34,4835$% 0.06
36,4154€% 0.16
43,6691£% 0.1
2.955,63%0,71
2.664,56%0,60
9.298,77%2,96
Reflü, mide içeriğinin yemek borusuna, bazen ağız boşluğuna ve hatta akciğerlere doğru geri kaçması sonucu oluşan, buralarda hasar yaratan bir hastalıktır. Reflü, toplumda oldukça yaygın olup, görülme oranı %20-25 gibi yüksek rakamlara ulaşmaktadır. Bu kronik hastalık, tedavi edilmediği takdirde yemek borusu kanserine yol açabilir ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Reflü hastalığının birçok nedeni vardır. Bunlar arasında beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı, mide ve yemek borusu arasındaki kapakçığın (hiatal halka) gevşekliği veya fıtıklaşması yer almaktadır. Yutulan gıdaların midede sindirimi sırasında, bu kapakçığın düzgün çalışması son derece önemlidir. Aksi takdirde, mide asidi ve diğer mide içeriği (safra tuzları vb.) yemek borusuna kaçabilir ve semptomları başlatabilir.
Reflü hastalığında genellikle mide asidi suçlu olarak görülse de, asıl sorun alt özofagus sfinkterinin (AÖS) işlevini yitirmiş olmasıdır. Bu kapakçığın açılması veya gevşemesi zamanla fıtıklaşmasına ve hastalığın temel mekanizmasını oluşturmasına neden olur. Bazen bu fıtıklaşma o kadar büyük olur ki, midenin bir kısmı yukarı kayar (sliding herni) ve kalbi sıkıştırabilir. Bu tür hastalar genellikle göğüs sıkışması, çarpıntı ve terleme gibi belirtilerle kardiyolojiye başvururlar. Yapılan tetkikler genellikle normal çıkmaktadır; bu sebeple bu hastaların ihmal edilmemesi ve acil müdahale gerekliliği göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi halde, yukarı kaçan organ sayısı artarak mide ve bağırsaklarda gangren gelişebilir.
Reflü hastalığının tanısı, sedasyon eşliğinde yapılan endoskopi ile konulmaktadır. Endoskopi sırasında, reflü hastalığının derecesi (hafif, orta, ağır) net bir şekilde belirlenir. Ayrıca, şüpheli lezyonlar için biyopsi alınabilir ve hasta ile yakınları detaylı bir şekilde bilgilendirilir. Günümüzde 24 saat PH monitörizasyonu (PH metre) neredeyse kullanılmamaktadır, ancak özofagus manometrik ölçümler, uygun görülen hastalarda ek olarak istenebilir.
Bu belirtiler, hayati önem taşıyan ve “Barret özofagus” adı verilen kanser öncüsü lezyonlara da yol açabilir.
Reflü hastalığının tedavi süreci, hastanın mevcut şikayetlerinin şiddeti ve endoskopide görülen hasarın derecesine göre değişiklik gösterir. Ancak genel olarak, tüm hastalara beslenme ve yaşam alışkanlıklarının değiştirilmesi, kilo kontrolü ve gece “Reflü Yastığı” kullanılması tavsiye edilmektedir.
Mide ile yemek borusu arasındaki halkada gevşeklik tespit edilen hastalara, diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri ile ilaç tedavisi ile düzelmeyen reflü şikayetleri için endoskopik tedavi yöntemleri uygulanabilir. Ancak, büyük bir fıtığı olan hastalarda bu yöntemlerin etkisi sınırlıdır. İşte bu yöntemlerden bazıları:
Reflü hastaları, yıllardır süren şikayetlerinin kalıcı çözümünün ameliyatla mümkün olduğunu duyduklarında genellikle şaşkınlık yaşarlar. İşte ameliyat hakkında sıkça sorulan bazı sorular:
Kaynak: Doktor Sitesi
Mide Botoksu: Kilo Verme Yöntemi ve Etkileri