DOLAR

34,7004$% 0.26

EURO

36,7726% 0.37

STERLİN

44,2923£% 0.52

GRAM ALTIN

2.960,54%0,92

ONS

2.654,41%0,67

BİST100

9.652,00%0,12

İmsak Vakti a 06:31
İstanbul PARÇALI BULUTLU 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
admin

admin

30 Kasım 2024 Cumartesi

    DİĞER YAZARLARIMIZ

      Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın İç Borçlanma Planı

      Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın İç Borçlanma Planı
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Patronlar Dünyası’nın haberine göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı, önümüzdeki üç ay boyunca gerçekleştireceği iç borçlanma stratejisini açıkladı. Aralık ayında toplamda 71,4 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık, 132 milyar TL’lik iç borçlanma yapılması hedefleniyor. Bu durum, devletin mali sürdürülebilirliğini sağlamak ve piyasa dinamiklerine uygun bir borçlanma politikası izlemek amacıyla planlanmıştır.

      Ocak ayı için ise, 223,8 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık toplam 288,7 milyar TL’lik bir iç borçlanma programı öngörülüyor. Bu süreçte, borçlanma miktarının artırılması, devletin finansman ihtiyaçlarını karşılamak için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

      Şubat ayında ise, toplam 103,3 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık, 158 milyar TL’lik iç borçlanma yapılması bekleniyor. Bu plan, döviz kurlarındaki dalgalanmalara ve ekonomik koşullara bağlı olarak şekillenecektir.

      Kaynak: Patronlar Dünyası

      Devamını Oku

      Otomotiv Sektöründe Tarife Uygulamaları ve Etkileri

      Otomotiv Sektöründe Tarife Uygulamaları ve Etkileri
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Patronlar Dünyası’nın haberine göre; uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), ABD’nin Avrupa, Meksika ve Kanada’dan ithalatına yönelik tarife uygulamaları hakkında önemli bir değerlendirme yaptı. Eğer bu tarifeler hayata geçirilirse, Avrupalı ve ABD’li otomobil üreticilerinin faiz, amortisman ve vergi öncesi karlarının (FAVÖK) yaklaşık yüzde 17 oranında düşebileceği tahmin ediliyor.

      S&P’den yapılan açıklamada, otomotiv sektörünün ABD’de başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump’ın otomobil ithalatına ilişkin planladığı tarifelere hazırlık yaptığına dikkat çekildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Eğer ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşik Krallık’tan ithal ettiği hafif araçlara yüzde 20, Meksika ve Kanada’dan ithal ettiği araçlara ise yüzde 25 oranında gümrük vergisi uygulamaya koyarsa, en kötü senaryoda, etkilenen Avrupalı ve ABD’li otomobil üreticilerinin toplam yıllık FAVÖK’lerinin yüzde 17’sine mal olacağını öngörüyoruz.”

      Tarife artışlarının orijinal ekipman üreticilerini de olumsuz etkilemesi bekleniyor. Ancak, açıklamada hafifletici önlemlerin bu olumsuz etkiyi önemli ölçüde azaltabileceği vurgulandı. Bu önlemlerin, potansiyel olarak daha yüksek tarifeleri yönetilebilir hale getirmesi bekleniyor. Yine de, gümrük tarifelerinin, Avrupa’da 2025’ten itibaren uygulanacak daha sıkı karbon düzenlemeleri ve Çin ile Avrupa arasında artan rekabetten kaynaklanan kar baskısının birleşik etkileri nedeniyle not düşürme riskini artırabileceği ifade edildi.

      Kaynak: Patronların Dünyası

      Devamını Oku

      Kenan ve Zayn Sofuoğlu’nun Katar GP Ziyareti

      Kenan ve Zayn Sofuoğlu’nun Katar GP Ziyareti
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Katar GP Ziyareti: Kenan ve Zayn Sofuoğlu

      Katar GP Ziyareti: Kenan ve Zayn Sofuoğlu

      Patronlar Dünyası’nın haberine göre; ünlü motosikletçi Kenan Sofuoğlu ve onun 5 yaşındaki oğlu Zayn Sofuoğlu, sezonun sondan ikinci yarışı olan Katar Grand Prix’sini ziyaret etmek üzere yola çıktılar. Bu heyecan verici etkinlik, genç yarışçı Zayn için büyük bir fırsat oldu. İkili, bu hafta sonu gerçekleşecek Türkiye Karting Şampiyonası yarışı nedeniyle Cuma akşamı Türkiye’ye dönecekler.

      Zayn Sofuoğlu, Türkiye’nin en genç ve popüler motor sporları temsilcilerinden biri olarak dikkat çekiyor. Perşembe ve Cuma günleri, Formula 1 dünyasının yıldız pilotlarıyla bir araya gelme şansı buldular. 2024 Katar GP öncesinde, Zayn, Formula 1 şampiyonu Max Verstappen ile padokta gezme fırsatını yakaladı. Bu buluşma, genç yarışçı için unutulmaz bir deneyim oldu.

      Kaynak: Patronların Dünyası

      Kenan ve Zayn Sofuoğlu'nun Katar GP Ziyareti

      Devamını Oku

      Hamzabeyli Sınır Kapısı’nda 25 Kilometrelik Tır Kuyruğu Yaşanıyor

      Hamzabeyli Sınır Kapısı’nda 25 Kilometrelik Tır Kuyruğu Yaşanıyor
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Hamzabeyli Sınır Kapısı’nda Yoğunluk: 25 Kilometrelik Tır Kuyruğu

      Hamzabeyli Sınır Kapısı'nda Yoğunluk: 25 Kilometrelik Tır Kuyruğu

      Patronlar Dünyası’nın haberine göre; Türkiye’nin ihracatının artış göstermesi ve Bulgaristan’ın bu yoğun talebe yeterince yanıt verememesi nedeniyle Avrupa’ya açılan Hamzabeyli Sınır Kapısı’nda ciddi bir yoğunluk yaşanmakta. Yüzlerce tır sürücüsü, Avrupa’ya geçiş yapmak için araçlarında uzun saatler boyunca beklemekte.

      Hamzabeyli Sınır Kapısı'nda 25 Kilometrelik Tır Kuyruğu Yaşanıyor

      Tır şoförü Halil Doğu, Hatay’dan Romanya’ya temizlik malzemesi taşıdığını belirtti. Sıra beklemenin zorluğuna dikkat çeken Doğu, “Sırada en çok uykusuzluk bizi zorluyor. Genel ihtiyaçlarımızı karşılamakta sıkıntı yaşıyoruz. Arabaya göçmen girer korkusuyla da uyuyamıyoruz.” dedi.

      Bir diğer tır şoförü Erdi Baysal ise, dün akşam kuyruğa girdiğini ve beklemenin oldukça yorucu olduğunu ifade etti. İhtiyaçlarını zaman zaman karşılamakta zorluk çektiklerini dile getiren Baysal, “Şoförlük zor bir meslek. Uzun saatler sırada beklemek zorundayız. Bu sıkıntının esasen karşı taraftan kaynaklandığını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

      Macaristan’a gitmekte olan Osman Güner de, 20 saattir kuyrukta beklediğini belirterek, bu durumun kendileri için ne denli zorlayıcı olduğunu vurguladı. Tüm bu bekleyişler, hem sürücüler hem de taşıdıkları yükler için büyük bir zorluk oluşturmaktadır.

      Kaynak: Patronların Dünyası

      Devamını Oku

      Kahverengi Kokarca Böceği ile Mücadele: Tehditler ve Stratejiler

      Kahverengi Kokarca Böceği ile Mücadele: Tehditler ve Stratejiler
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Kahverengi Kokarca Böceği: Tehdit ve Mücadele Yöntemleri

      Patronlar Dünyası’nın haberine göre; son yıllarda Çin, Japonya ve Tayvan gibi ülkelerde sıkça görülen Kahverengi Kokarca Böceği, bilimsel adıyla Halyomorpha halys, tarımsal üretim için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu böcekler, karşı cinsleriyle çiftleşmek amacıyla koku salgılayarak kendilerini tanıtırken, boyları 1-2 santimetre arasında değişmektedir. İlk olarak Amerika’ya, ardından Avrupa’ya ve 2017 yılında Türkiye’ye ulaşan bu zararlının, 2017 yılından beri özellikle Karadeniz bölgesinde tarımsal üretimi tehdit ettiği bildirilmektedir.

      Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yaptığı açıklamada, Kahverengi Kokarca ile mücadele kapsamında atılan adımları değerlendirmek ve gelecekte yapılacak çalışmaları ele almak üzere, bu zararlının en çok görüldüğü 13 ilin valileriyle bir araya geldiklerini belirtti. Yumaklı, Kahverengi Kokarca’nın Doğu Asya kökenli olduğunu ve ilk kez 1996 yılında Amerika kıtasında keşfedildiğini ifade etti. Yumaklı, “Kahverengi Kokarca, hızla yayılmış ve 2004’te Avrupa’da, 2013’te Rusya’da, 2015’te ise Gürcistan’da görülmüş. Ülkemizde ilk tespitleri 2017’de, Gürcistan sınırına yakın illerimizde ve İstanbul’da yapılmıştır. Başta fındık olmak üzere meyve ve sebze bahçelerinde büyük zararlara yol açan bu zararlı, 2023 ve 2024 yıllarında lokal ölçekte görülse de bıraktığı etki itibarıyla son derece problemli bir sürece yol açabilir. Eğer gerekli mücadele yapılmazsa, bize vereceği zarar çok daha büyük olacak. Bu mücadelede, bakanlığımızın yanı sıra ilgili bakanlıklarımız, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve özel sektörle yakın iş birliği içinde çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.

      İlaçlama Çalışmaları ve Eylem Planı

      İlaçlama Çalışmaları ve Eylem Planı

      Yumaklı, bu bağlamda, 2023’te Kahverengi Kokarca ile Mücadele Eylem Planı’nın hazırlandığını anımsattı. Bu eylem planının, zararlıyla mücadelede bütünsel bir yaklaşım benimsediğini ve mekanik, biyolojik, biyoteknik ile kimyasal mücadele yöntemlerinin kombinasyonunu içerdiğini dile getirdi. Eylem planında, özellikle kimyasal kullanıma alternatif yöntemlerin uygulanmasına öncelik verildiğini belirten Yumaklı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

      • “Bu kapsamda, bu zararlının doğal düşmanı olan Samuray arısı üretmeye başladık. 2024’ten itibaren 207 bin Samuray arısı, bu zararlı ile mücadele kapsamında doğaya salınacak. 2025’te bu rakam bir milyon olacak. Biyolojik mücadele yöntemleri, doğaya zarar vermeden zararlılarla etkili bir şekilde mücadele etme imkanı sunuyor.”
      • “Bununla birlikte feromon tuzakları, tuzak bitkilerle zararların çekilip yok edilmesi ve mekanik toplama yöntemleri de etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Bu yöntemler, kimyasal ilaçların etkilerini azaltarak çevrede insan sağlığını korumayı hedeflemektedir.”
      • “Kışın yapılan mücadelenin yaz dönemi için önemi oldukça büyüktür. Bu kapsamda, 13 ilde bu ay başından itibaren, tespit edilen yaklaşık 400 bin ev, samanlık, ahır ya da benzeri yapılar ilaçlanmaya başlanmıştır.”

      Yumaklı, bu yapıların yaklaşık 200 bininin ilaçlandığını, kalan 200 bininin ise kış bitene kadar tamamlanacağını vurguladı.

      Koordinasyon ve Farkındalık Önemli

      İbrahim Yumaklı, Kahverengi Kokarca ile mücadele kapsamında süreci beş adımda yürütme yol haritasını valilerle paylaştıklarını belirtti. İlk olarak, bu zararlının yayılım hızını düşürmek için yereldeki tüm birimlerin koordinasyon ve iş birliğinin artırılmasının son derece önemli olduğunu ifade etti. Yumaklı, “Mücadele devam ediyor, ancak koordineli bir mücadele olmazsa, bir tarafta yapılan mücadele diğer taraftaki herhangi bir zafiyetten etkilenir.” dedi.

      Yumaklı, ikinci adım olarak vatandaşların bu zararlıyı yakından tanıması gerektiğini vurguladı. “Bu mücadele, sadece tarımsal üreticileri değil, normal hayatı da etkilemektedir. Etkili bir şekilde yürütülebilmesi için bilinçlendirme ve eğitim çalışmalarının artırılması gerektiği ortadadır.” şeklinde konuştu. Üçüncü adım olarak, zararlının yayılmasıyla ilgili tespit ve izlemenin önemine değindi. Tespit ve izlemenin, zararlı popülasyonunun yoğun olduğu bölgelerde hızlı mücadele için elzem olduğunu belirtti.

      Çevre ve Halk Sağlığı İçin Önemli Adımlar

      Yumaklı, dördüncü olarak kimyasal mücadelenin zorunlu olmadığı yerlerde mekanik, biyoteknik ve biyolojik yöntemlerin çevre ve halk sağlığı için en üst seviyede uygulanmasının sağlanması gerektiğini vurguladı. “Son olarak, farkındalık ve iletişim çalışmalarının etkin bir şekilde yürütülmesi, mücadele düzeyinin aynı seviyede seyretmesi için büyük önem taşımaktadır. Bu zararlının özelinde bir salgın özellikleri gösterdiğini unutmamalıyız.”

      Gıda Güvenliği ve Tarımsal Üretim

      Yumaklı, alınan önlemlerin, verimli ve kaliteli bir üretimin yanı sıra yaşam alanlarındaki konforun korunmasına yönelik olduğunu söyledi. “Kahverengi Kokarca başta olmak üzere, ülkemizde farklı bitkisel ürünlerde görülen toplam 668 zararlı organizma ile mücadele ediyoruz. Eğer bu organizmalarla mücadelede gerekli hassasiyet gösterilmezse, ciddi oranlarda zararlar söz konusu olabilir. Bu zararlar, %30 ile %40 arasında bir veri kaybı olarak yansıyabilir. Bazı ürünlerde ise kayıplar %60 ile %70’lere kadar çıkabilir.”

      Yumaklı, bu nedenle tarımsal üretimi sürdürülebilir kılmak ve gıda güvenliğini sağlamak adına hem zirai mücadele hem de diğer mücadele yöntemlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.

      Kaynak: Patronların Dünyası

      Devamını Oku