Ensonhaber.com’un haberine göre, Seda Akçay, 2,5 yaşındaki kızı Aybüke’nin konuşma güçlüğü çektiğini fark ettiğinde, bu durumla başa çıkmak için harekete geçti. İlk olarak bir rehabilitasyon merkezine başvuran Akçay, burada çocuğunun geçici kekemelik yaşadığına dair bilgi aldı. Ancak, durumu dikkatle izlemeye devam etti. Aybüke’nin konuşmasındaki sorunlar sürünce, yaklaşık bir yıl önce başka bir merkeze daha yöneldi ve bu merkezde kızı için kekemelik teşhisi kondu. Bu teşhisle birlikte kapsamlı bir terapi sürecine adım attılar. Bir yıl boyunca süren eğitim ve terapi seansları sonucunda Aybüke’nin konuşma problemleri önemli ölçüde azaldı.
Seda Akçay, tedavi sürecinin kızı üzerindeki olumlu etkilerini anlatarak, “Aybüke’nin özgüveni ciddi anlamda arttı, kendisini çok daha iyi ifade etmeye başladı,” dedi. Ayrıca, bu sürecin Aybüke’nin kaygılandığında ya da heyecanlandığında yaşadığı takılma ve blokajları da azalttığını vurguladı. Erken müdahalenin önemini vurgulayan Akçay, benzer sorunlarla karşılaşan ailelere şu tavsiyelerde bulundu:
- Bence her anne, çocuğundaki farklılıkları hisseder.
- “Çocuktur geçer” gibi klişelere kulak asmadan destek arayışına girmeliler.
- Çocuğun ilk doktoru, aslında annesidir; normalden bir sapma olup olmadığını en iyi o anlar.
- Eğer destek almasaydık, Aybüke’nin durumu daha kötü olabilirdi.
- Eskiden çekinme ve utanma duyguları fazlaydı, ama şu an çok daha iyi bir yerdeyiz.
“Kekemelik, Kaygıyla İlişkili Bir Durum”
Özel bir rehabilitasyon merkezinde Dil ve Konuşma Terapisti olarak görev yapan Aybike Öksüz, Aybüke’nin kekemeliği aşma sürecinde oyun, tekrarlar ve çeşitli görevler aracılığıyla önemli ilerlemeler kaydettiğini belirtti. Kekemeliğin kaygıyla yakından ilişkili olduğunu ifade eden Öksüz, bu durumu bir buz dağına benzeterek şunları söyledi: “Kekemelik, çok boyutlu bir durum ve adeta bir buz dağının görünen yüzü gibi; insanların fark ettiği tekrarlar ve blokların altında, kaygı, korku ve endişe gibi derin psikolojik süreçler yatıyor.”
Öksüz, Aybüke ile duygular üzerinde çalışarak onun bu duyguları tanımasına yardımcı olduklarını, ardından kaygıyı azaltmak amacıyla dışarıda görevler gerçekleştirdiklerini belirtti. Terapilerin son aşamasında duyarsızlaştırma çalışmaları yaparak süreci tamamladıklarını vurgulayan Öksüz, “Aybüke artık kendini kontrol edebiliyor ve kaygı seviyesi oldukça düşük,” dedi.
Kekemelik yaşayan çocukların özgüven sorunları, sosyal etkileşim eksiklikleri, akranlarıyla iletişimde güçlük ve içe kapanma gibi zorluklar yaşayabileceğini ifade eden Öksüz, “Bu süreçte kaygıyı azaltarak sosyal ortamlardaki iletişim becerilerini de geliştirmeye çalışıyoruz,” dedi. Ailelere önerilerde bulunan Öksüz, özellikle çocuğun akıcı konuştuğu durumları gözlemlemelerinin önemini vurguladı:
- Çocuğunuzun konuşmasının en akıcı olduğu anları fark edin.
- Örneğin, birlikte bir oyun oynarken video çekin ve hangi durumlarda daha rahat konuştuğunu izleyin.
- Bu tür olumlu anların artırılması, kekemelik oranını doğru orantıda azaltır.
- Böylece çocuk, kendini zorlamadan, daha doğal bir ortamda konuştuğunu hissedecek ve bu akıcılık kazanımını oyun yoluyla sürdürebilecektir.
Kaynak: Ensonhaber
06:22
06:22
News
Türkiye
Türkiye
Türkiye
Türkiye
Türkiye
Türkiye
