Yenidoğan Çetesi Skandalında Çarpıcı İfadeler ve Gelişmeler

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yenidoğan Çetesi Skandalında Yeni Gelişmeler

İHA’nın haberine göre, Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen ‘Yenidoğan Çetesi’ skandalında dikkat çeken gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da bebekleri, kendileriyle anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç elde eden ve ihmalkar davranışlarla bebeklerin ölümüne sebep olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyeleri, yargı sürecinde üçüncü günlerini geride bıraktı. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame çerçevesinde, çete lideri Fırat Sarı ve İlker Gönen’in de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu toplam 47 sanık, hakim karşısına çıktı. Sanıkların ifadeleri ise oldukça çarpıcıydı.

Duruşmada, tutuklu sanıklardan hemşire Damla Atak’ın verdiği “Rıza Bey, Kaya bebeği görmediğini söyledi ama gördü, viziteni kendi yazdı” şeklindeki ifadeleri büyük yankı uyandırdı.

“HASTANE, SEYHMUZ ÇELİK’İ İSTEMİYORDU, BU YÜZDEN MEHMET GÜRÜL’Ü GETİRDİLER”

Damla Atak, 2015-2020 yılları arasında Avrupa Şafak Hastanesi yoğun bakımında ve 2020 yılında Duygu Hastanesi’nde çalıştığını belirterek şunları ifade etti: “Duygu Hastanesi’nde çalışırken Fırat Sarı yöneticilik yapıyordu. 7 aydır dolandırıcılıkla suçlanıyorum. Fırat Sarı’nın hastanesinde çalışıyordum ama Sarı’yı en fazla iki kez gördüm. Bilgisayarda yazılan epikrizleri okumadım, bu epikrizlerin hangi şartlarda yazıldığını bilmiyordum. Mehmet Gürül, bu hastanenin yoğun bakımını işletiyordu, Fırat Sarı oraya karışmıyordu. Hastane, Seyhmuz Çelik’i istemiyordu, bu yüzden Mehmet Gürül’ü getirdiler. İşe başlarken Ali Dirik’le görüştüm. Mehmet Gürül, hastanedeki düzensizliklerden dolayı bir süre sonra ayrıldı.”

“BEBEK YOĞUN BAKIMINDA YETKİLİ BİR ÇOCUK DOKTORU YOKTU”

Atak, üzerindeki suçlamaları reddederek, “Bebek ex olduğunda benim hastanede olmam gerektiği söyleniyor, ben de diğerlerinin de hastanede olması gerektiğini söylüyorum. Batuhan, Rıza Bey’i arayıp, bebeğin 500 gram olduğunu söyledi. Rıza Bey’in de Batuhan Bey’e, ‘500 gram bebek mi olur, çek fişini’ dediğini duydum. Bu durumu savcılıkta öğrendim. Hasta mahremiyeti diye bir şey var, bunun için doktor olmak gerekmiyor, bunu herkes bilir. Ben bir hemşire olarak nasıl başka bir hemşireyle görüntülü konuşurum. Beni arasaydı ben hastaneye giderdim ama beni aramadılar. Rıza Bey, Batuhan Bey’e ‘Bebeğin durumu çok kötüyse fişini çek’ diyor, bunu bebeği bilen ben yapamıyorum, Batuhan nasıl yapıyor? Hastaneyi denetime geldiğinde Kaya bebeği ve ilgilenen doktoru sordular. Ali Bey, denetimcilere bebeğin ex olduğunu söyledi. O sırada sorumlu hemşire olmadığı için Rıza Bey’in eşi Hilda Hanım’ın kaşesini kullandık. Hilda Hanım o sırada Güney Hastanesi’nde çalışmıyordu, Hilda Hanım bebeği hiç görmedi, Rıza Bey gördü.”

“KENDİSİNİN İLAÇ SATTIĞINA ASLA İNANMIYORUM”

Damla Atak, kamera kayıtlarıyla ilgili de şunları söyledi: “Yoğun bakımdaki kameraları Ali Diren çıkarttırdı. Gece nöbetçi doktorun olmadığını hastane sahibi Müzeyyen Hanım biliyordu, sürekli hastanedeydi. Batuhan Bey, bebek ölümlerinden benim sorumlu olduğumu söyledi. Ben de savcılıktan arama kayıtlarından arayıp, aramadığının araştırılmasını istedim, çünkü beni aramadılar, arasalar giderdim. Hastanenin yoğun bakımları dolduğunda, Gıyasettin Mert, Fırat Sarı ile anlaşmalı olduğu hastanelere sevkini yapıyordu. Hüseyin Günerhan’ı 2013’ten beri tanıyorum, kendisinin ilaç sattığına asla inanmıyorum. Bebek ex olduğunda üçüncü basamaktı ama o gün hastaneyi denetime geldikleri için bebeği birinci basamakta gösterdiler.”

“GIYASETTİN MERT GÖNDERDİĞİ HER BEBEĞİN DURUMUNU BİLMEK İSTİYORDU”

Duruşmada, Cumhuriyet Savcısı’nın Damla Atak’a yönelttiği “Neden her bilgiyi Gıyasettin Mert’e iletiyordun, kendisi yoğun bakımı mı işletiyordu?” sorusuna, Atak şu şekilde cevap verdi: “Gıyasettin Mert ile Ali Bey yakındı. Gıyasettin Mert gönderdiği her bebeğin durumunu bilmek istiyordu, ben de bilgileri aktarıyordum.” Savunma yapan sanık avukatı ise “Ölen bebekler için çok üzgünüz, bu olayın yaşanmamasını isterdik, ancak bu genç kızın hiçbir suçu yoktur.” dedi. Duruşma, Rıza Keykukubat’ın savunması ile devam etti.

Kaynak: Ensonhaber