Rekabet Kongresi’nde Eğitim, Teknoloji ve Ekonomi Vurgusu
Rekabet Kongresi'nde Öne Çıkan Temalar
Patronlar Dünyası'nın haberine göre; Türkiye’nin rekabet gücünü artırmak ve çeşitli sektörlerin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla faaliyet gösteren Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından düzenlenen Rekabet Kongresi, bu yıl ‘Rekabet, Eğitim ve Teknoloji’ ana temasıyla gerçekleştirildi. SEDEFED’in 20’nci yılı dolayısıyla düzenlenen kongre, üyesi olduğu 50 sektörel dernek aracılığıyla 34 sektörde faaliyet gösteren 13 bin işletme ve iş insanına hitap etti.
Kongrenin açılışında konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, enflasyonla mücadele sürecine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin son 1,5 yıldır izlenen ekonomi politikaları neticesinde önemli bir mesafe kat ettiğini belirten Turan, ülke risk priminin düştüğünü, Merkez Bankası rezervlerinin hızla arttığını ve cari açığın gerilediğini ifade etti. Merkez Bankası’nın sıkı para politikasının sürdürülmesiyle birlikte enflasyonun daha da düşeceğine vurgu yapan Turan, "Ancak para politikası ile elde edilebilecek başarının sınırları vardır. Bu nedenle, para politikasındaki sıkı duruşun maliye politikası ile desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle kamu harcamalarının, enflasyonla mücadeleye katkı sağlaması gerektiğini ve kayıt dışı ekonomi ile daha güçlü bir mücadele yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
Makroekonomik istikrarın sağlanmasının ön koşul olduğunu, ancak küresel rekabet yarışına hazırlanmanın yeterli olmadığını vurgulayan Turan, ekonomik yapının yüksek verimlilik hedefleriyle dönüşmesi gerektiğini belirtti. "Eğer üretim yapımızı yüksek teknolojili ürünler ve yeşil ekonomi doğrultusunda dönüştürebilirsek, yoğunlaşan küresel rekabette iddiamızı sürdürebiliriz" diyen Turan, Türkiye’nin imalat sanayisindeki girişimlerin yüzde 55,5'inin düşük teknoloji faaliyetlerinde bulunduğunu, yüksek teknoloji faaliyetlerinde yer alan girişimlerin oranının ise yüzde 1 bile olmadığını sözlerine ekledi.
Yüksek Teknoloji VurgusuTürkiye’nin yüksek teknolojili ihracatının yetersiz olduğunu belirten Turan, "Son 15 yılda üst orta gelirli ülkelerde, yüksek teknolojili ürünlerin toplam imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 23 iken, Türkiye’de bu oran sadece yüzde 2,8'dir. Rekabet gücümüzü artırmak ve büyüme performansımızı yükseltmek için yüksek teknolojili üretim payını ve ihracatını artırmalıyız" dedi. Bu bağlamda eğitimin önemine de dikkat çeken Turan, "Günümüzde rekabetçilik, yenilikçilik ve bilgi ile yetenekler üzerine inşa ediliyor. Ülkeler arasında insan kaynakları rekabeti yaşanıyor. Veriler, nitelikli işgücü konusundaki rekabette pek de önde olmadığımızı gösteriyor. Eğitim bütçesine ayrılan kaynakları artırmalıyız" şeklinde konuştu.
Eğitim hedeflerinin yakalanabilmesi için MEB bütçesinin merkezi bütçeden aldığı payın 2015’te yüzde 13 düzeyindeyken, sonrasında sürekli düştüğünü belirten Turan, "Bu payı bir an önce yüzde 15’e çıkarmalıyız. Kamuda tasarruf yapalım diyoruz ama tasarrufu eğitim bütçesinden değil, ülkenin verimliliğine katkısı olmayan alanlardan sağlamalıyız" dedi. Hukuk devletinin, yargı sisteminin ve demokrasinin niteliğinin gözden geçirilmesi gerektiğine de dikkat çeken Turan, "Değişime ayak uydurabilmek için hukuki öngörülebilirliğin sağlanması, piyasa ekonomisi ilkelerine uyulması ve kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu alanlara gereken önemi vermezsek, kısa vadede elde edilen başarıları sürdürülebilir kılmak mümkün olmayacaktır" ifadelerini kullandı.
Erdem: Rekabet Gücümüzde 67 Ülke Arasında 53. SıradayızSEDEFED Başkanı Emine Erdem, günümüzde 'hiper rekabet çağının' yaşandığını vurgulayarak, rekabetin artık bir liderlik mücadelesi haline geldiğini kaydetti. Küresel yarışta yalnızca kaynaklara sahip olmanın yeterli olmadığını, yenilikçi düşünme yeteneği, hızlı adaptasyon ve cesur adımlar atmanın önemine dikkat çeken Erdem, Türkiye'nin dünya üzerindeki rekabetçilik pozisyonunu şu şekilde değerlendirdi: "Türkiye olarak, IMD'nin 2024 Dünya Rekabet Gücü Sıralaması'nda 67 ülke arasında 53. sıradayız. Üstelik bir önceki yıla göre 6 sıra geriledik. Hukuki altyapıda reform, eğitimde ve iş gücü piyasasında iyileştirme, beyin göçünün azaltılması ve gelir eşitsizliğinin dengelenmesi gibi öncelikli alanlar öne çıkıyor. Ancak dikkat çekici bir durum da var: Türkiye'ye yönelik öneriler listesinde dijitalleşme henüz bir öncelik olarak görülmüyor. Çünkü diğer alanlardaki sorunlar çözüm beklediğinden dijitalleşmeye sıra gelmiyor."
Sönmez: Yeni OVP’de İyimser Bir Tablo ÇiziliyorZirvenin açılışında konuşan TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, geleceğe yatırım yapan uzun vadeli stratejilerin hayati önem taşıdığını ve bu açıdan OVP’nin kritik bir rol oynadığını kaydetti. Yeni OVP’de enflasyon beklentilerinin yukarı yönlü güncellenmesinin, geçtiğimiz yıl ki tahminlerin fazla iyimser olduğunun bir göstergesi olduğunu belirten Sönmez, "Reel sektörün ve iş dünyasının temel beklentisi, daha gerçekçi, güven veren ve istikrarlı politikaların uygulanmasıdır. OVP’de 2024 için öngörülen yüzde 4’lük büyüme ve yüzde 17,5’lik enflasyon hedefleri, ne yazık ki halen iyimser bir tablo çiziyor. Merkez Bankası’nın 2025 enflasyon tahminini yüzde 21’e yükseltmesi, bu durumun altını çizen önemli bir veridir" dedi.
Özel sektörün karşılaştığı üretim maliyetleri, döviz kuru dalgalanmaları ve finansmana erişim gibi temel sorunların çözülmesi gerektiğini vurgulayan Sönmez, "Dolar/TL paritesindeki hareketliliğin kontrol altına alınması, döviz kurunu belirleme çabalarından ziyade volatilitenin azaltılmasına odaklanmalıdır. Aksi halde, ihracat performansımız ve yüksek teknolojili üretim hedeflerimiz olumsuz etkilenebilir" dedi. Adalet ve güven ortamının güçlendirilmesinin Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme hedefleri açısından kritik olduğunu belirten Sönmez, "Eğitime yatırım yaparak ve demokrasiyi güçlendirerek, ‘orta gelir’ ve ‘orta demokrasi’ tuzaklarını aşabiliriz. Bu hedeflere ulaşmanın yolu, hukukun üstünlüğüne dayalı, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışından geçmektedir" şeklinde konuştu.
Kaynak: Patronların Dünyası