İHA Zeytin ağaç sayısının Türkiye’de en fazla bulunduğu Aydın ilinde zeytin hasadı tüm hızıyla sürmektedir. Germencik ilçesinin Moralı Mahallesi’nde, ailesiyle birlikte zeytin hasadı yapan Esma Doğan, zeytinyağının sofralarımıza ulaşana kadar geçirdiği zahmetli süreci anlattı. Doğan, zeytinyağının borsa fiyatının 150 lira olduğunu ve bu fiyatın emeklerinin karşılığını vermediğini dile getirdi. Ayrıca, zeytinlerin ‘var yıl’ olmasına rağmen üreticilerin, yaşanan kuraklıktan olumsuz etkilendiğini belirtti.
“Günlük 3 Bin Lira Yevmiye Veriyoruz”
Çalıştıracak işçi bulmakta zorluk çektiklerini vurgulayan Doğan, “Zeytini yetiştiriyoruz ama işleyecek işçi bulamıyoruz. Zeytin silkme makinesi bizde olmasına rağmen, bunu kullanacak işçilere günlük 3 bin lira yevmiye veriyoruz. Zeytin toplayıcılarına günlük 1.500 lira vermemize rağmen, çalışacak işçi bulmakta güçlük çekiyoruz. Bir, iki gün gelenler bir daha gelmiyor. Rekoltemiz yüksek olsa da toplayacak adam bulamayacağız. Günlük 3 bin lira verilen bu işte çalışacak işçi bulamamak, biz üreticileri zora sokuyor.” şeklinde konuştu.
Yağışların etkisiyle zeytinlerin canlandığına dikkat çeken Doğan, “Hasada dağdan başlayıp ovaya doğru ineceğiz. Engebeli bir alanda hasat yaptığımız için örtüleri sermek, zeytini çırpmak ve altına düşenleri toplamak oldukça zor. Düşe kalka, yuvarlana yuvarlana zeytin topluyoruz. Bu engebeli arazide ayakta durmak zor olmasına rağmen yere düşen zeytinleri tek tek toplayıp, üretime katkı sunmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Zeytinyağının Fiyatı Bu Yıl Üreticileri Memnun Etmiyor”
Zeytin ağaçlarından düşen zeytinleri dallarından ve yapraklarından ayıkladıklarını belirten Doğan, “Daha sonra çuvalları koyup zeytinyağı işleme tesisine götürüyoruz. Orada zeytinler işlenip yağı çıkarılıyor. Zeytinyağı sofraya gelene kadar oldukça zahmetli bir süreçten geçiyor. Bu yıl zeytinyağının fiyatı da düşük. Litresi borsada 150 lira. Bu fiyat bizim emeğimizin karşılığı olamaz. Zeytinyağının fiyatı bu yıl biz üreticileri memnun etmiyor.” şeklinde konuştu.
Ensonhaber.com’un haberine göre; DHA’nın aktardığı bilgilere göre, Karadeniz’de av yasağının sona ermesiyle birlikte tezgahlardaki balık çeşitliliği ve bolluğu devam ediyor. Trabzon’da, sezonun ilk haftalarında bol miktarda avlanan palamut, yerini hamsi ve diğer balık çeşitlerine bıraktı. Kilosu 150 liradan satılan hamsinin boyu ise 12 santime kadar ulaştı. Hamsinin bu kadar bol olması ve uygun fiyatlarla tezgahlarda yer alması, hem balıkçıların hem de vatandaşların yüzünü güldürdü.
BALIK AVLAMA SEZONU DEVAM EDİYOR
Denizlerde 15 Nisan’da başlayan dip trol ve gırgır ağlarıyla avcılık için genel av yasağı, 1 Eylül’de sona erdi. Karadeniz’de yeni sezon için hazırlıklarını tamamlayan balıkçılar, “Vira bismillah” diyerek denize açıldılar. Sezonun ilk haftalarından itibaren bereketli geçen palamut sezonunun sona ermesine yaklaşırken, hamsi başta olmak üzere; istavrit, mezgit, çinakop ve levrek gibi balıklar da tezgahlardaki yerini almaya başladı. Trabzon Balıkçılar Hali’nde; palamudun tanesi 175, hamsinin kilosu 125-150, istavrit 100, mezgit 150, barbun 250, sarıkanat 300, sargan 300, çinakop 400, çupra 350, somon 250 ve levrek ise 300 liradan satışa sunuluyor.
“BEKLENEN BİR HAMSİ SEZONU OLACAK”
Balıkçı Ahmet Çoğalmış, hamsi sezonunun bekledikleri gibi ilerlediğini belirterek, “Hamsinin durumu oldukça iyi. Palamudun bolluğu hamsiyle devam edecek. Güzel bir sezon geçiriyoruz. Şu anki duruma göre, beklenen bir hamsi sezonu da olacak. Hamsi gibi mezgit ve istavrit de bol miktarda mevcut. İstavritin kilosu 75-100 lira arasında değişiyor. Fiyatlar da oldukça uygun. Vatandaşımız balığa özlem duymakta ve bu durum onları memnun ediyor.” şeklinde konuştu.
“BALIK FİYATLARI BEDAVA”
Müşteri Ecevit Cebeci, fiyatların oldukça uygun olduğunu ifade ederek, “Balıklar taze ve fiyatlar gerçekten uygun. Et ve tavuk fiyatlarına kıyasla balık fiyatları neredeyse bedava. Hamsinin tam mevsimindeyiz. Mangal yapmak için hamsi almaya geldik. Palamutla başladık, şimdi hamsi ile devam ediyoruz. Yaz aylarında da alabalık ve levrek tüketiyoruz.” dedi.
“HALK PALAMUDA DOYDU, İNŞALLAH HAMSİYE DE DOYAR”
Palamut sezonunun sonuna gelindiğini belirten Balıkçı Turgay Memiş, şunları söyledi: “Palamut bitmek üzere, şu anda tanesi 175 lira. Son zamanlarını yaşıyoruz. Hamsi, istavrit ve mezgit gelmeye başladı. Hamsi, Karadeniz halkının en sevdiği balıklardan biri. Fiyatlar da oldukça normal. Hava şartlarına bağlı olarak bundan sonrasını değerlendireceğiz. İki buçuk ay boyunca palamut bol çıktı. Hamsi de inşallah bol olur. Şu anda hamsinin boyu 10 santime ulaştı. İstavritin de boyu 12-13 santim arasında. Çeşitler bol. Çinakop da mevcut. Halk palamuda doydu, inşallah hamsiye de doyar. Temennimiz, hamsinin bir buçuk ay daha sürmesi.”
Kaynak: Demirören Haber Ajansı (DHA) Kaynak: Ensonhaber
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde çalışan işçilerin konakladığı Sipahili Mahallesi’ndeki prefabrik tesisin çatıları, şiddetli rüzgar nedeniyle uçtu. Bu olay sonucunda, üzerine çatı düşen A.Ç. (24) ile rüzgarın etkisiyle yuvarlanan otomobilin altında kalan A.F. (44) ağır yaralandı. Prefabrik tesiste park halindeki bazı araçlar da zarar gördü.
Olayın hemen ardından, ihbar üzerine bölgeye 112 Acil Sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Yaralılar, sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. Ne yazık ki, A.Ç. yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. O anlarda, işçilerin mesai arkadaşlarının kurtarma çabaları cep telefonu kameralarıyla kaydedildi.
SİLİFKE’DE AĞAÇLAR DEVRİLDİ
Şiddetli rüzgar, kent genelinde de etkisini sürdürmeye devam etti. Silifke ilçesine bağlı Göksu ve Gazi mahallelerinde devrilen ağaçlar nedeniyle 3 otomobilde hasar meydana geldi. Bozyazı ilçesinde ise Tekmen Mahallesi’ndeki bir iş yerinin çatısı, Antalya-Mersin kara yolunun batı istikametine düştü. Olay sonrasında temizlik çalışmaları yapılarak yol trafiğe açıldı.
Erdemli ilçesinde, Akdeniz Mahallesi’ndeki halı sahanın direkleri de rüzgarın etkisiyle devrildi. Bu tür olaylar, doğal afetlerin ne denli tehlikeli olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İHA’nın haberine göre, Ağrı’da 37 yıldır öğretmenlik yapan Mehmet İrim, çocuklara olan derin sevgisiyle birçok kişinin gözlerini yaşartıyor. Hayatını özel gereksinimli öğrencilere adayan bu özverili öğretmen, 13 yaşındaki oğlunu kas hastalığı nedeniyle kaybetmiş. Bu acı kaybın ardından, gözyaşları içinde kalan İrim, tüm ilgisini ve sevgisini bakıma muhtaç çocuklarına yönlendirmiştir.
Özel Öğrencilere Özel Sınıf
Görevine okul müdürü olarak devam eden İrim, Şeref Saraçoğlu İlkokulu’na atandıktan sonra yaptığı girişimlerle Milli Eğitim Müdürlüğü ve Kızılay’ın desteğiyle okulunda iki özel eğitim sınıfı açtırmayı başardı. Şu anda 13 özel gereksinimli çocuğa, donanımlı sınıflarda ve alanında uzman öğretmenler eşliğinde eğitim imkanı sunulmakta. Her sabah çocukları okul kapısında sevgiyle karşılayan Mehmet İrim, öğrencilerinin kendisine gösterdiği sevginin kendisini mutlu ettiğini belirtirken, diğer öğretmenlere de örnek olmaktadır.
“Hangi Okula Gittiysen Orada Sınıflar Açtım”
Oğlunu 13 yaşındayken kas hastalığı nedeniyle kaybettikten sonra, gittiği her okulda özel gereksinimli öğrencilerin eğitimi için gerekli girişimlerde bulunarak sınıflar açtıran Okul Müdürü Mehmet İrim, “Benim engelli bir çocuğum vardı. 13 yaşında kaybettim. Bu yüzden her gittiğim yerde böyle çocuklara yardımcı olmak istedim. Hangi okula gittiysem orada sınıflar açtım. Şu an 4 tanesi otizmli olmak üzere 13 tane öğrencimiz var. Asıl bu çocukların eğitime ihtiyacı var, bir şekilde topluma kazandırılması gerekiyor. Diğer çocuklar eğitimlerini her türlü alır ama bu çocuklar daha özel bir şekilde eğitim görmeli. Ben bu düşünceyle her gittiğim yerde yardımcı olmaya çalışıyorum.”
“Öğretmenlik Sevgi Mesleğidir”
“Ben bu okula geldiğimde sınıf yoktu. Milli Eğitim Müdürlüğü ve Kızılay’ın girişimiyle sınıf açtık buraya. Şu anda öğrencilerimiz bu sınıflarda eğitim görüyor. Bu çocuklar taşımayla geliyor. Evlerinden alınıp tekrar evlerine bırakılıyorlar. Bizim velilerimiz çocukların durumundan çok memnun. Sınıflarımızın fiziki durumu çok iyi, öğretmenlerimiz uzman öğretmen. Öğretmenlik bir ideal mesleğidir, sevgi mesleğidir. Çocukları sevmeden bu meslek yürümez. Bu meslek kutsal bir meslek. Eve iş götürülen tek meslek öğretmenlik. Tüm arkadaşlarımın öğretmenler gününü kutluyorum.”
“Bu Sınıflar Çocuklarımız İçin Çok İyi”
Şeref Saraç İlkokulu’nda Özel Eğitim Öğretmeni olarak görev yapan Kezban Şahin, özel gereksinimli çocukların sevgi, sabır ve emeğe ihtiyaç duyduğunu belirterek, “Müdürümüzün girişimleriyle bu sınıflarımız açıldı. Bu sınıflar çocuklarımız için çok iyi. İmkanlarıyla sınıfımızı çok güzel donatmışlar. Çocuklar burada hem ders çalışma hem de güzel vakit geçirme açısından çok iyi imkanlara sahip. Bizim açımızdan da her materyale ulaşabilmemiz açısından çok güzel. Bu çocuklar 1. sınıftan 4. sınıfa kadar buradalar. Öğrencilerin özel öğrenme güçlükleri değişiyor ama ilerleme gösteriyorlar. Bunun için zaman, sabır ve emek gerekiyor. Bizler de bu doğrultuda ilerlemeye çalışıyoruz.”
Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA) Kaynak: Ensonhaber
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, DEİK Türkiye-Togo İş Konseyi’nden yapılan açıklamaya göre, Türkiye’nin onur konuğu olduğu Aneho Uluslararası Tarih Festivali çerçevesinde gerçekleştirilen temaslarda, iki ülke arasındaki yatırım fırsatları ele alındı. Togo Yatırım Teşvik Bakanı Manuella Santos, Türkiye’nin Lome Büyükelçisi Muteber Kılıç, Aneho Belediye Başkanı Alexis Coffi Aquereburu ve DEİK Türkiye-Togo İş Konseyi Başkanı Abide Gülel’in katılımıyla düzenlenen değerlendirme toplantısında, karşılıklı yapılabilecek yatırımların potansiyeli incelendi.
Togo’nun büyük yatırım projelerinden biri olan PIA bölgesinin ziyaret edilmesinin ardından, Togo’nun Dijitalleşme, Ticaret ve Tarım Bakanlıkları ile de çeşitli toplantılar gerçekleştirildi. Verimli geçen bu toplantılar sonucunda, proje görüşmelerinin çevrimiçi toplantılarla devam etmesine karar verildi.
TOGO’DA YATIRIM YAPILABİLECEK SEKTÖRLER
Açıklamada, temaslara ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEİK Türkiye-Togo İş Konseyi Başkanı Abide Gülel, Togo’nun, ülkede faaliyet gösteren Türk şirketlerine Avrupa ve ABD’ye vergisiz ihracat fırsatları sunduğunu belirtti. Gülel, “Togo, özellikle Avrupa ve Amerika’ya vergisiz ürün ihracatı yapılabilen, Afrika kıtasındaki en derin üçüncü limana sahip, genç bir nüfusa sahip ve asgari ücretin 80 dolar civarında olduğu verimli bir tarım ülkesidir.” ifadesini kullandı.
Togo’da iş yapmak isteyen firmaların kendileriyle iletişime geçmesini isteyen Gülel, bu ülkede yatırım yapılabilecek sektörleri şu şekilde sıraladı:
06:26
06:26
News
