Reel Sektörde Döviz Pozisyonu Yönetimi ve Riskler

Reel Sektörde Döviz Pozisyonu Yönetimi



Patronlar Dünyası'nın haberine göre; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın eylül ayı için açıkladığı veriler, finans kesimi dışındaki firmaların (reel sektör) bu yılın ilk dokuz ayında döviz varlıklarını azaltıp döviz yükümlülüklerini artırarak döviz pozisyonu açıklarını büyüttüğünü göstermektedir. Ocak-eylül döneminde reel sektör firmalarının toplam döviz varlıkları, 15 milyar 853,5 milyon dolarlık bir düşüşle 162 milyar 302 milyon dolara gerilerken, döviz yükümlülükleri 37 milyar 178 milyon dolar artarak 298 milyar 93 milyon dolara ulaştı. Bu durum, reel sektörün net döviz pozisyonu açığının dokuz ayda yüzde 64,1 oranında artarak 135 milyar 790,9 milyon dolara çıktığını ortaya koymaktadır.

Reel sektörün döviz varlıklarının 2023 sonu itibarıyla yüzde 68,3 olan döviz yükümlülüklerini karşılama oranı, bu yıl eylül sonu itibarıyla yüzde 54,4’e gerilemiştir.

Döviz Borçları Hızla Büyüdü

Reel sektörün döviz varlıklarındaki azalma, yurt içi ve yurt dışı bankalardaki döviz mevduatlarının çözülmesinden kaynaklanmaktadır. 2023 sonunda 108 milyar 440,5 milyon dolar olan mevduat bakiyesi, bu yılın ilk dokuz ayında yüzde 21,2 oranında net 22 milyar 973,1 milyon dolar azalarak 85 milyar 467,4 milyon dolara gerilemiştir. Öte yandan, ihracat alacakları yüzde 6,5 artışla 46 milyar 302 milyon dolara, yurt dışı doğrudan sermaye yatırımları yüzde 15,3 artışla 28 milyar 375 milyon dolara ve portföylerdeki döviz cinsi menkul kıymetler ise yüzde 32 artışla 2 milyar 157,6 milyon dolara yükselmiştir.



Dünya'dan Naki Bakır'ın haberine göre, reel sektörün döviz yükümlülüklerindeki artış, kullandıkları yabancı para cinsi nakdi kredi borçlarındaki hızlı artıştan kaynaklanmaktadır. 2023 sonunda 214 milyar 652 milyon dolar olan döviz üzerindeki nakdi kredilerin bakiyesi, yüzde 18,4 artışla bu yıl eylül sonunda 254 milyar 169 milyon dolara yükselmiştir. Böylece, reel sektörün yabancı para kredi hacmi dokuz ayda net 39 milyar 517 milyon dolar büyümüştür. Eylül sonu itibarıyla reel sektörün nakdi kredi borçlarının 145 milyar 282 milyon doları yurt içi bankalar ve diğer finans kuruluşlarından, 108 milyar 887 milyon doları ise yurt dışı bankalardan kullandıkları döviz kredilerinden oluşmaktadır.

Nakdi kredi borçlarındaki dokuz ayda yaşanan net artışın 39 milyar 517 milyon dolarlık kısmı yurt içinden, 4 milyar 565 milyon doları ise yabancı bankalardan kullanılan kredilerden gelmektedir. Ancak, kredilerdeki bu artışa karşın reel sektör firmalarının ithalat borçları dokuz ayda 2 milyar 339 milyon dolar azalarak 43 milyar 924 milyon dolara düşmüştür.

2025’te Kur Riskini Artıran Faktörler

Merkez Bankası politika faizi, yeni ekonomi yönetiminin göreve başladığı Haziran 2023’ten itibaren kademeli artışlarla yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye kadar yükselmiş ve bu düzey sekiz aydır korunmaktadır. Bu süreçte, aşırı yüksek TL faiz oranlarının etkisiyle piyasadaki fonlar ağırlıklı olarak bu alana kayarken, dövize olan talep azalmış ve kur artışları yavaşlamıştır. Nominal artışı enflasyonun çok altında kalan dövizle borçlanmak cazip hale gelmiştir. TL faizlerinin ulaştığı rekor düzey, ekonomideki diğer aktörler gibi reel sektörün varlık-yükümlülük yönetiminde de önemli değişimlere yol açmıştır.

Reel sektörün döviz varlıklarının en büyük bölümünü oluşturan döviz mevduatındaki kayda değer çözümler, yüksek faizin cazibesi ile TL enstrümanlara yönelimi göstermektedir. Ayrıca, reel olarak gerileyen kurlar, maliyetleri düşüren dövizle borçlanma imkânını teşvik etmektedir. Ancak, parasal sıkılaştırmanın etkisiyle üretimde yaşanan duraksama ve büyümedeki yavaşlama, faiz indirimi taleplerinin artmasına neden olmuştur. Önümüzdeki dönemde beklenen faiz indirimleri süreci, dövize olan talepte artış olasılığını beraberinde getirmekte ve bu durum kur artışlarını tetikleyebilir. Bu da yüksek döviz pozisyon açığı nedeniyle reel sektör için ciddi bir kur riski anlamına gelmektedir.

Kur Riski Nedir?

Kur riski, döviz kurundaki dalgalanmalara bağlı olarak bankalar, diğer finans kurumları veya finans dışı kişi ve kuruluşların yabancı para varlık ve yükümlülüklerinin ulusal para cinsinden değerinin aniden değişmesi nedeniyle uğrayabilecekleri zararı ifade eder. Yükümlülükleri varlıklarından fazla olan kuruluşlar, döviz pozisyonu açığı vermektedir. Normal dönemlerde taşınabilir hacimdeki döviz pozisyon açıkları, yüksek oranlı döviz kur artışları dönemlerinde yüklediği ilave maliyetle taşınamaz hale gelmektedir. Yüksek kur artışları, döviz açığı fazla olan firmaların bilançolarını bozmakta; kredi bulmalarını zorlaştırmakta, borçlanma maliyetlerini artırmakta ve mali yapılarını sarsmaktadır.

Kurlarda yukarı yönlü hareket riskinin arttığı dönemlerde, ihtiyatlı döviz pozisyon yönetimi uygulamak ve risk yaratan döviz pozisyonu açıklarını kapatmak önem kazanmaktadır. Bu riskler, ekonomideki aktörlere zincirleme etki yaparak, ortaya çıkan ilave kur riski maliyeti nedeniyle mali yapısı bozulan firmalardan döviz alacaklı olanlar (örneğin bankalar, ihracatçılar) da tahsilat güçlüğü nedeniyle zarara uğrayabilmektedir.

Kaynak: Patronların Dünyası