34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
23 Kasım 2024 Cumartesi
Ensonhaber.com’un haberine göre; AA Yenidoğan Çetesi’nin lideri Fırat Sarı, duruşmanın altıncı gününde savunmasını yapma fırsatı buldu. 12 yenidoğan bebeğin öldürülmesiyle ilgili olarak elebaşı konumunda olan Sarı, sözlerine şu cümlelerle başladı: “Hayatta beklentim, umudum kalmadı. Mahkemeye gelip, gördüğüm, duyduğum, yaptığım her şeyi anlatmak istedim. Benim bir şeyim yok.”
BEBEK BAŞINA NE KADAR ALDI?
Sarı, Gıyasettin’e bebek başına 750 lira ödediğini belirtirken, eşi sigortalı bir işte çalıştığı için bu ödemeleri bu şekilde gerçekleştirdiklerini ifade etti. Hakan Doğukan’a da para verdiğini, İlker Gönen’in ise maaşlı çalışanı olduğunu aktardı. Anlaşmalarının başlangıçta sabit maaş üzerinden yapıldığını, daha sonra ise ortaklık teklifinde bulunduklarını ancak bu durumun gerçekleşmediğini belirtti. Sarı, hastaneden aldıkları paranın cüzi bir miktar olduğunu vurgulayarak, “Doktora ver, hemşireye ver, ambulans şoförüne ver, geriye bir şey kalmıyordu.” şeklinde konuştu.
“MADDİ GERÇEKLER ORTAYA ÇIKSIN”
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirilen duruşmanın altıncı gününde, Fırat Sarı söz alarak, fezlekeyi hazırlayan soruşturma savcısı Yavuz Engin’in iki ay önce tehdit edilmesinin ardından avukatlarının vekilliğinden ayrıldığını da sözlerine ekledi. Sarı, memleketinden akrabalarının avukatlığını yapmak için geldiğini ancak hazırlanamadıkları için savunma yapmayı ertelemek istediklerini belirtti. “Olaylar olduğundan beri tek amacım, maddi gerçeğin ortaya çıkması için savunmamı yapmaktı. Savunmamı yapmak istiyorum.” dedi.
“ÖRGÜT ÜYELİĞİ BENİM SIRRIMDI”
Sarı, 17-18 yaşlarında tıp fakültesine başladığını ve üniversite ikinci sınıftayken İstanbul’da bir gösteriye katıldığını, bu sebeple “örgüt üyeliği” cezası aldığını ve 4-5 yıl cezaevinde kaldığını anlattı. “Ben örgüt şeyini görünce ayrı tilt oldum. Ölüm oruçları döneminde 16 yaşındaki çocuklar ölüme gittiler. Her şeyi gördüm, örgütten ayrıldım. Örgüt denen yapıyı kimse benim gibi bilemez, iliklerimde hissettim. Bu benim gizlimdi, sırrımdı, kimse bilsin istemiyordum.” diye konuştu. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden önce devletle bağı olduğunu, güvenlik güçleriyle görüşüp, çalıştığını söyleyen Sarı, “FETÖ kalkışmasından sonra devletteki o bağım koptu. Hekim olarak, insan olarak yaşadığım toplumu, mesleğimi çok seviyorum. Ben onlara hizmet etmek istedim.” ifadelerini kullandı.
“HASTALARA HEM HEKİM HEM İŞLETMECİ OLARAK BAKTIK”
Sarı, tıp fakültesini bitirdikten sonra zorunlu hizmetini Esenyurt Devlet Hastanesi’nde yaptığını belirtti ve medyada söylendiği gibi hiçbir şeyin kolay olmadığını ifade etti. “Zorunlu hizmetleri yaptım ama kamu istediğimde olmadı. Ben askerliğimi uzun dönem er olarak yaptım. Askerliği sakıncalı er olarak yaptım.” dedi. Zorunlu hizmeti sırasında elde ettiği başarılar sayesinde medyaya çıktığını, 2018 yılında Esenyurt’taki Reyap Hastanesi’nde çalışmaya başladığını anlattı. Sarı, Esenyurt’taki hastaların sosyoekonomik durumunun düşük olduğunu ve doğumların büyük oranda tıp merkezlerinde gerçekleştiğini aktardı. Doğan bebeğin sağlık durumunun önceden anlaşılamayacağını dile getiren Sarı, “Her türlü bebek doğar. 112 nakil birimi ekibi çok yetersiz. Hastaya bakmayı bile bilmiyorlar. Sevk süresi 4-6 saat sürer ve yenidoğan çok kritik.” dedi.
“BU YAPIYI BEN KEŞFETMEDİM”
Sarı, Reyap Hastanesi’nde iyi çalıştığı için bazı hastanelerden işletme teklifi aldığını belirterek, “Bu yapıyı ben keşfetmedim. Onların işletmesi vardı daha önce. Bu yapıyı gördüm, yapabilir miyim diye düşündüm. Reyap’taki mesailerimi aksatmadan bu işe el attım.” şeklinde konuştu. Davada bir diğer örgüt elebaşı olarak değerlendirilen tutuklu sanık doktor İlker Gönen’le tanışma sürecini de paylaşan Sarı, “İlker o sırada zorunlu hizmete ara vermişti. Kafamız uyuştu, o da benim gibi çalışmayı seven biriydi.” dedi.
“0 ÇOCUK SEVK EDİLMEZSE ZATEN ÖLECEKTİ”
Sarı, “112 dışı sevk” olayı hakkında, tıp merkezindeki hekimlerin kendisine güvenip hasta göndermesi olduğunu savundu. “O dönemde ben hiçbirinden para almadım. Sadece hızlı geliyordu, daha iyi bakıyordum, bana güveniyorlardı.” dedi. Hastaneler neden işletme istiyor sorusuna yanıt veren Sarı, “Yenidoğan gibi özellikli yerlerde çalışan bulmakta zorlanıyorlar, bunların bulunmasını istiyorlar.” şeklinde ifade etti. Sarı, “112’ye rüşvet vererek hasta almadım. Öyle bir şey mümkün değil.” dedi.
“ÖZEL HAYATIM KAMUYA YANSITILDI”
Sarı, tapelere itirazı olduğunu belirterek, özel hayatındaki konuşmaların kamuya yansıtıldığını, tıbbi konuların çoğunun yanlış çevrildiğini savundu. Özel sağlığın İstanbul’un yükünü kaldırdığını ileri süren Sarı, “Kovid-19 geldi mesela Avrupa yıkıldı ama biz Türkiye’de bunu çok kolay aştık.” dedi. Ayrıca, “Biz kötüysek bizi aldıktan sonra yenidoğan ölümlerinin azalması gerekir ama ben tam tersi olacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
SGK’NIN DOLANDIRILDIĞI İDDİASI
Sarı, SGK dolandırıcılığı iddialarına ilişkin olarak, “Reyap Hastanesi hekimiyim ben. Yatış süreleri uzun değil. Olay infial olunca, toplumsal kıyamet kopunca herkes saldırıya geçti.” diyerek, kendisinin ölüm oranlarının Türkiye’deki ortalamanın altında olduğunu vurguladı. “On binlerce sağlıklı çocuğu taburcu ettim.” dedi. Ayrıca, kendisine tepki gösteren anne babaları yargılamadığını belirtti.
CİMER’E ŞİKAYETİ YAPAN SANIK HAKKINDA KONUŞTU
Sarı, iddianamedeki ilaç satma suçlamasının hayatını kararttığını, bu işi sanıklar Hasan Basri Gök ile Hakan Doğukan Taşçı’nın yaptığını öne sürdü. Soruşturmayı yürüten savcının ilk aşamada ölümlerden kendisini suçlamadığını, ancak daha sonra tavrının değiştiğini belirtti. Sarı, CİMER şikayetini yapan tutuklu sanık hemşire Deniz Korkmaz hakkında “Deniz, Deniz Gezmiş parkası giyer, nöbette Karl Marx, Mao okur. Deniz, aşırı solcudur.” ifadelerini kullandı.
“BEBEĞİN FİŞİNİ ÇEK DERKEN ŞAKA YAPTIK”
Sarı, “Fişini çek-dedemin fişi” ifadesinin geçtiği tape ile ilgili gelen bir soruya, “Hoş değil, keşke konuşmasaymışız. Şaka yaptık kendi aramızda. Siz yapmıyor musunuz?” şeklinde yanıt verdi. Bekleri uzun süre yoğun bakımda yatırdığı iddiasına da yanıt veren Sarı, “Ben hastaları uzun yatırmakla suçlanıyorum, neden öldüreyim?” şeklinde konuştu.
Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)
Daha fazla bilgi için: Ensonhaber
Ensonhaber.com’un haberine göre, Haber Merkezi’nden bildirilenlere göre; 2. Lig ekiplerinden Bucaspor forması giyen Yasin Öztekin, Radyospor’da Özgür Sancar’a önemli açıklamalarda bulundu. Öztekin, Galatasaray’dan Yunus Akgün ve Benfica’dan Kerem Aktürkoğlu hakkında dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.
Öztekin, Yunus Akgün için şu sözleri sarf etti: “Yunus Akgün, bence şu anda Türkiye’nin en iyi kanat oyuncularından biri. Özellikle bu sezon performansını üst seviyelere taşıdı. En son Milli Takım’da Kerem Aktürkoğlu ile bu konuyu konuşmuştum. Kerem, Benfica’ya gittikten sonra ona, ‘Türkiye’de oynamak hiç de kolay değil. Ancak Benfica’da başarılı olup, bir sene içinde büyük bir transfer yapabilirsin’ demiştim. Şu an her şey onun için oldukça iyi gidiyor. Yunus da Avrupa’nın her takımında rahatlıkla oynayabilir. Gittiği yerde başarılı olacağına inanıyorum. Türkiye’deki her oyuncu için Avrupa’da başarılı olma şansı mevcut.”
Yasin Öztekin, “Kerem Benfica’dan daha büyük bir kulübe gider mi?” sorusuna ise “Bence bu sezon mutlaka gidecek. İçimde bir his var ki, Barcelona’ya transfer olacağını düşünüyorum. Oynayabileceği kapasiteye sahip. Şu anda Benfica’da her maçta gol atıyor ve asist yapıyor. Ona da bir sene sonra büyük bir transfer yapacağını söyledim. İnşallah Barcelona’da onu bizzat canlı izleme fırsatımız olur.” şeklinde yanıt verdi.
Yunus’un Performansı
Galatasaray’da bu sezon 16 maçta sahaya çıkan 24 yaşındaki Yunus Akgün, 6 gol atıp 2 asist yaparak dikkat çekici bir performans sergiledi.
Kerem’in Performansı
Benfica’da bu sezon 11 maçta forma giyen 26 yaşındaki Kerem Aktürkoğlu, 8 gol atarak ve 3 asist yaparak başarılı bir grafik çizdi.
Kaynak: Ensonhaber
İHA’nın haberine göre, Denizli’nin Pamukkale ilçesinin Fatih Mahallesi’nde seyir halindeki bir panelvandan aniden dumanlar yükselmeye başladı. Durumu fark eden sürücü, hemen panelvanı durdurarak araçtan uzaklaştı.
Alev Topuna Dönüşen Yangın
Kısa bir süre içerisinde dumanlar, alevlere dönüştü ve panelvan adeta alev topuna dönüştü. Olayı gören çevredeki vatandaşlar, durumu hemen acil ekiplerine bildirdi.
Ekipler Olay Yerine Sevk Edildi
İhbar üzerine, olay yerine Denizli Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı itfaiye ekipleri, sağlık ve polis ekipleri hızla sevk edildi.
Yangına Hızlı Müdahale
İtfaiye ekipleri, yangına hızlı bir şekilde müdahalede bulunarak alevleri kontrol altına almayı başardı.
Pennyvan Kullanılamaz Hale Geldi
Yangın sonucunda herhangi bir yaralanma ya da can kaybı yaşanmadığı öğrenilirken, panelvan tamamen kullanılamaz hale geldi. Yangınla ilgili olarak soruşturma başlatıldığı bildirildi.
Kaynak: Ensonhaber
Ensonhaber.com’un haberine göre, Niğde’nin Bor ilçesinde bulunan bir oto tamircisi olan Ramazan Özkan’dan iki gündür haber alamayan yakınları, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine, polis ekipleri Özkan’ın bulunabileceği yerleri kontrol etmeye başladı.
CESETLERİYLE KARŞILAŞTILAR
Toplu Konut Mahallesi’ndeki bir adrese giden ekipler, kapıyı çilingir yardımıyla açtıktan sonra girdikleri dairede Ramazan Özkan ile sevgilisi olduğu iddia edilen Hüsniye Yalçın’ın kanlar içinde cesetleriyle karşılaştı. Olay yerinde yapılan incelemelerde, Özkan ve Yalçın’ın vücutlarında darp ve yara izlerine rastlandı. Cansız bedenleri, olay yeri incelemesinin ardından otopsi için morga kaldırıldı.
ÇEKİÇLE ÖLDÜRÜLDÜLER
Ramazan Özkan’ın evli ve üç çocuk babası olduğu, Hüsniye Yalçın’ın ise evli ve dört çocuk annesi olduğu belirlendi. Cinayetin işlendiği dairenin de çift tarafından kiralandığı öğrenildi. Özkan ve Yalçın’ın, elleri ve ayakları bağlı bir şekilde çekiçle vücutlarına defalarca vurularak öldürüldüğü ifade edildi.
KOCASI GÖZALTINA ALINDI
Ramazan Özkan’ın cenazesi Bor ilçesinde toprağa verilirken, cinayetle ilgili olarak Hüsniye Yalçın’ın kocası şüpheli olarak gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı (DHA)
Detaylar için: Ensonhaber
Ensonhaber.com’un haberine göre, Samsun’da meydana gelen bir trafik kazasında baba Muhammet Ç. ile oğulları F.Ç. ve O.A.Ç. yaralandı. Olay, sürücünün aracını kontrol edememesi sonucu boş bir araziye düşerek takla atmasıyla gerçekleşti.
Olay Yerine Ekipler Sevk Edildi
Kaza sonrası, çevredekilerin durumu bildirmesi üzerine polis ve sağlık ekipleri hızla olay yerine intikal etti. Yaralıların durumunu kontrol eden sağlık ekipleri, gerekli ilk müdahaleyi yaptıktan sonra, onları özel bir hastaneye kaldırdı.
Yaralıların Durumu ve Soruşturma
Hastaneye kaldırılan yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, kazaya ilişkin detaylı bir soruşturma başlatıldı. Olayın nedenlerini belirlemek ve sorumluları tespit etmek amacıyla çalışmalar devam ediyor.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı (DHA)
Detaylar için: Ensonhaber