34,6517$% 0.27
36,3735€% 0.17
43,4961£% 0
2.928,21%0,37
2.626,11%0,01
9.636,12%-0,25
26 Kasım 2024 Salı
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Vekili Ayhan Güner, “Mücevherde artık ihracatçı değil, ithalatçıyız. Bu durumu aşmanın yolu ise altın ithalatının serbest bırakılmasıdır. Ekonomi yönetimimize güncel bilgileri ilettik ve gerekli adımların atılacağı bilgisini aldık,” şeklinde konuştu.
Güner ve Yönetim Kurulu Üyesi Murad Köşker’in düzenlediği sohbet toplantısında, mücevher sektöründeki güncel gelişmeler değerlendirildi. Altın ithalatına getirilen kotanın sektördeki dengeleri bozduğunu vurgulayan Güner, “İthalat, 2024’ün dokuz aylık döneminde %284 oranında artarak 3 milyar 998 milyon 292 bin 774 dolara yükseldi. Artan altın takı ithalatında en büyük payı İtalya almakta. Sadece İtalya’dan yapılan ithalat, 2023 yılının toplamına göre %560.2 oranında artarak 3 milyar 522 milyon 684 bin 107 dolara ulaştı. Türkiye’deki mücevher fuarlarına normalde 10-12 İtalyan firması katılırken, son fuara 60’tan fazla İtalyan firma katılıp siparişlerini aldı,” ifadelerini kullandı.
Cari açıkla mücadele amacıyla uygulanan altın ithalatı kotası nedeniyle sektörün hammaddeye ulaşımında sıkıntılar yaşandığını belirten Güner, “Altın kotası zaman zaman kilogram başına 7-8 bin dolar seviyelerine kadar yükselmekte. Ancak genel olarak 4-5 bin dolarlık bir fark yaratıyor ve mücevher üreticileri, küresel rakiplerine göre hammadde tedarikinde zarar ediyor. Kg başına oluşan 4-8 bin dolarlık farklar, kaçakçılığın artmasına da zemin hazırlıyor. Ülkemizin yeniden ihracatçı konumuna gelmesinin tek yolu altın ithalatının serbest olmasıdır,” dedi.
Hürriyet’ten Hacer Boyacıoğlu’nun haberine göre, kota uygulamasının uzaması nedeniyle bazı yatırımcıların Türkiye’den ayrılmaya başladığını belirten Murad Köşker, “250 binin üzerinde nitelikli personelin istihdam edildiği sektörde birçok şirket ve atölye kapanma noktasına geldi,” ifadelerini kullandı.
Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Murad Köşker, kota uygulamasının çeyrek altın fiyatlarına da olumsuz yansıdığını açıkladı. Altın yatırımcılarının ticari olarak düşünmediği ve uzun vadeli yatırım yaptığı için bu durumun farkında olmadığını belirten Köşker, “Altın zamanla değer kazandıkça bunu tolere edebiliyor. Ancak Türkiye’de altın alan kişi, dünya fiyatlarıyla 1000 lira olan altını aslında 1050-1060 liraya alıyor,” diyerek durumu özetledi.
Kaynak: Patronların Dünyası
Patronlar Dünyası’nın haberine göre; Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin yönelttiği soru ve eleştirileri yanıtladı. Bu kapsamda, Saadet Partisi Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca’nın, Türkiye’nin İsrail ile olan ticaretinin devam ettiğine dair iddialarına açıklık getirdi.
Filistin Ekonomi Bakanı’nın Açıklamalarını Dikkate Alın
Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin İsrail’e yönelik herhangi bir ihracat faaliyeti bulunmadığını açık bir şekilde vurguladı. Uraloğlu, “Filistin Ekonomi Bakanı’nın özellikle paylaştığı bilgiyi dikkate almanızı tavsiye ederim. 624 kodu, İsrail’e yapılan ihracatı; 625 kodu ise Filistin’e yapılan ihracatı temsil etmektedir. 624 kodlu hiçbir ürüne izin vermediğimizi belirtmek isterim” ifadelerini kullandı. Uraloğlu, bu konu hakkında daha önce Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın gerekli açıklamalarda bulunduğunu da hatırlattı.
Meclisteki bu tartışmalar, Türkiye’nin dış ticaret politikaları ve uluslararası ilişkileri açısından önemli bir gündem maddesi olmaya devam ediyor. Bakan Uraloğlu’nun açıklamaları, özellikle Filistin ile olan ticari ilişkilerin netliğini sağlamak adına büyük bir önem taşıyor.
Kaynak: Patronların Dünyası
Ensonhaber.com’un yaptığı özel habere göre, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kuzey Irak’taki askeri operasyonlar hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Güler, “Kuzey Irak’ta kilit kapandı. Bölgedeki faaliyetlerimiz aralıksız bir şekilde devam ediyor.” şeklinde konuştu.
Bu açıklama, Türkiye’nin terörle mücadele konusundaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bakan Güler’in konuşmasında vurguladığı gibi, Türkiye’nin sınır güvenliği ve ulusal çıkarları için bu tür operasyonlar büyük bir önem taşımaktadır.
Son dönemde artan terör saldırları ve sınır ihlalleri, Türkiye’nin bu tür askeri faaliyetlere yönelmesini zorunlu kıldığı gibi, bölgedeki istikrarı da sağlamak için gerekli adımların atıldığını göstermektedir.
Güler’in yaptığı bu açıklama, hem iç kamuoyunu hem de uluslararası toplumu yakından ilgilendiren bir durum olarak değerlendirilmektedir.
Kaynak: Ensonhaber
Haber Merkezi tarafından bildirildiğine göre, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında önemli mesajlar verdi. Toplantıya katılan tüm misafirleri ve basın mensuplarını selamlayarak sözlerine başladı.
Değerli dava arkadaşlarım, saygıdeğer misafirler ve basın mensupları, hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum. Bahçeli, geçmişten gelen medeniyet değerlerine vurgu yaparak, haksızlıklara karşı duruşlarının kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini ifade etti. “Milli ülkülerimizi savunma kararlılığımız asla aksamalıdır. En küçük bir ayrıntı dahi devasa sorunlara yol açabilir,” dedi.
Bunun yanı sıra, Türk milletinin geçmişteki zaferlerine ve güç dönemlerine de dikkat çeken Bahçeli, “Kudretli olduğumuz dönemlerde ayağımızın altına serilen kıtaların, zayıf düştüğümüzde nasıl da iki ucu keskin bir bıçağa dönüştüğü asla unutulmamalıdır,” şeklinde konuştu. Tarihin zaafiyet kabul etmediğini vurguladı.
“Kırılgan bir devletin zorlu sınamalardan kazasız belasız çıkması kolay değildir,” diyen Bahçeli, Türkiye’nin sistem sorununu çözme yolundaki adımlarını ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni övdü. “Bu sistem, moral üstünlüğümüzü pekiştirmiştir,” dedi.
Bahçeli, uluslararası durumu da değerlendirerek, “Nükleer savaş, sistemin çöküş alarmıdır. Durum ciddidir ve kritik bir eşikteyiz. Füzelerin ateşlendiği ve nükleer başlıklı silahların bekletildiği karanlık bir dönemdeyiz,” ifadelerini kullandı. Dünya genelinde yaşanan çatışmalara dikkat çekerek, “Ne tarafa dönsek kanlı boğuşmaların görüntüleriyle karşılaşıyoruz. Uluslararası sistem iflas bayrağını çekmiştir,” şeklinde konuştu.
Askeri baskının arttığına ve şiddetin birçok varyantının ortaya çıktığına vurgu yapan Bahçeli, “Dünya, ölümcül meydan okumaların ve kanlı çatışmaların sahnesine dönüşmüştür,” dedi.
Ayrıntılar Geliyor…
Kaynak: Ensonhaber
Ensonhaber.com’un haberine göre, Adana’nın Yüreğir ilçesinde, Fetahmet Gülşen Camisi’nin 46 yaşındaki imamı Tarık Karadağ ile 16 yaşındaki M.A. arasında meydana gelen bir tartışma, korkunç bir cinayetle sonuçlandı. Sinanpaşa Mahallesi’nde gerçekleşen olayda, iki kişi arasında başlayan tartışma bir anda büyüyerek arbedeye dönüştü.
M.A., İmamı Bıçaklayarak Kaçtı
Yaşanan arbede sırasında M.A., cebinden çıkardığı bıçakla Tarık Karadağ’ı karnından ve sırtından yaraladıktan sonra olay yerinden hızla uzaklaştı. Çevredeki vatandaşların durumu polise bildirmesiyle birlikte, olay yerine hemen polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.
Hastanede Hayatını Kaybetti
İlk müdahalenin ardından Yüreğir Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Karadağ, maalesef tüm çabalara rağmen hayatını kaybetti. Olayın ardından, Yüreğir İlçe Emniyet Müdürlüğü Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, M.A.’yı olay yerine yakın bir sokakta yakalayarak gözaltına aldı.
Cenaze Töreni ve Aile Üzerindeki Etkisi
Tarık Karadağ’ın cenazesi, yakınları tarafından Adana Adli Tıp Kurumu’nun morgundan alındı ve cenaze namazı kılındıktan sonra Buruk Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze töreninde, güçlükle ayakta durduğu görülen babası, oğlunun cenazesini öperek son bir veda gerçekleştirdi. Evli ve iki çocuk babası olan Tarık Karadağ’ın, 18 yaşındaki kızını geçen yıl kanser nedeniyle kaybettiği öğrenildi.
Şüpheli M.A.’nın İddiaları
Cinayet Büro Amirliği’nde işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çocuk Şube Müdürlüğü’ne götürülen M.A., 14 yaşındaki kız kardeşi F.A.’nın Tarık Karadağ tarafından taciz edildiğini öne sürdü. Ailenin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, olayla ilgili takipsizlik kararı verildiği bildirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen M.A., çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
Kaynak: Ensonhaber