34,4805$% -0.01
36,1987€% -0.1
43,4622£% -0.25
2.960,19%-0,05
2.669,53%-0,08
9.367,77%3,72
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen MÜSİAD Sanayi ve Teknoloji Zirvesi (MUST) başarıyla tamamlandı. “Sanayi için Hamle Yap” temasıyla MÜSİAD Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen zirve kapsamında, “Sanayicilerin Karşılaştığı Zorluklar: Çözüm Arayışları ve Gelecek Perspektifleri” başlıklı bir panel düzenlendi.
Panelde konuşan KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı Demir, Türkiye’de otomasyonun geldiği noktaya dair değerli bilgiler sundu ve KARDEMİR’deki dijital dönüşüm süreçlerini detaylandırdı. Demir, “Türkiye’de otomasyon giderek artıyor. Şu anda genel otomasyon oranımız yüzde 20’ye yaklaşıyor. 2030’larda bu oranın yüzde 25’i aşacağını öngörüyoruz. Dünya ortalamasının biraz altında kalıyoruz, ancak sektörlerin gelişim hızı da bu noktada kritik. Her sektörün kendine özgü bir otomasyon seviyesi mevcut. Yapay zeka, dijitalleşme ve robotlaşmayı bir araya getirdiğimizde tam otomasyona adım atıyoruz. Bunun her sektörde kendi dinamiklerine uygun bir uygulaması var.” ifadelerini kullandı.
Otomasyon sisteminin şirket çalışanları tarafından öğrenilmesinin önemine de değinen Demir, “Otomasyon sistemlerini iş yerlerinde öğrenmek önemli; ancak aynı zamanda bu sistemlerin eksikliklerini görebilecek, değerlendirebilecek ve daha iyi sistemlerle karşılaştırıp yenilikler yapabilecek bir yaklaşım geliştirilmesi gerekiyor. Bugün siber güvenlikten nasıl bahsediyorsak, otomasyon alanında da güvenlik sistemleri üzerine konuşmamız şart.” şeklinde konuştu.
İŞ KAYBININ KARŞISINDA YENİ İSTİHDAM FIRSATLARI
Prof. Dr. İsmail Demir, otomasyona geçişin ve yapay zekanın istihdam üzerindeki etkileri hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “İş gücü kaybı meselesi, sanayi devriminden bu yana her aşamada dile getiriliyor. Türkiye için tahmin edilen iş kaybı yaklaşık 7,3 milyon; ancak bununla birlikte 8,6 milyon yeni iş alanı ortaya çıkması bekleniyor. Bu, aslında 1,3 milyon yeni işin doğması anlamına geliyor. Mavi yaka çalışanlarının kabiliyetlerini artırması ve sektörel kaymaların yaşanacağı bir dönemdesiniz.” dedi. Mesleki eğitime daha fazla önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Demir, “Mesleki eğitim, geleceğin teknolojilerine ve üretim yöntemlerine uygun olarak verilmelidir.” şeklinde vurguladı.
DAHA GİDECEK YOL VAR
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal, üniversite-sanayi işbirliğinin önemini vurguladı ve Türkiye’nin bu konuda son on yılda önemli adımlar attığını belirtti. Mandal, “Türkiye’de başarılı modeller mevcut, ancak hala alınacak yol var. Özellikle yakın zamanda yeşil ve dijital dönüşüm süreci, özel sektör tarafından fırsat alanı olarak değerlendirilmekte. Dönüşüm her sektörde kaçınılmaz ve Türkiye, riskleri fırsata dönüştürme konusunda güçlü bir konumda. Hükümetimizin politikaları da bu doğrultuda şekilleniyor. 2024-2028 Kalkınma Planı, yeşil ve dijital dönüşümü önceliklendirmiş durumda. Özel sektör, bu süreci bir direnç alanı olarak görmekten ziyade, fırsat olarak değerlendirmeye odaklanıyor. Birlikte iş yapma konusunda yeni modellere ihtiyacımız var; bu dönemde işbirlikleri daha da önem kazanacak.” şeklinde konuştu.
DEMİR VE DENİZ YOLUNUN ETKİN KULLANIMI
Hayat Holding Genel Sekreteri Osman Aksoy, sanayicilerin karşılaştığı ekonomik, teknolojik ve çevresel zorlukları ele aldı. Lojistik konusunun sanayiciler için kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Aksoy, “Şu anda taşımacılık büyük ölçüde kara yolu ile gerçekleştiriliyor; ancak son dönemde demir yoluna yapılan büyük yatırımlar, taşımacılıkta önemli bir alternatif sunmakta. Yük taşımacılığında demir ve deniz yollarının etkin bir şekilde kullanılması elzem.” dedi.
Kaynak: Patronların Dünyası
Türkiye’nin Sağlık Turizmi Başarısı ve 2028 Hedefleri