Ensonhaber.com’un haberine göre; AA Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Kalyoncu, 2024 yılının Ocak-Ekim döneminde Türkiye’den 20 farklı ülkeye toplamda 2 bin 288 ton hamsi ihraç edildiğini açıkladı. Bu süreçte hamsi ihracat gelirinin ise, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artarak 12 milyon 306 bin 154 dolara ulaştığını belirtti.
Kalyoncu, ihracat miktarının 2 bin 1 ton olarak kaydedilen geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14, değerinin ise yüzde 10 artış gösterdiğini vurguladı. Bu artış, Türk hamsisinin uluslararası pazardaki talebinin arttığını göstermektedir.
En Fazla Hamsi İhraç Edilen 3 Ülke
Kalyoncu, Türkiye’den en fazla hamsi ihraç edilen üç ülkenin Fransa, Belçika ve ABD olduğunu ifade etti. “Bu yılın 10 ayında Fransa’ya 4 milyon 502 bin 792, Belçika’ya 3 milyon 736 bin 313 ve ABD’ye 1 milyon 191 bin 935 dolarlık hamsi satışı gerçekleştirildi.” şeklinde konuştu.
Hollanda ve Dubai’ye Yeni İhracatlar
Ayrıca, hamsinin işlenmiş ürünler olarak da dış piyasalarda talep gördüğüne dikkat çeken Kalyoncu, “Yılı kapatmaya kısa bir süre kala hamsi ihracatındaki artış oldukça sevindirici. Geçen yıla göre farklı olarak bu yıl Hollanda ve Dubai’ye de hamsi ihraç ettik.” dedi.
Hamsi Bolluğu, İhracatı Artıracak
Kalyoncu, havaların soğumaya başlamasıyla birlikte hamsinin bollaşmasını beklediklerini ve bu durumun ihracat rakamlarına olumlu yansıyacağını sözlerine ekledi. Kısacası, hamsi ihracatındaki artış, Türk balıkçılığının uluslararası alandaki başarısını ortaya koyuyor.
ALTAY Tankları İçin Yerli Gündüz Görüş Periskop Sistemleri’nin İlk Teslimatı Gerçekleşti
Ensonhaber.com’un haberine göre, Türk savunma sanayisinin önemli projelerinden biri olan ALTAY tankları için ASELSAN tarafından Sivas’ta üretilen Gündüz Görüş Periskop Sistemleri’nin ilk teslimatı bugün başarıyla gerçekleştirildi. Bu sistemler, tankların gece ve gündüz görüş yeteneklerini artırarak, operatif etkinliğini önemli ölçüde yükseltecektir.
Yerli ve milli teknoloji kullanılarak üretilen bu sistemler, tankların savaş alanında daha etkili ve güvenli bir şekilde görev yapmalarını sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. Ayrıca, bu teslimat, Türkiye’nin savunma sanayisindeki bağımsızlık hedeflerinin bir parçası olarak büyük bir adım teşkil etmektedir.
Gündüz Görüş Periskop Sistemleri’nin özellikleri arasında:
Yüksek çözünürlüklü görüntüleme yeteneği
Dayanıklı ve zorlu hava koşullarına karşı direnç
Gelişmiş gece görüş sistemleri ile entegrasyon
Bu teslimat, yerli üretimin teşvik edilmesi ve Türk savunma sanayisinin uluslararası alanda rekabet gücünün artırılması açısından da büyük önem taşımaktadır. Savunma sanayisinde yaşanan bu gelişmeler, Türkiye’nin askeri gücünü daha da pekiştirmektedir.
Ensonhaber.com’un haberine göre, AA İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen bir soruşturma neticesinde, terör örgütü PKK/KCK ile bağlantılı olduğu belirlenen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer gözaltına alındı. Özer, terör örgütü yöneticileriyle yoğun ve sürekli bir iletişim kurarak, “silahlı terör örgütü PKK/KCK üyesi olmak” suçlamasıyla tutuklandı.
Özer’in görevinden alınmasının ardından, İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy, Esenyurt Belediyesi’ne kayyum olarak atandı. Bu gelişmeler, bölgedeki siyasi atmosferi ve yerel yönetim dinamiklerini önemli ölçüde etkiledi.
Avukatların Tahliye Talebi
Tutuklanmasının ardından Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ahmet Özer’in avukatları Hasan Sınar ve Hüseyin Ersöz, İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’ne sundukları dilekçeyle müvekkillerinin tahliyesini talep ettiler. Avukat Sınar, dilekçeyi sunmadan önce İstanbul Adliyesi’nin önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Özer’in hakkında yapılacak aylık tutukluluk incelemesinin bir duruşma ile gerçekleştirilmesi gerektiğini savundu.
Savunma Hakkı İsteği
Duruşmada kendilerine ve müvekkilleri Özer’e savunma yapma hakkı tanınması taleplerini savcılığa ileteceklerini belirten Sınar, aradan 25 gün geçmesine rağmen dosyayla ilgili henüz hiçbir somut adım atılmadığını iddia etti. Sınar, Özer’in 25 gündür özgürlüğünden yoksun bir şekilde cezaevinde tutulduğunu, iddianamenin hazırlanması konusunda herhangi bir gelişme yaşanmadığını kaydetti.
Avukat Ersöz ise konuyla ilgili kapsamlı bir dilekçe sunduklarını ifade etti. Bu süreçte, müvekkillerinin haklarının korunması adına gereken tüm yasal yolları kullanacaklarını vurguladılar.
Kaynak: Anadolu Ajansı (AA) Daha Fazla Bilgi İçin:Ensonhaber
Hamaney’den Netanyahu ve Gallant’a Yönelik Suçlamalar
Ensonhaber.com’un haberine göre; İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkarılan tutuklama kararına ilişkin ilk kez açıklamalarda bulundu. Hamaney, başkent Tahran’daki İmam Humeyni Hüseyniyesi’nde, Besic (Gönüllü Milis Teşkilatı) Haftası çerçevesinde teşkilat üyeleriyle bir araya geldi.
Konuşmasında, Besic güçlerinin yalnızca askeri bir yapı olmadığını, aynı zamanda siyasi ve kültürel sorumlulukları da bulunduğunu vurguladı. Hamaney, Suriye iç savaşı konusuna da değinerek, “Birçok genç, savaşa katılmak için mektuplar gönderdi. Buna izin vermedik, fakat yine de farklı gruplar aracılığıyla Suriye’ye gidenler oldu. Bu yolda can vermeyi Allah katında en yüce makam olarak görüyorlar. Böyle bir inanca sahip insanlar için çıkmaz yol yoktur. İşte bu nedenle, bir İranlı Besic üyesi Siyonist rejimin bir gün kesinlikle yok olacağına inanıyor.” ifadelerini kullandı.
“Netanyahu ve Rejimin Diğer Suçlu Liderleri İçin İdam Cezası Verilmeli”
Hamaney, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ve Gallant hakkında verdiği tutuklama kararına dikkat çekerek, bu kararın yeterli olmadığını ve daha ciddi yaptırımlar gerektiğini ifade etti. Hamaney, bu kişilerin işledikleri suçların ciddiyetine binaen idam cezası verilmesi gerektiğini savundu.
Ne Olmuştu?
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Ahmad Khan, 20 Mayıs tarihinde Gazze Şeridi’nde işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emri çıkarılmasını talep etmişti. Lahey merkezli mahkeme, 26 Eylül’de yapılan başvuruyu inceleyerek, “mahkemenin yetkisini tanımama ve Netanyahu ile Gallant hakkındaki tutuklama emri işlemlerini durdurma” taleplerini değerlendirdi.
Perşembe günü, mahkeme, İsrail’in yetki itirazlarını oy birliğiyle reddederek, Roma Statüsü’nün 18. ve 19. maddeleri uyarınca Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı. ABD’li yetkililer ise bu kararı reddettiklerini ve mahkemenin meşruiyetini sorguladıklarını bildirdi.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA) Kaynak: Ensonhaber
Çocuklarda Kozmetik Kullanımı ve Cilt Sağlığı Üzerine Önemli Uyarılar
Patronlar Dünyası’nın haberine göre; Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilsel İlter, çocuklarda kozmetik kullanımının yaşının giderek düştüğüne dikkat çekiyor. Prof. Dr. İlter, “Küçük yaşlarda kozmetiklerin kullanılması, egzamalar ve çeşitli cilt hastalıklarına yatkınlığın artmasına, atopik dermatit gibi alerjik durumların kontrol edilemez hale gelmesine yol açıyor.” ifadelerini kullanarak, bu konuda ailelerin dikkatli olmalarının önemine vurgu yaptı.
Türk Dermatoloji Derneği Akne Çalışma Grubu Üyesi de olan İlter, kendilerine başvuran çocuk hastalarda kozmetik kullanımıyla her geçen gün daha fazla karşılaştıklarını belirtmektedir. Son yıllarda, akne şikayetiyle kendilerine getirilen çocukların sayısının arttığını belirten İlter, “Çocuklarda kozmetik ürünlerin kullanımının 10’lu yaşlara kadar düştüğünü gözlemliyoruz. Akne sorunu olan bir çocuğa cilt bakım ürünlerini sorduğumda, annesine dönerek ‘makyaj çantamı verir misin?’ dedi. Küçük bir çocuğun büyük bir makyaj çantası vardı; içinde kapatıcı, allık, rimel ve ruj gibi birçok ürün bulundu. Bu durumu görünce gerçekten dehşete kapıldım.” şeklinde konuştu.
Benzer yaşlardaki bazı çocuk hastaların da kendisine “serumlarımı ne zaman kullanacağım?” şeklinde sorular yönelttiğini aktaran İlter, “Kozmetiklerin küçük çocuklar tarafından asla kullanılmaması gerekiyor. Onların ciltleri genç, taze ve henüz bütün koruyucu tabakalarını geliştirememiş bir yapıya sahip. Bu ürünleri küçük yaşlarda kullandıklarında, ciltteki koruyucu tabakalar tam olarak gelişemiyor. Olgunlaşmamış cilt, dışarıdan gelen her türlü etkene karşı çok hassas hale geliyor. Bu durum egzamaların artmasına neden oluyor ve ergenlik döneminde görülmesi beklenen akne sorunları, 10 yaşına hatta 8 yaşına kadar düşebiliyor.” şeklinde uyardı.
Çocukların Sağlığı İçin Kozmetik Kullanımına Dikkat!
Çocukların kullandığı kozmetikleri genellikle yeterince temizleyemediklerine ve satın aldıkları makyaj malzemelerinin büyük bölümünün market ürünü olduğuna dikkat çeken İlter, bu faktörlerin cilt sorunları riskini daha da artırdığını vurguladı. Prof. Dr. İlter, “Bu sebeple küçük yaşlarda kozmetik ürünlerin kullanılması, özellikle egzamalar ve çeşitli cilt hastalıklarına yatkınlığın artmasına neden olmaktadır. Örneğin, çocuk yaşlarda gördüğümüz atopik dermatit gibi alerjik durumların kontrol edilemez hale gelmesine yol açıyor.” dedi.
Anne ve Babalara Önemli Çağrı
Ailelerin bu konuda bilgilendirilmesinin önemine değinen İlter, annelere özel bir çağrıda bulunarak, “Çocuklarımız çok değerli, lütfen onları bu kozmetiklerden uzak tutun. O yaşta bir cildin ihtiyacı olan tek şey, iyi bir yüz yıkama ürünü ve güneşe çıkarken kullanacağı bir güneş koruyucudur. Bu ürünleri de lütfen eczanelerde satılanlar arasından seçin. O yaş grubundaki bir ciltte, özel bir hastalık yoksa, bir nemlendiriciye de ihtiyaç yok.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. İlter, 10 yaş civarında hiçbir makyaj ürününün kullanılmaması gerektiğinin altını çizerken, “18’ine yaklaşmış genç kızlarda da bu durumu sağlamak zor olsa bile, en azından iyi ürünlerle, allık ve parlatıcıdan oluşan hafif bir makyaj tercih edilebilir. Ancak kapatıcı, fondöten gibi ürünlerin kullanılmasını asla önermiyorum. O güzel ve taze ciltlerin hava alması gerekiyor. Bir cilt sorunu yaşandığında da mutlaka dermatoloji uzmanına danışılmalıdır.” dedi.
Sosyal Medya ve Kozmetik Kullanımına Dikkat
Çocukların küçük yaşlarda kozmetik ürünlere yönelmesinin en önemli nedeninin sosyal medya olduğunu belirten İlter, burada yanıltıcı bilgilerin de sıkça paylaşıldığını ifade etti. Prof. Dr. İlter, sosyal medyada bazı annelerin çocuklarına makyaj yaparken çektiği videoların yaygınlaşmasına ilişkin, “Çocukların içinde bulunduğu paylaşımlara mutlaka yaptırım uygulanmalıdır. Bu durum, çocuk psikiyatrisinin bir alanı; ancak bizler de annelerin bu videoları çekmek için çocuklarının ciltlerine zarar verdiğini görüyoruz. Anne, çocuğunu oturtup makyaj yaparken, bunu gören başka çocuklar da istiyor ve bazı ailelerce bu durum çok sevimli karşılanabiliyor. Bu konuda ciddi yaptırımlar uygulanabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
İlter, çocuklar için oyuncak makyaj malzemelerinin satılmasının da doğru olmadığını belirterek, “Bu tür ürünlerin üretilmemesinden yanayım. Aileler de bu tip oyuncakları satın almamalıdır.” şeklinde uyarıda bulundu.
Kalıcı Makyaj Uygulamaları ve Riskler
Bir başka sorun alanının da yetişkin ve genç kadınların rağbet gösterdiği “kalıcı makyaj” uygulamaları olduğunu ifade eden İlter, şu bilgileri paylaştı:
“Kalıcı makyaj, aslında bildiğimiz dövme uygulamasıdır. Cildin altına farklı renklerde pigmentlerin enjekte edilmesiyle ‘eyeliner’, dudak çerçeveleri, kaş yapımı gibi işlemler gerçekleştirilmektedir. Dövmelerdeki risklerin hemen hemen hepsi kalıcı makyaj uygulamalarında da geçerlidir. Cildin altına zerk edilen bir ürün alerji yaptığında, oradan çıkarılması oldukça zor hale gelir. Bu nedenle ileri yaşlardaki kişiler, böyle bir uygulama düşünüyorsa mutlaka öncesinde alerji testi yaptırmalı ve ehil kişileri, temiz yerleri tercih etmelidir. Ayrıca belli bir yaştan önce bu tür uygulamaları asla önermiyorum.” şeklinde son sözlerini belirtti.
06:26
06:26
News
