Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Mucizeleri

Ensonhaber.com'un haberine göre, mucize, peygamberlik iddiasında bulunan kişinin doğruluğunu göstermek için Allah (c.c.) tarafından yaratılan ve nitelikleri bakımından insanları benzerini getirmekten aciz bırakan olağanüstü bir hadisedir. Tüm peygamberlerin mucizeleri olduğu gibi, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in de dünya hayatında sergilediği birçok mucize bulunmaktadır.

Efendimizin bu hayatta en büyük mucizesi hiç şüphesiz Kur'an-ı Kerim'dir. İçindeki kıssalar, kurallar ve müminleri iyiliğe ve doğruluğa yönlendirmesiyle Yüce Allah, başta Hz. Peygamber olmak üzere her bir kuluna Kur'an mucizesini bahşetmiştir. Çünkü Kur'ân, her çağdaki akıl sahibi insana hitap eden, akıllara durgunluk veren, başkalarının benzerini meydana getirmekten aciz kaldıkları büyük ve ebedî bir mucizedir. Bu gerçek Kur'an-ı Kerim’de şöyle ifade edilir: “Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sûre getirin, eğer iddianızda doğru iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi (yardımcılarınızı) de çağırın.” (el-Bakara, 2/23). Hz. Peygamber (s.a.s.) de Kur'an’ın en büyük mucize olduğunu bir hadisinde şöyle dile getirmiştir: “Bütün peygamberlere, kendi dönemlerinde yaşayan insanların iman edeceği birtakım mucizeler verilmiştir. Hiç şüphesiz bana ihsan edilen en büyük mucize, Allah’ın vahyettiği Kur'an’dır.” (Buhârî)

Bir gecede, çok kısa bir süre içinde Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya gitmesiyle başlayan İsrâ ve ardından insan aklının almayacağı semâvât âlemine yükselmesiyle yaşadığı Miraç hadisesi, Peygamberimizin önemli mucizelerindendir. Bu olayda, Allah’tan arada bir melek olmaksızın doğrudan vahiy almış ve namaz ibadeti de bu esnada farz kılınmıştır.

Mekke’de Kureyş halkının kendisinden bir mucize istemesi üzerine, Peygamber (s.a.v.) Efendimizin parmağıyla gökyüzünde ayı işaret etmesi, orada bulunanların ayı ikiye bölünmüş halde görmesiyle gerçekleşmiştir.

Hz. Peygamber (s.a.v.), daha önce mescitte kendisine yaslanarak hutbe okuduğu kuru bir hurma kütüğünün, minber inşa edildikten sonra kenara konmasıyla birlikte, hutbesini yeni minber üzerinde okurken o hurma kütüğünün Resulullah’a (s.a.v.) hasret ve muhabbetinden ötürü ağlaması, sahabeler tarafından işitilmiştir.

Hayber fethinde bir Yahudi kadının, Hz. Peygamber’i (s.a.v.) öldürmek amacıyla sahabeleri evine davet ederek onlara kızartılmış zehirli koyun eti sunması üzerine, etin, kendisinin zehirli olduğunu haber vermesi mucizelerinden biridir.

Hz. Resulullah (s.a.v.), Bedir harbinden önce, muharebe günü müşriklerin ileri gelenlerinden kimlerin hangi mevkide öldürüleceklerini önceden haber vermiştir ve harp meydanında söyledikleri aynen gerçekleşmiştir.

Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadisinde “Yeryüzü önümde dürülmüş ve onun doğusu ile batısı bana gösterilmiştir. Ümmetimin hâkimiyeti bana gösterildiği yerlere kadar ulaşacaktır.” buyurmuştur. Gerçekte de İslam, dünyanın dört bir yanına ulaşmış ve yayılmıştır.

• Az bir yiyecekle çok fazla insanı doyurması.
• Parmaklarından suların akması ve susuz olan büyük bir ordunun bu sudan içip bütün ihtiyaçlarını karşılaması.
• Önünü gördüğü gibi aynı anda arkasını da görebilmesi.
• Gündüz ışıkta gördüğü gibi gece karanlıkta da görmesi.
• Ne Güneş ne de Ay ışığında yürürken gölgesinin görünmemesi.

Kaynak: Ensonhaber