34,4956$% 0.09
36,2876€% -0.21
43,6001£% -0.08
2.957,02%0,76
2.669,87%0,80
9.367,77%3,72
Patronlar Dünyası’nın haberine göre; Eren, iklim değişikliğiyle ilgili önemli konuların tartışılacağı Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29) ile birlikte yeşil mutabakat ve sürdürülebilirlik çalışmalarının hayati öneminin bir kez daha gündeme geldiğini vurguladı. Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması ve Glasgow İklim Paktı’na taraf olmasının ardından inşaat, enerji, sanayi, ulaşım, tarım ve atık yönetimi gibi birçok sektörde kapsamlı iklim politikalarının belirlendiğini belirten Eren, bu durumun inşaat sektörünün iklim kriziyle mücadeledeki kritik rolünü artırdığını ifade etti.
Eren, Dünya Bankası’nın yaptığı bir projeksiyon doğrultusunda, 2050 yılında dünya nüfusunun üçte ikisinin şehirlerde yaşayacağını ve bu süreçte küresel enerji tüketimi ile sera gazı emisyonlarının yüzde 70’inden fazlasının kentlerden kaynaklanacağına dikkat çekti. Bu durum, inşaat sektörüne önemli sorumluluklar yüklemektedir.
Yapı Malzemeleri Sektörünün Yeşil Dönüşümü
Eren, yapı malzemeleri sektörünün yeşil dönüşüm sürecindeki kritik önemine vurgu yaparak, Avrupa Birliği (AB) Yeşil Mutabakatı çerçevesinde bu sektörün Avrupa Komisyonu tarafından öncelikli alan olarak belirlendiğini bildirdi.
CEZA VEYA TEŞVİK SİSTEMİ GEREKİYOR
Türkiye’nin hazırladığı Yeşil Mutabakat Eylem Planı kapsamında sınırda karbon düzenlemeleri, yeşil ve döngüsel ekonomiye geçiş ile iklim değişikliğiyle mücadele gibi unsurların hayata geçirilmesinde inşaat sektörünün önemli bir rol üstleneceğini vurgulayan Eren, şu ifadeleri kullandı:
Eren, bu zorlu dönüşüm sürecinde kamu ve özel sektörün sürekli ve yakın iş birliği içinde çalışmasının elzem olduğunu düşündüğünü belirtti. Yapılaşma süreçlerindeki radikal dönüşümün özel sektör tarafından hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirilebilmesinde finansman temininin öneminin büyük olduğunu vurguladı. Geçmiş deneyimler ışığında, bu sürecin gönüllülük esasına dayalı olarak arzu edilen hızda ve yaygınlıkta başarıya ulaşmasının zor göründüğünü dile getiren Eren, ülkemizde yeşil dönüşümün gerçekleştirilmesi ve 2053 yılına kadar karbon net sıfır hedefine ulaşabilmek için devletin ceza veya teşvik sistemi getirmesi gerektiğini ifade etti.
KARBON EMİSYONU NEDİR?
Karbon emisyonu, doğada oluşan karbonun atmosfere salınmasını ifade eder. Genellikle insan kaynaklı faaliyetlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu emisyon, 19. yüzyıldan itibaren kömürle çalışan sanayi araçlarının kullanılmasıyla birlikte atmosferdeki sera gazı yoğunluğunun artmasına yol açmıştır.
Kaynak: Patronların Dünyası
Fortune Dergisi’nden İş Dünyasının En Güçlü 100 İnsanı Listesi