklinde konuştu.
Kaçakçılığın boyutuna dair de Yıldırımtürk, yıllık ihtiyacın 250-300 ton arasında olduğunu belirterek, resmi yollarla elde edilen altının dışında kalan miktar için kaçak altın girişlerinin mümkün olabileceğini belirtti.
TALEP ARTTIKÇA FİYAT FARKI ARTIYOR
Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (TÜİD) Başkanı Mustafa Kamar, son 5 yılda altın ithalatındaki artışın hem Merkez Bankası’nın hem de vatandaşların talebinden kaynaklandığını ifade etti. Kamar, “Hane halkının talebi arttıkça fiyat farkı da artıyor, bu da kaçakçılığa yol açıyor. Burada asıl zararı vatandaş görüyor. Bugün vatandaş bir Ata Lira’yı (Cumhuriyet altını) 19 bin 500 TL olması gerekirken 20 bin 500 TL’ye alıyor. Aradaki 1.000 TL kaçakçıya gidiyor. Yıllık 44 ton kaçak riski varsa, bu yaklaşık 4 milyar dolarlık altın demektir. Uluslararası piyasa ile yüzde 5 fark demek, kaçakçının 200 milyar dolar kazanması demektir. Kaçakçıların kazandığı parayı halk ödüyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Patronlar Dünyası