34,5774$% 0.13
36,1573€% -0.24
43,5693£% -0.1
2.985,51%0,81
2.684,36%0,48
9.367,77%3,72
22 Kasım 2024 Cuma
Ensonhaber.com’un haberine göre, Türkiye, havacılık alanında önemli adımlar atmaya devam ediyor. Son olarak, TUSAŞ’ın sosyal medya hesaplarından paylaşılan Çanakkale temalı HÜRJET paylaşımı büyük ilgi gördü. Paylaşımda, HÜRJET’in ikinci prototipinin yeni boyasıyla gökyüzüne yükseldiği anlara dair etkileyici görüntüler yer aldı.
“DAHA BÜYÜK HEDEFLERE EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ”
Paylaşımda yer alan “Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!” ifadesi, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük duygularını bir kez daha canlandırdı. Ayrıca, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün de sosyal medya üzerinden bir paylaşımda bulunarak, HÜRJET’in ikinci prototipinin milli mühendisliğin bir gurur kaynağı olduğunu vurguladı.
Görgün, HÜRJET ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:
Kaynak: Ensonhaber
Ensonhaber.com’un haberine göre, MİT Başkanı İbrahim Kalın, geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezinde önemli bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Bu toplantı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in daha önce talep ettiği bir süreç kapsamında düzenlendi. Sabah saatlerinde CHP Genel Merkezi’ne gelen Kalın, Özgür Özel başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) heyetiyle bir araya geldi. Görüşme sonrasında, her iki tarafın da yapacağı açıklamalar merakla beklenmeye başlandı.
FETÖ Tehlikesine Karşı MİT’ten Destek Talep Edildi
tv100 Ana Haber moderatörü Kübra Par ile yaptığı röportajda, Özgür Özel, İbrahim Kalın ile gerçekleştirdikleri görüşmenin arka planını anlattı. Özel, MİT’ten, FETÖ’nün CHP’ye sızma tehlikesine karşı destek istediklerini belirtti.
“CHP’nin Sorularını Yanıtlaması, İçerikten Bağımsız Kıymetli Bir Şey”
“Görüşmede neler konuşuldu?” sorusuna yanıt veren Özgür Özel, şunları ifade etti: “Öncelikle, İbrahim Kalın ile gerçekleştirdiğimiz görüşmenin yapılmış olması tarihi bir öneme sahiptir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, iktidarın en güçlü adayı ve son seçimlerin birinci partisiyiz. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın CHP’ye gelip bir sunum yapması ve CHP’nin sorularını yanıtlaması, içerikten bağımsız olarak kıymetli bir durumdur. Bunu önemsiyorum.”
Özel’in Görüşme Talebinin Süreci
Özel, MİT Başkanı İbrahim Kalın ile yapılan görüşmenin sürecini şöyle anlattı: “Olayın başlangıcı şu şekilde oldu; İbrahim Kalın, AK Parti’ye bir sunum yapmıştı. Ben de ona ‘AK Parti ile bizim aramızda neden bir ayrım yapıyorsunuz? Devletin önemli bir kurumu olan MİT, eğer yalnızca AK Parti’nin bilmesi gereken bilgiler varsa, bunu bize bildirin. Ancak yoksa, lütfen bize de bir sunum yapın’ diye bir yazı yazmıştım. Kaba bir üslup kullanmadan, MİT’in böyle bir tutum sergilemesine üzüldüğümüzü dile getirmiştim.”
“Görüşme Öncesinde MİT Yetkilileri Güvenlik Tedbirlerini Aldı”
Özel, 10 Kasım’da Anıtkabir’de karşılaştığını belirttiği Kalın ile iletişiminin güçlü olduğunu vurguladı. “Kendisiyle el sıkıştık ve mektubumu aldığını belirtti. ‘Uygun bir zamanda sizi ziyaret etmek ve sunum yapmak isterim’ dedi. Bu söz üzerine, özel kalemlerimiz arasında iletişim kuruldu ve bir tarih belirlendi. Güvenlik gerekçesiyle saat ve giriş çıkışların gizli tutuldu. ’12. kata gelin, istediğiniz tedbirleri alın’ dedik. Görüşme öncesinde MİT yetkilileri, toplantı salonunda gerekli güvenlik tedbirlerini aldı, dinleme cihazı taraması yaptı ve salonu koruma altına aldı. Bu gizlilik, MİT’in çalışma prensipleri gereği hassasiyetle uygulandı. Saat 11’de görüştük ama gün içinde duyurmakta mutabık kaldık.”
“Sunumları Üç Farklı Uzman Yaptı; İbrahim Kalın da Katkıda Bulundu”
Görüşme sırasında üç temel konuda sunum yapıldı: PKK, FETÖ ve DEAŞ. Sunumlarda, DEAŞ ile bağlantılı diğer İslamcı terör örgütleri hakkında da bilgi verildi. Sunumları üç farklı uzman gerçekleştirdi; aralarda İbrahim Kalın da katkıda bulundu. Bu sunumların ardından hazırladığımız 15 soruyu yönelttik. 9 sorumuza yanıt aldık; kalan 6 soruyu ise ayrıntılı şekilde tekrar sordum.
“CHP’ye FETÖ Sızmasın Diye İstihbarat Desteği İstedik”
Özgür Özel, “Bizim de kendisinden bir destek talebimiz oldu. CHP’nin yurt dışındaki ofislerine çok sayıda başvuru alıyoruz. Üye alımları sırasında CHP’ye FETÖ veya diğer terör örgütleri sızmasın diye MİT’ten istihbarat desteği istedik. Özellikle şimdi ABD’de birçok eyalette CHP’ye temsilcilik açacağız. Orada ciddi bir risk var. Almanya’da da PKK tehlikesi mevcut. Onların orada söyledikleri bir söz, sonrasında partiye mal olabiliyor. O açıdan çok tehlikeli… Bu konuda yardım istedik ve onlar da büyük bir memnuniyetle bize yardımcı olabileceklerini söylediler. Böylece görüşmemizin güzel bir sonucu oldu.” şeklinde konuştu.
Mansur Yavaş İddialarını Yanıtladı
“Mansur Yavaş’ın MİT tarafından takibiyle ilgili bir iddia ortaya atılmıştı. Sizin de buna dair bir açıklamanız olmuştu. Bu konu gündeme geldi mi?” sorusuna Özel, “O konu gündeme gelmedi ama daha önceki bir görüşmede, böyle bir çalışmalarının olmadığını ve böyle bir görev tanımlarının olmadığını kendileri bana da Mansur Bey’e de iletmişti. O yüzden dün bir daha o konuyu açmadık.” yanıtında bulundu.
“Toplantıya Genel Başkan Yardımcıları Bile Kimin Girdiğini Bilmiyor”
Özel, toplantıya katılan CHP heyeti hakkında kimlerin bulunduğuna dair soruya, “O isimleri gizli tutuyoruz. Sadece Genel Sekreterimiz Selin Sayek Böke’nin adını verebilirim. Genel başkan yardımcıları bile kimin girdiğini bilmiyor. Onlara da ‘Buradan bu isimler çıkarsa bir daha görev vermeyeceğim’ dedim. Mahremiyete özen gösteriyoruz.” şeklinde yanıt verdi.
Ali Yerlikaya ile CHP Milletvekilleri Arasında Yaşanan Arbede
Özel ayrıca, “Seçilmiş belediye başkanına kayyım atayan, bizi 17 gün boyunca Esenyurt Belediyesi’ne sokmayan İçişleri Bakanı’na karşı çok iyi niyetle başlamış bir protesto gösterisiydi. Aslında orada sakin davranılsa, birkaç dakika içinde o protesto bitecekti. Ancak süreç iyi yönetilemedi ve istenmeyen görüntüler ortaya çıktı. Esenyurt’ta milletvekillerimizin muhatap olduğu o çirkin görüntüye dün de Bakan muhatap oldu. Ben, Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı’nın da, partimin milletvekillerinin de o karenin içinde yer almasından mutlu olmadım.” diye belirtti.
Özel, “Esenyurt Belediyesi’nin önündeki görüntü ne kadar üzücü ise, dünkü görüntü de o kadar üzücü ama bunu böyle bir rövanş gibi görmemek lazım. Keşke ne İçişleri Bakanı ne de bizim arkadaşlarımız o görüntünün içinde olmasalardı. İşin bu kısmına üzüldüm gerçekten.” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, “Vatandaşın da kavga görmek istemediğini biliyorum. Vatandaş en sert tartışmaları da ister ama itiş kakış görmek istemez. Bu yüzden bu olay, izlediğimiz yapıcı siyaset anlayışı içinde, etkili muhalefet-yapıcı siyaset anlayışı içinde bir nazar boncuğu olsun.” yorumunu yaptı.
Kaynak: Ensonhaber
Ensonhaber.com’un haberine göre; Iğdır’da meydana gelen trajik bir olayda, Uzman Çavuş Ferdi Bağcı, boşanma aşamasında olduğu eşi Esra Bağcı’yı bıçaklayarak hayatına son verdi. Akşam saatlerinde Yeni Mahalle’deki belediyeye ait çöp tesislerinin bulunduğu yolda gerçekleşen bu olay, çevredeki vatandaşlar tarafından da kaydedildi.
Bir süredir ayrı yaşayan çift, Ferdi Bağcı’nın eşiyle konuşmak üzere otomobile bindirmesiyle olayın başlangıcı gerçekleşti. Ancak, kısa bir süre sonra durum gerginleşti ve çift arasında tartışma başladı.
ÇOCUĞUNUN ANNESİNİ BIÇAKLAYARAK ÖLDÜRDÜ
Tartışmanın büyümesiyle birlikte, Ferdi Bağcı, 2 yaşındaki çocuğunun annesi olan Esra Bağcı’ya bıçakla saldırdı. Otomobilden kaçmaya çalışan Esra Bağcı, vücuduna aldığı çok sayıda bıçak darbesiyle kanlar içerisinde yere yığıldı.
TESLİM OLDU
Ferdi Bağcı, eşini kanlar içerisinde bıraktıktan sonra jandarmaya giderek, eşini öldürdüğünü itiraf ederek teslim oldu. Olay yerine gelen jandarma ve sağlık ekipleri, Esra Bağcı’nın hayatını kaybettiğini belirledi. Ferdi Bağcı gözaltına alınırken, Esra Bağcı’nın cansız bedeni Iğdır Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
Bu olay, toplumda kadın cinayetleri konusundaki endişeleri bir kez daha gündeme getirdi. Herkesin aklında ise şu soru var: Kadınların can güvenliği ne zaman sağlanacak?
Bu trajik olay hakkında daha fazla bilgi için Ensonhaber kaynağını ziyaret edebilirsiniz.
Ensonhaber.com’un haberine göre, Ağrı’nın Vali Konağı Caddesi’nde şehir içi yolcu taşıyan bir minibüste husumetli aileler arasında başlayan tartışma, kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüştü.
Olayın Detayları
Minibüste gerçekleşen tartışmanın ardından, taraflar araçtan inerek sopalar ve silahlar ile birbirlerine saldırdı. Bu sırada kavga sırasında Himmet Yanar, Atina Yanar, Yavuz Yanar, Tanju Yanar ve Medeni Tumsal isimli şahıslar çeşitli yerlerinden yaralanarak hastaneye kaldırıldı.
Yaralıların Durumu
Çevredeki vatandaşların durumu fark etmesi üzerine hemen sağlık ekiplerine ihbarda bulunuldu. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralılara ilk müdahaleyi yaptıktan sonra, onları Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk etti. Yaralıların sağlık durumlarının ciddiyeti konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
Soruşturma Başlatıldı
Olayla ilgili olarak yetkililer tarafından geniş çaplı bir soruşturma başlatıldı. Kavganın nedenine ve taraflar arasındaki husumetin kökenine dair detayların araştırıldığı bildirildi.
Kaynak: Ensonhaber
Ensonhaber.com’un haberine göre; geçtiğimiz aylarda Türkiye’yi sarsan Yenidoğan Çetesi skandalı, İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da masum bebeklerin hedef alındığı bir olaylar zincirini ortaya koydu. İlgili hastanelerle anlaşmalar yaparak bebekleri haksız yere sevk eden ve bu süreçte ihmalci davranışları ile ölümlerine sebep olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyeleri, yargı sürecinin dördüncü gününde hakim karşısına çıktı. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kapsamında, çetebaşı Fırat Sarı ve İlker Gönen’in de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 47 sanık, duruşmada yer aldı. Sanıkların ifadeleri ise dinleyenlerde büyük bir şok etkisi yarattı.
Duruşmada, tahliye olabilmek için cumhuriyet savcısını tehdit eden sanık Tuğçe Toptemel, savunmasında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. “ISRARLA ‘BİR ŞEY YAPILACAK MI?’ DİYE SORDUM, BANA ‘KAN ŞEKERİ BAK’ DEDİ” diyerek yaşadığı olayları aktardı. Toptemel, tutuklu sanık olarak verdiği ifadede, yakınlarını kaybeden ailelere başsağlığı dilediğini belirterek, “Bundan dolayı çok üzgünüm. Hakan Doğukan Taşçı, kendini doktor olarak tanıtıyordu ve hastanemizde gece çocuk doktoru yoktu. Aileler de bu durumdan dolayı bize tepki gösterirdi. Bu olaydan hiç bir çıkarımım yoktur,” dedi.
Toptemel, bebeğin hayatını kaybettiği gün yaşananları aktararak, “Bebek kötüleşmeye başlayınca monitörün sesi duyuldu. Hakan Doğukan Taşçı’yı arayıp, bebeğin kalbini hissedemediğimi söyledim ve monitörün fotoğrafını gönderdim. Bebeğin 6 aylık büyük bir siyahi bebek olduğunu belirtmek istiyorum. Israrla ‘bir şey yapılacak mı?’ diye sordum, bana ‘kan şekeri bak’ dedi. Buna rağmen, bebeğe müdahale ettim ve kalp masajı yaptım,” diye ekledi.
“6 AYLIK BEBEĞİN YENİ DOĞAN SERVİSİNDE OLMASINI SORGULADIM” dedi. Defalarca mesaj atarak Hakan Doğukan Taşçı’ya, ‘bebeğin kalp atışı hissedemiyorum’ diye bildirdiğini vurgulayan Toptemel, “Bana, ‘hayır’ denildi. 6 aylık bir bebeğin yeni doğan servisinde olmasını sorguladım. Bebeği Fırat Sarı ve Hakan Doğukan Taşçı’nın getirdiğini söylediler. Eğer tekrar olsa yine bebeğe müdahale ederdim, bu durumdan pişman değilim. Bebeği, nabzı atar şekilde teslim ettim. Bebek kusmuştu ve Hakan Doğukan Taşçı’ya olan süreci baştan sona anlattım,” şeklinde konuştu.
Toptemel, “Bebek bize sevk olarak geldi ve sonradan öğrendiğim kadarıyla bebeğin kalbi 2 kez durmuş. Ancak bize, bebeğin kalbinin durduğu bilgisi verilmedi. Bebeği teslim alan kişi Hakan Doğukan Taşçı’dır. 6 aylık bir bebeğin yeni doğan ünitesine teslim alınmasının yasal olmadığını da sorguladım. Gece doktorumuz hiçbir zaman olmuyordu; acil bir durumu olduğunda Hakan Doğukan Taşçı’yı arardık ve kendisinden bilgi almak isterdi,” ifadelerini kullandı.
“BEBEĞİN NABZINI UYAŞAR ŞEKİLDE TESLİM EDİP ÇIKTIM” diyerek sözlerini sürdüren Toptemel, “Biz her bebeğe hakimiz. Bebeğin gözümün önünde olduğunu ve ölümünü geç fark ettiğim ifadesinin tamamen yalan olduğunu söylemek isterim. Vicdanım gerçekten rahat. Bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim edip çıktım. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım. Fırat Hoca, Doğukan’a para verirdi; Doğukan bazen bana attı. Böyle olacağını bilseydim almazdım, keşke almasaydım. Çok büyük miktarda paralar da değildi,” şeklinde konuştu.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA)
Kaynak: Ensonhaber