TBMM Plan Bütçe Komisyonu Toplantısında 2025 Bütçesi ve Ekonomik Değerlendirmeler
TBMM Plan Bütçe Komisyonu Toplantısı
Ensonhaber.com'un haberine göre; İHA, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi, Gelir İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Kamu İhale Kurumu'nun Sayıştay raporları ve bütçeleri ele alındı.
"Uygulanan Politikalar Sayesinde Gelir Dağılımında İyileşmeler Oldu"Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe görüşmeleri sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakan Şimşek, son yıllarda gelir dağılımı ve enflasyon tahminlerinin en çok tartışılan konulardan biri olduğunu belirtti. Son 22 yılda yoksulluğun azaltılması ve gelir dağılımının iyileştirilmesi için önemli adımlar atıldığını kaydeden Şimşek, uygulanan politikalar sayesinde gelir dağılımı göstergelerinde olumlu gelişmeler yaşandığını ifade etti.
Şimşek, “En yüksek gelire sahip yüzde 10'luk grubun harcanabilir gelirden aldığı payın, en düşük gelire sahip yüzde 10'luk grubun payına oranı yüzde 17,7 iken 2023'de bu oran 13,8'e kadar düştü. Son dönemde enflasyon kaynaklı bir miktar bozulma yaşanıyor. Bu rakamlar, önümüzdeki dönemde de yansımaya devam edecek” şeklinde konuştu.
"Çalışanlarımızı Hiçbir Şekilde Enflasyona Ezdirmeyeceğiz"
En düşük memur maaşında reel artışın son 22 yılda dolar bazında yüzde 238'ten yüzde bin 139 dolara yükseldiğini belirten Şimşek, "En düşük emekli maaşındaki reel artış yüzde 543, dolar bazlı artış ise yüzde 812. Bu, 40 dolardan 363 dolara çıkmak demek. Asgari ücretteki reel artış ise yüzde 212, dolar bazında artış ise yüzde 343. Yani 112 dolardan 494 dolara kadar çıktı. Özetle, çalışanlarımızı hiçbir şekilde enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz” dedi.
Şimşek, vergi harcamalarının 853 milyar lirasının asgari ücretin vergi dışı bırakılmasından kaynaklandığını, yatırım teşviklerinin ise 536 milyar lira olduğunu söyledi.
2002 yılında dolaysız vergilerin toplam vergiler içerisindeki payının yüzde 53,1 olduğunu aktaran Şimşek, bu oranın bugün yüzde 56,1'e çıktığını belirtti. Türk vergi hukukunda hiçbir bakanın veya idarenin vergi borcunu silme yetkisi olmadığını vurgulayan Şimşek, vergi silme yetkisinin yalnızca Meclis'e ait olduğunu ifade etti.
"Gönül İster ki Asgari Ücretimiz Bunun Çok Üstünde Olsun"
Asgari ücrete dair çeşitli değerlendirmelerin yapıldığını belirten Şimşek, “Asgari ücreti bir komisyon aracılığıyla belirliyoruz. Bu aşamada benim bir değerlendirme yapmam doğru olmaz. Gönül ister ki katma değeri yüksek ürünler üretelim, verimliliğimiz çok yüksek olsun ve teknolojik boyutu çok gelişmiş olsun. Asgari ücretimiz bunun çok çok üstünde olsun. Biz bu hedefe ulaşmak için yapısal reform gündemimizde en büyük başlığı AR-GE, teknolojik dönüşüm, yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm oluşturuyor” dedi.
"Amacımız Enflasyonu Tek Haneli Sayılara Düşürmek"Enflasyonun düşmesi için gerekli politika çerçevesinin şekillenmesinin ve para politikasının yeniden inşasının zaman aldığını aktaran Şimşek, “Bugün geldiğimiz noktada koşullar artık kalıcı bir şekilde dezenflasyona elverişli. Bu süreci üç aşamalı olarak planladık. İlk yıl dezenflasyona geçiş dönemiydi; şu anda bir dezenflasyon dönemindeyiz. Son dönem, özellikle 2026 ve sonrası istikrar dönemi olacak. Yani, artık tek haneye doğru evrildiği ve kalıcı bir şekilde enflasyonun kontrol altına alındığı bir dönem olacak. Amacımız enflasyonu tek haneli sayılara düşürmek” dedi.
"Enflasyon Tahmininde Yetkin Kurumlarımıza Güveniyoruz"Şimşek, uluslararası kuruluşlarda olduğu gibi kendi tahminlerinde de değişiklikler olduğunu belirterek, “Merkez Bankamız, enflasyon tahminini yüzde 70 olasılıkla belirtiyor. Bu durumda bir olasılık durumu söz konusu. Çünkü küresel ve yurt içi konjonktüre ilişkin varsayımlar yapmak zorundasınız ve bu varsayımlar zamanla değişebiliyor. Uluslararası kuruluşlar da tahminlerini düzenli olarak güncelliyor. Biz de ilgili kurumlarımız, iç ve dış konjonktüre yönelik tüm gelişmeleri titizlikle takip ediyor ve düzenli olarak toplanarak değerlendiriyor. Bakan olarak benim tahmin yapma imkânım yok. Son OVP'de Merkez Bankamız yıl sonu enflasyon tahminini açıkladı. Strateji Bütçe Başkanlığı ise başka bir tahmin sundu. Biz de kurumlarımızın tahminlerinin ortalamasını aldık. Dolayısıyla bu konuda yetkin kurumlarımıza güveniyoruz ve inanıyoruz” dedi.
"Kamu Harcamalarındaki Disiplin"Kamu harcamalarına ilişkin kendisine yöneltilen sorulara da yanıt veren Şimşek, “Deprem harcamalarına ilişkin herhangi bir tasarrufta bulunmamız söz konusu değil. Harcamalar, ne kadar gerekiyorsa o kadar yapılıyor. Ortalama dolar kuru üzerinden son iki yılda yaklaşık 70 milyar dolar civarında bir kaynak depreme harcanmış durumda. Hiçbir sorunu olmayan bir ülkede dahi milli gelirin yüzde 6'sı kadar bir kaynağı bir felakete harcarsanız, orada alan sınırlıdır. Bu nedenle bütçe esnekliğimiz çok yüksek değil. Bütçe harcamalarımızın yüzde 41.6'sı personel ve bu personelin sosyal güvenlikle ilgili prim transferlerine gidiyor. 2025 yılında bütçe açığını azaltmayı hedefliyoruz ve bunun sayesinde Merkez Bankası'nın dezenflasyon sürecini daha güçlü bir şekilde destekleyeceğiz” diye konuştu.
"Kamuda Muazzam Bir Harcama Disiplini Var"Kamuda tasarruf tedbirleri konusunda önemli bir harcama disiplini sağladıklarını açıklayan Şimşek, “Makro açıdan ne kadar tasarruf yaptığımıza bakarsak, 10 yıllık bir dönemi değerlendirelim. Faiz dışı harcamalar, deprem de dahil, çünkü deprem öngörülemez. Faiz ise piyasa koşullarında bilinir. Faiz dışı harcamalarda, 10 yıllık Meclisimizin onayladığı bütçe ile gerçekleşen bütçe arasındaki sapma yıllık ortalama yüzde 9,1’di. Biz 2024 yılında bu sapmanın yüzde 0,8'e düşeceğini öngördük. Eğer bir tasarruf felsefesi olmasaydı, sapmanın bu kadar düşmesi mümkün olur muydu? Sapma, son 10 yılın ortalaması bağlamında gidecek olsaydı, 814 milyar liraya denk gelecekti. Dolayısıyla kamu harcamalarında muazzam bir disiplin ve tasarruf sağlanmıştır” dedi.
"Kamuda TOGG Araçları Kullanılıyor"Kamudaki taşıt sayısına ilişkin de bilgi veren Şimşek, 2023 yılına göre kamuda taşıt sayısının net olarak 3 bin 848 adet arttığını belirtti. Şimşek, “Artan taşıtların yüzde 90'ı güvenlik, sağlık ve afet yönetimi için tahsis edilen araçlardır. 2 bin 910 adet yani yüzde 76'sı, Emniyet Genel Müdürlüğü Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı tarafından hibe edilen taşıtlardır. Yani bütçeden bir para ödemedik. İçişleri Bakanlığımız, Emniyet Genel Müdürlüğümüz, taşıtlarını yenilemesin diyorsanız, takdir sizin. 252 tanesi Sağlık Bakanlığı'nın ambulansıdır. Acil müdahale hizmetleri için bu araçları istemiyor musunuz? Ayrıca 151 adeti Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'na alınan asayiş araçlarıdır. 168 adeti ise Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'na aittir. Makam aracı anlamında yenilenme taleplerinin tamamını mevcutların tasfiyesi kararıyla onaylıyoruz. Makam anlamında biz TOGG araçlarını veriyoruz” dedi.
"EYT'nin Maliyetleri ve Sosyal Güvenlik"EYT'nin maliyetini Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) sorduklarını belirten Şimşek, “Bu tutarı Hazine Maliye Bakanlığı teknik ekipleri alıyor ve finansman maliyetini ekliyor. 2024 yılı için 592,6 milyar lira olarak hesaplanıyor, fakat bu finansman maliyetini içermiyor. Biz buna finansman maliyetini ekleyerek 752 milyar liraya ulaşıyoruz. Burada önemli olan, aktüeryal dengeyi bozan bir uygulama mı? Evet. OECD'de 38 ülke var; aralarında az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler de var. Bu ülkelerde 30'lu, 40'lı hatta 50'li yaşlarda emekli olan neredeyse yok. Birçok ülke emeklilik yaşını 65'in üzerine çıkarmış durumda” dedi.
"Vergi Borçları Silinemez"
Vergi borçlarının silindiği yönündeki eleştirilere yanıt veren Şimşek, “Türk vergi hukukunda hiçbir bakanın veya idarenin vergi borcunu silme yetkisi yok. Vergileri silme yetkisi sadece Yüce Meclis'tedir. Hiçbir şekilde ne bireylerin ne de şirketlerin vergilerini silme yetkim yok. İyi ki yok. Eğer söylediğiniz husus, uzlaşma müessesesi kapsamında yanlış olduğu değerlendirilen raporlar kapsamında bir takım düzeltmeler ise, o 1963'de getirilmiştir. Ben bakan olduktan sonra, 1963'ten beri yürürlükte olan bu kanunun aksine, ‘bundan sonra uzlaşmalarda ana parada hiçbir şekilde indirim yapılamaz' diye bir düzenleme getirdik. Dolayısıyla, ben asla vergi borcunu silmedim. Çünkü böyle bir sorumluluk üstlenmem mümkün değil” dedi.
İlgili Haber: Ensonhaber